Kaos mu, Barış - Huzur mu?
12 Haziran 2013, Çarşamba 13:45Gazetelerde yazılanlara, Televizyonlarda konuşulanlara dikkat ediyor musunuz? Türkiye kaos içinde ama çoğu farkında değil. Halk; tek tip insan-toplum oluşturmaya tepki gösteriyor.\r\n \r\nKaos olan nedir? \r\nDevlet ve millet kavramlarının altüst edilişi, \r\nÜlkenin yeraltı yerüstü kaynaklarının yabancıların eline geçişi,\r\nZengin yoksul/fakir farkının artması,\r\nTarafsızlık ve yansızlığın terkedilmesi,\r\nHukukun adaletin katledilmesi,\r\nÇağdışı Vahhabi Arap kültürünün Din diye yaşatılmak istenmesi,\r\nAzınlık radikal dinci zihniyetin inancın tek gerçek inanç-yaşam diye yansıtılması,\r\nDin kisvesi altında kitleler yalanla uyutulurken, ekonomik kaynakların; talan edilmesi,\r\nHoşgörünün, sevginin ve saygının kalkması.\r\n \r\nAyrımcılığın ve nefret söyleminin egemen hale geldiği, bir dönemde, aydınların hukukçuların görevi, diğer meslek gruplarına göre daha da önem kazanmaktadır.\r\n \r\nHalk; derin bir uyku içindedir. Rahat, huzurlu memnun. Olup bitenleri görememenin, uyandırılacağını düşünememenin keyfini sürüyor. Saadetin hep böyle devam etmesini, hiç uyandırılmamasını ister. Ama bir gün gelecek, uyandırılacaklar. \r\n \r\nHalk; okumayı, düşünmeyi sevmiyor. Düşünürse rahatının kaçmasından korkuyor. Yuvanızın temeline dinamit koymak istiyorlar, diyoruz, aldırmıyorlar. Sözümüze kulak verirlerse, tedbir almak gerekeceğini anlıyor, zahmete girmek istemiyorlar. Halkın bir kesiminin bir tek endişesi var: gününü gün etmek, dilediği gibi yaşamak.\r\n \r\nHalk; mücadeleden ürküyor. Öylesine ürküyor ki, sizin için yapılan mücadelelerle ilgisinin olmadığını, göstermek ihtiyacını duyuyor.\r\n \r\nÜlkenin birçok sorunu var. Şer güçler, sayılamayacak kadar çok. Diken üzerinde. Fakat halk dikenli bir yolda ayağını yaralamadan yürümenin, mümkün olmayacağını unutuyor. \r\n \r\nHalk; tehlikeyi görünce, korkulu bir rüya görürmüşçesine sırtını dönüyor. Yeni ve eskisinden daha derin bir uykuya dalıyor. \r\n \r\nHalkı hiçbir feryat, uyandıramıyor. Tehlikeyi anlamasını temin edemiyor. Yaklaşan düşmanın, ara sıra yumruğunu yiyor; hassas bir yerinize iğne batırılmış gibi şöyle bir sıçrıyor; şaşkın şaşkın bakıyor ve sonra da başını yastığa gömüyor.\r\n \r\nNasıl mı?\r\nTürkiye'de, Siyasetin Yargı'yı Kuşatmasından öte; Yargı dahil olmak üzere, devletin ve toplumun kurumları, köhnemiş çağdışı zihniyete sahip olanların birimi haline dönüştürülmüştür.\r\n \r\nBu sürecin aktörleri, duygularına, koltuk servet hırslarına hakim olamamışlardır. \r\n \r\nTürkiye; kin nefret ve öfke ile intikam diye sayıklayan dini istismar eden adaleti katleden bir fasıklar güruhu ile karşı karşıyadır.\r\n \r\nÜstünlerin Hukukunu gerçekleştirmenin hazzıyla birbirlerini kutlayanlar artmaktadır. Devlet nüfuzunun kötüye kullanılması suretiyle oluşan böyle bir tablodan demokrasi, insan hakları, kamu hizmeti verimliliği ve toplumsal barışın çıkmayacağı açıktır. \r\n \r\nTürkiye, hukuku askıya alan bu ilişkiye mahkûm olmayacaktır. Kendisini kuşatan yapıyı kıracak ve Hukuk Devletini yeniden inşa edecektir.\r\n \r\nİnanıyor ve umut ediyorum ki;\r\nAydınlar, Milli güçler; oluşturulmuş çıkar ilişkilerine girmeden ve tenezzül etmeden; \r\nSivil Toplumun sesi olacaklardır. \r\nMağdurların hak ve hukukuna sahip çıkacaklardır. \r\nÇevre katliamına karşı çıkacaklardır. \r\nYaratılan korku ve baskı iklimine karşı haykıracaklardır.\r\nHukuktan yana, adaletten yana, haktan yana olacaklardır.\r\nÜstünlerin hukukunun temsilcisi olmayacaklardır.\r\nGüçsüzlerin, mazlumların ve mağdurların sesi olacaklardır.\r\n \r\nHoşgörünün, barışın, adaletin, sevginin egemen olacağı bir Türkiye özlemi arttıkça, insanların sesini yükseltmesi kimleri rahatsız eder?\r\n \r\nGünün Sözü: Ayrımcılığın olduğu yerde kaos kaçınılmazdır.