Suç İşleme Özgürlüğü Kimler İçin?
04 Nisan 2016, Pazartesi 14:44 Terör, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, tecavüz toplumu sarmalamış durumda.\r\n\r\nHertürlü ahlaksızlığa, hukuksuzluğa karşı bazıları; dini, ideolojik, etnik açıdan yaklaşıyor. Tavrını ona göre belirliyor.\r\n\r\n
\r\nHerkesin, hukuka, yargıya bakış farklılıkları olabilir. Ama yürütmenin, yani idarenin, yani siyasilerin yargıya yaklaşımı ile nasıl böyle olur diye sorgulaması çok ilginç bir durum!\r\n\r\n
\r\nHukuk devletinde; kanun önünde herkes eşittir, her suçun belirlenmiş cezası vardır temel anlayışı vardır.\r\n\r\n
\r\nSavcı bir soruşturma açsa lehe ise alkış, aleyhe ise karalama! Hakim lehe bir karar verse iyi, aleyhe karar verse karalama! Yargıtay-Danıştay kararları lehe ise övgü, aleyhe ise karalama!
\r\n
\r\nİlgili ilgisiz, herkes yorum yapıyor.
\r\nBöyle bir durumda adalet nasıl dağıtılır. Yandaş savcı-yandaş hakim, karşıt savcı karşıt hakim algılaması ile topluma bunun yansımasının getireceği sonuçları düşünen yok.
\r\n
\r\nAğzı olan konuşuyor. Hem öyle konuşuyor ki dersiniz, kin, nefret ve öfke her etrafa saçılıyor. Gazeteler, TV ekranlarında yapılan açıklamalar vatandaşın kafasını karıştırıyor.
\r\n
\r\nYa benden yanasın ya karşısın anlayışı toplumu böler.
\r\nSiyasetçi-yandaş gazeteci, yandaş hukukçu, yandaş akademisyen doğru düşünecek ama yargı mensubu yanlış düşünecek, böyle bir mantık devlet yönetiminde istikrarı, toplumsal düzeni sağlar mı? Bunun sonu kaostur. Birileri ısrarla kaos peşinde!. Peki ama neden?
\r\n
\r\nAnayasa Mahkemesinin, Danıştay'ın ve Yargıtay'ın verdiği her karar tartışma konusu. Kibir, beğenmemezlik denilen illet ülkeyi sarmış durumda..
\r\n
\r\nBazıları yargıya yönelik itirazlara marijinal teşhisini koyabiliyor.\r\n\r\nYıllardır bu ülkede adaletle oynanıyor. Adalet, adaletsizlikle eş anlama getirildi neredeyse. Her yargı düzenlemeleri sorun çözmek yerine yeni sorunları beraberinde getiriyor. İnsanlar adalet aramak için yetki ve güç yanlısı bir hukukun insafına sığınmak zorunda kalıyor.
\r\n
\r\nHukuk diye çırpınanların anlatmak istediği Yargı bağımsızlığını muhafaza edebilmektir.
\r\nAdaletle bu kadar oynanmasını tehlikelidir. Hakk'a değil, bize sığının diyen, büyük yanlış yapar. Hele bunu yapanlar ben her şeye kadirim moduna girerlerse, bu daha ürkütücü olur.
\r\n
\r\nHukukun bittiği yer herkese göre değişebilir ama bir gerçek vardır ki o da şu: Güçlünün keyfiliği ancak yargısal denetimle ve hukuk kuralları ile önlenir.
\r\n
\r\nBir kesime göre bu ülkede hukuk katledilmiştir. Hak, hukuk ve adalet tükenmiştir. İşin artık cılkı çıkmış ve endazesi kaçmıştır. Diğer kesime göre herşey normaldir.
\r\n
\r\nTürkiye; Hukuk devleti ve sosyal devlet olmalıdır. Bunu ise başta siyasilerin savunması gerekir. Çünkü hukuk, bir gün herkese gerekli olabilir.
\r\n
\r\nMilletin dediği oluyor diye yandaşlar kollanıp korunuyorsa ve ses çıkmıyorsa, hukuk ve yargı kim için var kim için yok sorusu sorulmaz mı?
\r\n
\r\nAnayasa ve kanunlara istisnasız herkes uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın ve Sayıştay'ın kararları ile gerekçeleri ve içtihatları bağlayıcıdır.
\r\n
\r\nYargı kararları; yürütmeyi, yasamayı, Cumhurbaşkanı'nı ve bütün kurumları da bağlar.
\r\nAnayasayı, yasaları ve yargı kararlarını etkisiz hale getirebilmek için yapılacak her türlü düzenleme, tutum ve davranış; yerine göre kanuna veya Anayasaya karşı hile oluşturur.
\r\n
\r\nKendisini hukukun üstünde görerek, ben yaptım oldu mantığıyla hukukun fiilen ihlali, çok tehlikelidir. Böyle bir yolun açılması, ülkeyi; Anayasaya, kanunlara ve yargı kararlarına uyulmayan, güçlünün haklı olduğu Vahşi Batıya çevirir.
\r\n
\r\nDurum böyle iken bu ülkenin hukuk-siyaset ilişkisinin normalleşmesini beklemek fazla iyimserlik gibi görünmüyor mu?
