Öznur Çalık'dan Aday Adaylarına Redbull desteği!

6 Şubat Depremlerinin ve hala devam eden artçılardan henüz seçime odaklanamayan bir deyime herkesin kendi derdine düştüğü Malatya’da bazı koltuk sevdalıları için planlar yapılmaya devam ediyor. Atalarımızın söylediği gibi “Koyun Can Derdinde, Kasap Et Derdinde” 

Vatandaş kötü ve zor kış şartlarını nasıl atlatacağını düşünürken bazı koltuk sevdalıları, ne kulis bırakıyor, ne trol ve tetikçi kalemşörleri ne de Ankara’nın yollarını…

20 Yılı aşkın siyaset arenasında vekillik yapan Öznur Çalık için herkes emeklilik modunu hesaplarken aşağıdaki resimde göreceğiz ekip ile birlikte “Ben daha ölmedim” mesajı vermişti. 14 Mayıs seçimlerinde hiç kimsenin listeye gireceğine ihtimal vermediği, hatta kendisinin bile inanmadığı İhsan Koca’yı tekrar meclise gönderen ve AK Parti il başkanlığına elini güçlendirmek için getirttiği Namık Gören’i monte eden Çalık aklı sıra 2-3 yıl önce kurduğu Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı planını sürdüreceğini düşündü. Ama hiçbir zaman evdeki hesabın çarşıya uymadığı bir hayatın gerçeği vardır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti MKYK’sından hem Öznur Çalık hem de Bülent Tüfenkci ismini silmesi Malatya’yı bugün geldiği ağır ve yavaş işleyen ilgisizliğe sevk etti. Her ne kadar bakanlar ve belediyeler azimli işler yapsa da diğer 10 ile göre geride kaldığımızı kimse inkar edemez. 

Çalık buradan yediği golün farkında olacak kadar kurt bir siyasetçi. Ama duyuyoruz ki Eczanesinin bodrumunda kurduğu kulis odasıyla bazı çaylak Belediye başkan adaylarına caka sattığı ve hala o eski gücünün olduğuna inandırdığı iddiaları kulislere düştü. Bu komik durumunda aklımıza yine atalarımızın söylediği gibi “Kelin ilacı olsa kendi başına sürer” sözü geldi. 

Öznur Çalık önce kendini aday göstersin de sonra size sıra gelir. Aklınızı başınıza alın AK Parti’nin hiçbir kademesinde yer almayan birinden ne medet umuyorsunuz? Cumhurbaşkanı değer verse en kötü Danışmanlık görevi verip yanında tutmaz mıydı? Bu görevsizleştirme emeklilik modunun başlangıcıdır. 

ODA TV’den, Paralı Trollerden, Meşale yada çeşitli din simsarlarından umduğu desteklerle imkanı yok aday olamaz. Yine söylüyoruz! Malatya’da Öznur Çalık dönemi, siyaseti, yalanları bir daha açılmamak üzere sona ermiştir. O defter artık rafa kalkmıştır. Öznur Çalık’a yalakalık yapmaya gidip görev dilenen, eğilip bükülen aday adaylarına naçizane önerimiz, şayet kendisini çok seviyorsanız eczanesinden sakinleştirici bir hap alıp sakince önümüzdeki haftayı beklemeniz olacaktır. Zaten adaylar açıklandıktan sonra artık selam vermeyeceğinize inancımız tam.  

Not: Bu resim güncel değildir. Öznur Çalık'ın 2022 yılındaki Eczane açılışında çekilmiştir. Yazıhan Belediye Başkanı Nevzat Öztürk'ün rahatsızlığı nedeniyle bu açıklamaya gerek duyulmuştur. 

ADAY ADAYLARINDAN MİLYONLARCA LİRA ALINIYOR İDDİALARI

Hemen hemen her seçim dönemi herkesin dilinde dolanan bir kavram var. “Şu belediye adaylığı için şu kadar milyon para ödemiş” şeklinde sözlere hepiniz şahitlik etmişsinizdir. Bu dönemde gelenek bozulmadı. Yine bir takım adayların, ilçesinde yada büyükşehir için parti genel merkezlerinde pazarlığa düştüğü ve çantalarla paraların dolaştığı kulislerde gezen iddialar arasında. Kimse, kimin ne için, kaç milyon verdiğini bilmese de bu entrikalar seçim süreçlerinde konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor. İlçe belediyeleri için 2-3 Milyon, Merkez ilçeler için 10-15 Milyon Büyükşehirler içinde 50-60 milyon gibi tutarların telafuzu geçiyor. Adaylık da paralıysa memleketi kim düşünür.? Herkes verdiğini geri çıkarmak için belediyeyi ticarethaneye çevirir. Umarız bu söylentiler şehir efsanesinden öteye gitmez. Yukarıdaki resimdeki hiç kimseyi bağlamayan bir iddiadır. Her hangi bir algı oluşturma maksatlı yazılmamıştır.  

MALATYA ÖZNUR ÇALIK’A KALIRSA VAY HALİMİZE!

