Kanun Önünde herkes eşit mi?
09 Ocak 2013, Çarşamba 19:21 Herkesin, hukuka, yargıya bakış farklılıkları olabilir. Ama yürütmenin, yani idarenin, yani siyasilerin yargıya yaklaşımı ile nasıl böyle olur diye sorgulamasıçok ilginç bir durum!\r\n \r\nSavcı bir soruşturma açsa lehe ise alkış, aleyhe ise karalama! Hakim lehe bir karar verse iyi, aleyhe karar verse karalama! Yargıtay-Danıştay kararları lehe ise övgü, aleyhe ise karalama! \r\n \r\nİlgili ilgisiz, herkes yorum yapıyor.\r\n \r\nBöyle bir durumda adalet nasıl dağıtılır. Yandaş savcı-yandaş hakim, karşıtsavcı karşıt hakim algılaması ile topluma bunun yansımasının getireceği sonuçlarıdüşünen yok. \r\n \r\nAğzıolan konuşuyor. Hem öyle konuşuyor ki dersiniz, kin, nefret ve öfke her etrafa saçılıyor. Gazeteler, TV ekranlarında yapılan açıklamalar vatandaşın kafasını karıştırıyor..\r\n \r\nÇağdaşdemokratik ülkelerde ülke vatandaşlarına yönelik böylesine; ya benden yanasın ya karşısın anlayışının devlet yetkililerince yapıldığını göremezsiniz.\r\n \r\nSiyasetçi-yandaşgazeteci, yandaş hukukçu, yandaş akademisyen doğru düşünecek ama yargı mensubu yanlış düşünecek,böyle bir mantık devlet yönetiminde istikrarı, toplumsal düzeni sağlar mı?Bunun sonu kaostur. Birileri ısrarla kaos peşinde!. Peki ama neden?\r\n \r\nBakın; çifte standart bakışın başını Anayasa Mahkemesi Başkanı çekmiş ve birilerini karşı tarafilan etmiş ve onlara, aşağılar bir sesle ve sözlerle kibirli demişti. \r\n \r\nAnayasa Mahkemesinin, Danıştay'ın ve Yargıtay'ın verdiği her karar tartışma konusu. Kibir, beğenmemezlik denilen illet ülkeyi sarmış durumda..\r\n \r\nAdalet Bakanı dayargıya yönelik itirazlara marijinal teşhisini koymuştu. Bu teşhisten sonra yandaşı görünen birçok yazar ve dernek de iktidarı terk etmişti. \r\n \r\nİşlevinin bittiği anlaşılan dernek, kişi, gazeteci bertaraf ediliyor. Hani, tarafolan bertaraf olur. Kimliksiz, kişiliksiz, bilgisiz yeteneksiz kişilerin yaklaşımı bakışı budur.\r\n \r\nYıllardır bu ülkede adaletle oynanıyor. Adalet, adaletsizlikle eş anlama getirildi neredeyse. Her yargı düzenlemeleri sorun çözmek yerine yeni sorunları beraberinde getiriyor. İnsanlar adalet aramak için iktidar yanlısı bir hukukun insafına sığınmak zorunda kalıyor. \r\n \r\nHukuk diye çırpınanların anlatmak istediği Yargı bağımsızlığını muhafaza edebilmektir.\r\n \r\nAdaletle bu kadar oynanmasını tehlikelidir. Hakk'a değil, bize sığının diyen, büyük yanlış yapar. Hele bunu yapanlar ben her şeye kadirim moduna girerlerse, bu daha ürkütücü olur.\r\n \r\nHukukun bittiği yerherkese göre değişebilir ama bir gerçek vardır ki o da şu: Güçlünün keyfiliği ancak yargısal denetimle ve hukuk kuralları ile önlenir.\r\n \r\nBir kesime göre bu ülkede hukuk katledilmiştir. Hak, hukuk ve adalet tükenmiştir.İşin artık cılkı çıkmış ve endazesi kaçmıştır. Diğer kesime göre herşey normaldir.\r\n \r\nTürkiye; Hukuk devleti ve sosyal devlet olmalıdır. Bunu ise başta siyasilerin savunması gerekir. Çünkü hukuk, bir gün herkese gerekli olabilir.\r\n \r\nMilletin dediği oluyordiye yandaşlar kollanıp korunuyorsa ve ses çıkmıyorsa, hukuk ve yargı kim için var kim için yok sorusu sorulmaz mı? \r\n \r\nAnayasa ve kanunlara istisnasız herkes uymak zorundadır.\r\nAnayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın ve Sayıştay'ın kararları ile gerekçeleri ve içtihatları bağlayıcıdır.\r\n \r\nYargı kararları; yürütmeyi de, yasama organını da, Cumhurbaşkanı'nı da ve bütün kurumları da bağlar.\r\n \r\nAnayasayı,yasaları ve yargı kararlarını etkisiz hale getirebilmek için yapılacak her türlü düzenleme, tutum ve davranış, yerine göre kanuna veya Anayasaya karşıhile oluşturur.\r\n \r\nKendisini hukukun üstünde görerek, ben yaptım oldumantığıyla hukukun fiilen ihlali, çok tehlikelidir. Böyle bir yolun açılması,ülkemizi; Anayasaya, kanunlara ve yargı kararlarına uyulmayan, güçlünün haklı olduğu Vahşi Batıya çevirir.\r\n \r\nDurum böyle iken bu ülkenin hukuk-siyaset ilişkisinin normalleşmesini beklemek fazla iyimserlik gibi görünmüyor mu?\r\n \r\nGünün Sözü: Adaletin tükendiği yerde güçlünün zorbalığı başlar.