Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.54
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2430.4
  • BIST
    9716.17
  • BTC
    63454.94$

Malatya'da Tablo Çok Daha Korkunç!

10 Şubat 2023, Cuma 03:18
Malatya'da Tablo Çok Daha Korkunç!

Büyük afet deprem sadece 10 ili değil tüm ülkeyi ve dünya’nın bir çok ülkesindeki duyarlı insanı yıktı. Dayanışma ve desteğin bir çok alanda yapılması şüphesiz en sevindiren gelişme olsa da ateş düştüğü yeri yakıyor. Ben şahsen 6 akrabamı kaybettim. Hava şartlarının olumsuzluğu, AFAD’ın tek koordinasyon merkezi olmasından kaynaklanan organizasyon eksikliği, yardım tırlarının bozuk yollar sebebiyle yollarda kilometrelerce kuyruk oluşturması ve bir çok gerekçe depremin vurduğu Malatyamızda bir hayli sorunlara yol açtı. Herkesin bir şey yapmaya çalışması fakat hiçbir şeyin yeterli olmaması insanların moralini bir hayli bozdu. Yetkilileri eleştirmeye korktuğumuz şu hassas süreçte mağduriyeti daha ne kadar yumuşak anlatabiliriz inanın artık bu hesapları yapmaya başladık.  Yok abicim gelmiyor, açız, susuz kaldık diyenler mesaj atıyor, arıyor, sesimizi duyurun diyorlar. Elimizden geldiği kadar yazıp çiziyoruz, fakat yukarıda da belirttiğim gibi 10 ili kapsayan bu afete yetişmekte zorlanan bir devlet organizması ve AFAD gördük. Kolay mı tabiki değil. Lakin en azından valiliklerin il bazlı organizasyon yapmaları, hatta belediyelerin kendi bölgelerine yardımlar götürmesi biraz daha bu karışıklığı giderebilirdi. Hala soba bekleyen, battaniye bekleyen, çadır bekleyen hemşehrilerimizin olduğunu duyuyorum. Çoğu arkadaşlarım köylerine gittiklerini söylüyor. Fakat köylerde yardımların gelmediğini haliyle petrol sıkıntısına rağmen merkeze gidip geldiklerini söylüyorlar. Duamız ve kalbimiz şehrimizle, insanımızla, ülkemizle…

CUMHURBAŞKANI “KADER” DEDİ!

En son madenci vatandaşlarımızın can verdiği maden faciasından sonra “KADER” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, deprem bölgelerinde yaptığı gezide yine aynı sözü kullandı. Geçmişte Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce Amasra’daki maden faciasında hayatını kaybeden 41 işçinin ardından “Biz kader planına inanmış insanlarız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı katıldığı televizyon programında eleştirmiş ve "Erdoğan'a soruyorum buradan, madem maden kazasına kader diyorsun, sen kadere inanmıyor musun da 3 bin korumayla geziyorsun?" demişti. 

Dün sosyal medya hesabından yine “Kader diyerek geçiştirmezsiniz. Japonya'da kader olmayan Türkiye'de neden kader?" paylaşımı yaptı. 

Pek sevmediğim sosyete hocalarından Nihat Hatipoğlu bile beni şaşırtan bir açıklamaya imza attı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, depremin merkezi Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde depremzedeyle yaptığı konuşmada depremleri ‘kader’e bağlayarak, “Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” demişti. ATV Ana Haber’e katılan ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu ise bilim adamlarının sözünün ‘dini bir emir’ olduğunu söyleyerek bugün yaşananlara kader denilemeyeceğini belirtti. Hatipoğlu’nun şöyle konuştu: “Bu yapıların iznini veren, kolanları kıran, yanlış malzeme kullanan, katil hükmündedir İslam dininde, zalimdirler. Bilim adamlarının, işin uzmanlarının sözü, bizim için dini bir emir gibidir. Geçmişte dinlemediğimiz için bunlar başımıza geldiyse buna kader demeyeceğiz. Kader bu değil. Kader akıllı düşünmektir. Kader tedbir almaktır. ‘Akıldan daha büyük tedbir yoktur’ diyor sevgili peygamberimiz. Bir yıllık binalar yıkılıyor. Demek ki hile hurda var. Bunların hesabını öyle bir sormalıyız ki bir daha böyle bir şeye tevessül edemesinler.“

DIŞARIDA YAŞAYAN MALATYALILAR İÇİN!

Malatya’da depremin enkazı sanıldığından çok daha büyük. Depremin ardından şehirden ayrılmak zorunda kalanlardan aldığımız bilgilere göre şehrimizin yüzde 70’i çökmüş durumda. Kalanlar içinde belediyelerin oturum izni veremeyeceği belirtiliyor. Şehrin tekrar inşası için en iyimser tahminle 5 yıl fakat en az 10 yıl gibi bir sürenin konuşulması gerçekten tüyler ürpertici. Doğanşehir hariç diğer ilçelerde pek fazla yıkımın olmaması bir nebze insanların ilçelere ve köylerine gitmesine yol açıyor. Şuan itibariyle Yaklaşık 100 - 150 bin insanın şehri terk ettiği iddia ediliyor. 

SOSYAL MEDYA İÇİN YARIŞIYORLAR!

En nefret ettiğim şey bir yardım yapılırken resmedilmesi ve bunu sosyal medyaya atarak yüzlerce, binlerce beğeni ile sanal mutluluk duyan insanlar. Maalesef bu depremde de bunu fazlasıyla görüyoruz. Ne biçim Müslümansınız be arkadaş? Dinimizde bir elin verdiğini diğer el görmemeli şeklinde bir düstur var. Bir yoksula, bir hayır işine yaptığınız yardımı, en yakınlarınız dahi bilmemelidir. Çünkü bu çeşit yardımlar dini, ya da sosyal bir ödevdir. Amaç kendini göstermek değil, bir yaraya merhem olmaktır. Herkes görsün, işitsin, kendisini övsün diye yapılan yardım, din ya da insanlık duygusu ile yapılmış iyilik olmaktan çıkar. Yere batsın sizin verdiğiniz yardım. Yere batsın verdiğiniz bir tas çorba, bir kaşık yemek!

YARA SARILACAK ZAMAN, SİYASET YAPMAYIN!

Bazı partilerin ve genel başkanların maalesef şu süreçte bile siyaset yapması sizleri olduğu kadar beni de üzüyor. Yaraları saracağımız yerde böyle şeylere ne gerek var anlamıyorum. Bir ay bekleyin cenazelerimiz, enkazımız kalksın sonra yiyin birbirinizi. İnsan her şey olabilir ama adam olamaz sözünden yola çıkarak biraz insan olmaya, biraz duyarlı olmaya her zamankinden çok daha çok ihtiyacımız var. 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.