\r\n
\r\nGünün Sözü: Adaletin tükendiği yerde güçlünün zorbalığı başlar.\r\n
\r\nHerkesin, hukuka, yargıya bakış farklılıkları olabilir. Ama yürütmenin, yani idarenin, yani siyasilerin yargıya yaklaşımı ile nasıl böyle olur diye sorgulaması çok ilginç bir durum!\r\n\r\n
\r\nHukuk devletinde; kanun önünde herkes eşittir, her suçun belirlenmiş cezası vardır temel anlayışı vardır.\r\n\r\n
\r\nSavcı bir soruşturma açsa lehe ise alkış, aleyhe ise karalama! Hakim lehe bir karar verse iyi, aleyhe karar verse karalama! Yargıtay-Danıştay kararları lehe ise övgü, aleyhe ise karalama!
\r\n
\r\nİlgili ilgisiz, herkes yorum yapıyor.
\r\nBöyle bir durumda adalet nasıl dağıtılır. Yandaş savcı-yandaş hakim, karşıt savcı karşıt hakim algılaması ile topluma bunun yansımasının getireceği sonuçları düşünen yok.
\r\n
\r\nAğzı olan konuşuyor. Hem öyle konuşuyor ki dersiniz, kin, nefret ve öfke her etrafa saçılıyor. Gazeteler, TV ekranlarında yapılan açıklamalar vatandaşın kafasını karıştırıyor.
\r\n
\r\nYa benden yanasın ya karşısın anlayışı toplumu böler.
\r\nSiyasetçi-yandaş gazeteci, yandaş hukukçu, yandaş akademisyen doğru düşünecek ama yargı mensubu yanlış düşünecek, böyle bir mantık devlet yönetiminde istikrarı, toplumsal düzeni sağlar mı? Bunun sonu kaostur. Birileri ısrarla kaos peşinde!. Peki ama neden?
\r\n
\r\nAnayasa Mahkemesinin, Danıştay'ın ve Yargıtay'ın verdiği her karar tartışma konusu. Kibir, beğenmemezlik denilen illet ülkeyi sarmış durumda..
\r\n
\r\nBazıları yargıya yönelik itirazlara marijinal teşhisini koyabiliyor.\r\n\r\nYıllardır bu ülkede adaletle oynanıyor. Adalet, adaletsizlikle eş anlama getirildi neredeyse. Her yargı düzenlemeleri sorun çözmek yerine yeni sorunları beraberinde getiriyor. İnsanlar adalet aramak için yetki ve güç yanlısı bir hukukun insafına sığınmak zorunda kalıyor.
\r\n
\r\nHukuk diye çırpınanların anlatmak istediği Yargı bağımsızlığını muhafaza edebilmektir.
\r\nAdaletle bu kadar oynanmasını tehlikelidir. Hakk'a değil, bize sığının diyen, büyük yanlış yapar. Hele bunu yapanlar ben her şeye kadirim moduna girerlerse, bu daha ürkütücü olur.
\r\n
\r\nHukukun bittiği yer herkese göre değişebilir ama bir gerçek vardır ki o da şu: Güçlünün keyfiliği ancak yargısal denetimle ve hukuk kuralları ile önlenir.
\r\n
\r\nBir kesime göre bu ülkede hukuk katledilmiştir. Hak, hukuk ve adalet tükenmiştir. İşin artık cılkı çıkmış ve endazesi kaçmıştır. Diğer kesime göre herşey normaldir.
\r\n
\r\nTürkiye; Hukuk devleti ve sosyal devlet olmalıdır. Bunu ise başta siyasilerin savunması gerekir. Çünkü hukuk, bir gün herkese gerekli olabilir.
\r\n
\r\nMilletin dediği oluyor diye yandaşlar kollanıp korunuyorsa ve ses çıkmıyorsa, hukuk ve yargı kim için var kim için yok sorusu sorulmaz mı?
\r\n
\r\nAnayasa ve kanunlara istisnasız herkes uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın ve Sayıştay'ın kararları ile gerekçeleri ve içtihatları bağlayıcıdır.
\r\n
\r\nYargı kararları; yürütmeyi, yasamayı, Cumhurbaşkanı'nı ve bütün kurumları da bağlar.
\r\nAnayasayı, yasaları ve yargı kararlarını etkisiz hale getirebilmek için yapılacak her türlü düzenleme, tutum ve davranış; yerine göre kanuna veya Anayasaya karşı hile oluşturur.
\r\n
\r\nKendisini hukukun üstünde görerek, ben yaptım oldu mantığıyla hukukun fiilen ihlali, çok tehlikelidir. Böyle bir yolun açılması, ülkeyi; Anayasaya, kanunlara ve yargı kararlarına uyulmayan, güçlünün haklı olduğu Vahşi Batıya çevirir.
\r\n
\r\nDurum böyle iken bu ülkenin hukuk-siyaset ilişkisinin normalleşmesini beklemek fazla iyimserlik gibi görünmüyor mu?
\r\n
\r\nGünün Sözü: Adaletin tükendiği yerde güçlünün zorbalığı başlar.\r\n