Siyonist Emellermiş…!
14 Haziran 2015, Pazar 21:22 Hepimiz duyarız bu kelimeyi. Kimi siyasiler, kimi gazeteciler, kimi sivil toplum kuruluşları, kısacası işine gelmeyip sıyrılma gayreti güden herkesin literatürüne pelesenk olmuştur bu kelime. Ne kadar gizlenelim diye gayret etsek de kendimizden kaçamayıp, aksine, deve kuşu örneğinde olduğu gibi kuma gömülü, aklımız ve kafamız sadece.\r\n\r\n \r\n\r\nSiyasi yenilgilerin ve hezimetlerin hatta hatta kazanımların dahi müsebbibi oldu gitti bu Siyonist'ler. Her daim yaramızın nedenlerini dışarıda aramaktan hala yorulmadık mı ? Kendimizden kaçmaya daha ne kadar devam edeceğiz, Allah aşkına ? Daha ne zamana kadar aile içindeki kavgaların nedenini dışarıda arayacağız? Yazımın burasına kadar çoğunuz anlatmaya çabaladığım şeyi anlamıştır, eminim. Çünkü hepimiz her daim bu ve benzeri saçma sebepler arayan insanlarla karşılaşırız ve hatta biz de bunlardan biri oluruz. Gelin vazgeçelim ve kendimizi görelim. Kafamızla birlikte gömdüğümüz, aklımızla idrak edelim.\r\n\r\n \r\n\r\nTabi ki seçim yenilgisinden bahsediyorum. Biz hep böyleyiz aslında. Konu gelip “Kürt Meselesi”ne dayanınca dahi aynı yanlışı yapmaktan geri durmuyoruz. Kemalizm'in dipçik zoruyla Türk’üm dedirmeyi başaramadığı Kürt halkının isyanında gördük biz Siyonist sebeplere sığınmanın vebalini. O halde hep birlikte en azından seçim muhabbeti üzerinden bu tür senaryolara sığınmayıp özümüze ve yaramıza dönelim.\r\n\r\n \r\n\r\nŞimdi bakalım kaybeden ve kazanan taraflara. İşin özünü irdeleyelim hep birlikte. Bir yanda 13 yıllık iktidarın kibrine üfleyen Kürt halkı, diğer yanda Mhp’ ye oy vermeyi “alternatifsizlik” ten gören insanları, öte yandan Hdp’nin tarihi ve olağanüstü başarısını ve tabi ki Chp’nin kayıplarını!\r\n\r\n \r\n\r\nAk Parti Gençlik kollarına takıldığı için polis noktasında devletin memuruna “posta” koymaya kalkışan nice kendini bilmez Ak Partili genç duydum. Nefretin ve öfkenin en önemli sebebi Ak Parti’li kadroların yaşadığı “güç zehirlenmesi”. Halk aradığı güler yüzü Ak Parti iktidarında görmüştü. Devletin soğuk yüzü ilk kez milletine bu kadar gülmüştü, bunu ben de dahil herkes kabul eder. Fakat zaman içerisinde her kurum ve kadroda paralel ihanet çetesiyle birlikte badem bıyıklı haşhaşileri görür olduk. Azıcık idrak kabiliyeti olan insanlar bundan da muzdariplerdi. Paralel çeteye devlet kucak açmış ve halkı küstürmüştü. Sonrası hepimizin malumu. Düştüler birbirlerine ve pastayı daha ziyade bölüşemediler. Biz halk olarak keriz değiliz elbette. Her olanı idrak edip gereken payı biçiyoruz kendimize. Başka sebepler de yok değil. Türkiye büyüyor lakin kalkınmıyor. Yani bu "büyüme" sana-bana yansımıyor. Fakirlik ve işsizlik hat safhada. Asgari ücret kanayan bir yara. Milletvekilleri sadece iki sene yatıp emekli oluyorken gariban işçi altmış beş yaşını beklemek zorunda. Gelirde ve rantta büyük bir sosyal adaletsizlik hakim durumda. Suriyeli meselesi de başımıza şimdiden hayli dert açtı , ileride bizim için daha büyük sorun olacakları kesin. Ya Diyanet İşleri Başkanı'na tahsil edilen araca ne demeli? Üstelik tepkiler üzerine sen çık ve de ki;\r\n\r\n \r\n\r\n