20 Yıllık görev sürecinde ne demişse hiçbir proje tamamlanmamış. Kendisine biat eden, yalakalık yapan kim varsa bir yerlere atamış, yerleştirmiş. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım konteynerinin yakınında parkta yatan birini görüp “Yahu bu soğukta nasıl dışarda yatıyorsun? Gel bari sana şu kullanmadığımız çadırı vereyim orada kal” demiş. Ardından battaniye, mont felan temin edip hayrına vermiş. Bu gariban vatandaşa acıdığı için birilerini arayıp bir konteyner vermeleri konusunda duyarlı bir insanlık örneği sergileyen bu arkadaşımız ne hikmetse diyor aklıma Öznur Çalık geldi. “Aradım Öznur Hanımı bir konteyner temin etme konusunda desteğini istedim ve durumu izah ettim diyor. Bana “İmkanı yok ben konteyner bulamam, AFAD’a git, Valiliğe git” dedi. Diyor. Bende arkadaşıma “Peki diyemedin mi sen bir konteyner bulacak kadar yetkin ve ağırlığın yoksa ne diye sağda solda ben başkan adayıyım diyorsun ve bu göreve soyunuyorsun” dedim. 

Oysa Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan hiçbir konteyner talebini asla geri çevirmemiştir. 

Öznur hanımın olayını güzel bir hikaye ile toparlayalım.  

1593-1634 yıllarında Sultanahmet’te yaşayan Bekri Mustafa’nın adını, herhalde duymuş olmalısınız…

18 yaşındayken annesinin de vefatıyla yalnız kalan Bekri Mustafa bazı arkadaşlarının da ısrarı ile bu dönemde içkiye başlar. Kumkapı’da Agop’un Meyhanesinin başlıca Müdavimleri arasına karışır. Çok geçmeden Medreseyi de dükkânını da bir tarafa bırakan Mustafa Ağa bütün ömrünü gece gündüz bu meyhanede içki içmekle geçirmeye başladığından Bekri namıyla anılmaya başlanır. Uzun boylu, iri yapılı, geniş omuzlu, pos bıyıklı ve güçlü kuvvetli bir adam olan Bekri Mustafa, son derecede zeki, nüktedan ve hoşsohbettir. Hazır cevaplılığı ve hak bilirliği ile herkesin takdir ve sevgisini de toplamıştı. Bekri Mustafa’nın bu özelliklerini duyan Dördüncü Murat, daha Şehzadeliği sırasında kendisini nedimeleri arasına almış, tahta çıkışından sonra da Saraya dahil olmuştu. Dördüncü Murat, içki yasağını koyduğu yıllarda dahi Bekri’nin ayyaşlığını hoş görmüş, kendisinden iltifatlarını esirgememişti. Bekri Mustafa’nın bu içki yasağı devirlerine ait pek çok fıkrası vardır.

Hikâye şöyle:

Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede “Küçük Ayasofya Camii”nin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı “hoca” zannederek namazı kıldırmasını söylerler. “Yok, ben hoca değilim” dese de, dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat, ölüye ne söylediğini merak eder. Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahrete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar…” der.

Hikâye böyle.

Aslında her zaman Bekri Mustafalar olagelmiştir. İşin ehline verilmediği, yetenek ve kabiliyeti, liyakat ve ehliyeti olmayan, yapacağı işin vizyon ve ufkundan uzak kişilerin iş başı yaptığı hep görülmüştür. İnsanlığın sultanı Peygamber Efendimiz (SAV), “İş ehline verilmediği zaman kıyameti bekleyin” der. Yani büyük kıyamet olmasa da o işin kıyameti yakındır. Değil mi ki, işin ehline verilmemesi akla ziyandır. İşin aslını bilenlerin bulunduğu bir ortamda ehil olmayanlara işlerin verilmesi normalde düşünülemez. Ama ortalığı kesif bir cehalet kaplamış, gerçekler ters yüz edilmiş, fitne fesat ortalığı kaplamışsa, işler kapanın yani ehil olmayan kimselerin elinde kalır. Bu da toplumlar için bir çeşit kıyamet demektir. Burada “iş” ten maksat insanlık için gerekli her türlü görev ve faaliyeti içine alır. Ancak en önemlisi yönetimde görev almaktır. Günümüzde liyakat ve ehliyetin önemi çok dile getirilmiş olsa da uygulamada maalesef yanlışlar yapılmaya devam ediliyor. Yakını olanlar, dayısı olanlar, grubu olanlar, parası olanlar bir yolunu bulup layık olmadıkları, geldikleri görevin gerektirdiği yetenek ve kabiliyete, eğitim ve vizyona sahip olmadıkları halde bir yere gelebiliyorlar. Bu durum; hoşnutsuzluk, uyumsuzluk, kargaşa, maddi kayıplar ve hizmetlerin aksamasına neden oluyor. Meşhur deyimle “tüyü bitmemiş yetim hakkı”nın ihlali de cabası…

Öznur Çalık Malatya'ya başkan olmuş derlerse siz halimizi anlayın....

Murat KARAKOÇ