Söz ve Yazı'nın Şehveti
18 Nisan 2013, Perşembe 12:18Ağzı olan konuşur, eli olan yazar. Ancak neleri konuşur neleri yazar? Oysa söz ve yazı gerek söyleyeni ve yazanı gerekse hitap ettiği insanları etkiler. \r\n \r\nTarihsel süreç içinde düşünce özgürlüğü, düşünceyi ifade etme mücadelesi farklı şekillerde de olsa verilmiş ve günümüzde birçok ülkede hala tartışma konusu edilmektedir.\r\n \r\nPeygamberler, filozoflar, sosyologlar, hukukçular, bilim adamları, yazarlar aynı düşünce içinde olsa bile farklı yorumlar nedeniyle susturulmak, etkisizleştirilmek istenmiştir. \r\n \r\nMutlak güç sahipleri;keyfi yönetimlerini eleştiren kitle nezdinde otoritelerini sarsmak isteyenlere benzeri uygulamada bulunmaktadırlar.\r\n \r\nSözün ve yazınınşehveti gerçeği vardır. En gencinden en deneyimlisine herkes bu şehvete kapılabiliyor. Bazen istismar edileceğini bilmeden, sözün veya cümlenin nereye çekileceğini ancak etkisini gördüğünde anlıyor.\r\n \r\nBirçok kişi böyle birşehvetle öfkeyle konuşuyor.\r\nBirçok yazar da böyle birşehvetle, öfkeyle yazıyor, çiziyor. \r\n \r\nDeğişim ve dönüşümler; sadece bazıyazarları, siyasetçileri değil, bu ülkenin gidişatından endişe duyan herkesi etkiler.\r\n \r\nEndişe duyanlar her zaman vardır.Bazen insanların tahammül sınırı azalır ve öfkesini kontrol etmekte zorlanır. Çünkü olağandışı bir süreç vardır. İnsanlar zaman zaman bir akıl tutulmasından geçer, aklın ve mantığın tamamen dışında gelişmeler yaşanır. Olan bitene sakin, mantıklı, açıklayıcı argümanlar getirmek giderek zorlanır. Mantıksızlığın kuşattığı ortamda sesler bastırılmak istenir. \r\n \r\nHiçbir mantığın işlemediği, hiçbir aklın kabul etmediği, bir mantık hakim olmaya başlar.\r\n \r\nDuyarlıinsanlar toplumun neye dönüştürülmekistendiğini görür ve endişe eder. Kendi itirazlarını ve hassasiyetlerini paylaşanların da sindirildiğini görünce öfkesi daha da artar.\r\n \r\nBirçoksiyasetçi, akademisyen, yazar ve gazeteciler, bir anlık öfkelerine kurban verilir.\r\n \r\nSiyasetçiler çağın seçkinleridir. Ve her türlü yargıbağışıklığına sahiptir. Gelişmemiş demokrasilerde; siyasetçi yargıya hesap vermez sandıkta halka verir anlayışıvardır. Evrensel hukuk sözleşmelerinde ve anayasalarda kanun önünde herkes eşittir ilkesi ne yazık ki anlamı olmayan ilke haline getirilmiştir. \r\n \r\nÇağdaşdünya standartlarda bir medya düzenininişlemesi gerekir. Kanunlar düzen nasıl olursa olsun insanlarda bilinç düzeyi yüksek olmadıkça, değer yargıları çelişkilerle törpüleniyorsa değişen bir şey olmaz.\r\n \r\nDestek ya da köstek yazılar; normal yazılar gibi değildir. Birilerini sevindirir veya karşı kesimde tepki oluşturur. \r\n \r\nToplumda sevgi ve hoşgörüyü geliştirmeyi kim ya da kimler engelliyor? \r\nBazen insan bazen etkili odak bildiğimiz şeyleri bile anlık akıl tutulmalarıyla unutturabiliyor.\r\n \r\nAynısözler söyleniyor ve aynı yazılar tekrarlanıyor ve dezenformasyon yaratılıyor ki, okumayan düşünmeye insanlar etkileniyor. Yalana dayalı propaganda sürüyor.\r\n \r\nKirli oyunlar devam ediyor, birileri de bunlara alet olmaya devam ediyor.\r\nKavram farklılıkları ile ayrışanlar kişiselveya küçük grup olarak etkisiz kalırlar.\r\nCesur insanlar, hedefi amacı olanlar kararlı adımlarla kitleleri harekete geçirebilir.\r\n \r\nGünün Sözü: Toplum aydınlatılmazsa sürüleşme kaçınılmazdır.