Malatya
17 Nisan, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    38.15
  • EURO
    43.68
  • ALTIN
    4083.5
  • BIST
    9.266
  • BTC
    84428.345$

Evimize Baktığımız Gibi...

05 Şubat 2018, Pazartesi 11:27
Bu hafta okullar açılıyor, iki haftalık bir tatilden sonra öğrencilerimiz arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle buluşacaklar, umarım ara tatili herkes dilediği gibi değerlendirmiş, istekle yeni döneme başlıyordur. Bütün öğrencilerimize başarılı bir ikinci dönem diliyorum, tabi öğretmenlerimize de…

Öğrenciler yarıyıl tatiline girerken, bir okul müdürünün velilere mesajı dolaştı, sosyal medyada. Bence çok içten bir mesajdı bu, ben bayıldım! Öğrencilere, okuldaki davranışlarını, tatilde de aynı şekilde evde devam ettirmelerini, velilerin de buna izin vermesini isteyen bir iletiydi bu. 

Aslında hepimiz birilerine kızıyoruz, çevreyi kirletiyor, sokaklara çöp atıyor, apartman girişleri temiz tutulmuyor diye. Herkesin beklentisi aynı, temizliğe dikkat edilmiyor diye kızıyoruz. Peki herkes  dikkat ediyorsa, kim atıyor bu çöpleri? Kim kirletiyor etrafı? Sadece okullar değil ki, sokaklar, evlerin önleri, çöp varillerinin yanıbaşları, piknik alanları, deniz kenarları … Niye böyleyiz ? Herkes karşısındakinden mi bekliyor, temiz tutmasını, kendisi de dikkat ediyor mu ? Okullar eğitim yuvaları, sadece öğretim değil, eğitim öğretim diye geçiyor, ama kim ne kadar dikkat ediyor ? Öğretmen öğretimin yanında eğitim de vermek istediğinde veliler olarak çocuklarımızın davranışlarını kabul edebiliyor muyuz? Benim çocuğum yapmaz deyip geçiyor muyuz? Okul idareleri öğrencilerimizden okul kurallarına uymalarını istediğinde, onlara ne kadar destek verebiliyoruz aileler olarak. Evet şimdi benim çocuğum dikkat ediyor, arkadaşı etmiyor, etkileniyor, diyebilirsiniz. Ya da hep benim cocuğum dikkat ediyor, yeter artık ezildiği biraz da onlar  dikkat etsin de diyebilirsiniz. Böyle düşünürsek, çözüm bulabilir miyiz, ya da bu tür düşüncelerimizin sonu gelir mi? Ben sınıftaki çöp kovasındaki kağıtları ateşe verip, üzerine deodorant püskürten lise son sınıf öğrencisi gördüm, annesiyle konuştuğumda da çalıştığım kurumun özel bir yer olduğunu, bunlara katlanamayacaksam, şikayet edilip gönderileceğimi çok şık bir şekilde ifade etti, tehdit demiyorum lütfen dikkat edin, bu hanımefendi de kamuda çalışan, üniversite mezunu biriydi… Ayrıca buraya para veriyoruz diyerek, klozetin içine büyük top kağıt havlu tıkıştıran öğrenciler de olabiliyor. Anlamak mümkün mü, yorumsuz…

Sadece okulda değil dedim, evet değil, aracımızla yolculuk ederken, öndeki aracın camının açılıp, çöp poşetinin yolun kenarına atıldığını da çok görmüşümdür. Yere tükürenleri de, yediği çikolatanın kağıdını sokağa atanları da, cips poşetini yediği yerde bırakanları da. Bir şey yapabildim mi ? Ulaşabileceğim mesafedeyse ikaz edip, çöpünü yerden aldırdıklarım oldu tabi, sana ne kendi işine bak istediğimi yaparım diye fırça yediklerim de oldu, atılanları yerden alıp çöpe attıklarım da. Benim, senin buna dikkat etmemizle olmuyor, bunu genelin yapması gerekiyor. Tabi bir de evini temizlerken, dışarıyı kirletenler de var. Balkondan halı silkeleyenler mesela,çöpünü balkondan sokağa ya da apartmanın bahçesine atanlar mesela.

Evlerimize gösterdiğimiz itinayı, neden çevremize gösteremiyoruz acaba ? Poşetlerin doğada kaybolmadığı, denizi kirlettiği canlıları öldürdüğü, neslini tükettiği bu kadar bangır bangır dillendirilirken, niye kimse hiç üzerine alınmıyor? Aslında alınganlık konusunda başarılı bir milletiz! Bir deu konuda alıngan olup, dikkat edebilsek çocuklarımıza ne kadar iyilik etmiş oluruz dersiniz? Deterjanlı suları bitkilere zarar verecek şekilde kimyasal içeriklerine dikkat ederek kullanabilsek, dinlenmek için gittiğimiz piknik alanlarını çöplerle boğmasak, deniz kenarlarını, denizi çöpe bulamasak, daha temiz bir çevre, daha temiz bir dünya hepimizin hakkı değil mi ? İnsanlara bunu yapmaya kimin hakkı var ?

Geçen gün bir arkadaşım, komşusunun eline geçen herşeyi bahçesinde bir kenara yığdığından bahsetti. “ Kendisi görmüyor, onun görüş alanında değil ama ben salon camından baktığımda bütün döküntülerini görüyorum, benim manzaramı bozuyor dedi. Bir de bu var tabi, müstakil evlerde buna da dikkat etmek gerekiyor aslında,benim hiç aklıma böyle birşey gelmezdi, yeni bir şey öğrendim  mesela.

Halıları silkelerken, bütün tozu alt kattaki komşumuzun evine gönderdiğimizin farkında değilmiyiz, hele de camı ya da balkon kapısı açıksa, balkonda çamaşırları varsa,(genelde bakılmadan silkeleniyor çünkü) yola tükürürken, insanlar sizin pisliğinizi çekmek zorundalar mı, ya da sizin mikrobunuzu almak zorundalar mı? 

Çöpünü imha etmeyen, sokağa bırakan işletmelere hiç değinmeyeceğim, onlar başlıbaşına facia zaten. 

Bizim sokağa belediye işçilerinin gelip temizlemesine gerek kalmıyor Bandırma’da biliyor musunuz ? Niye ?  Her sabah ya da akşam üzeri bütün ev sahiplerini kendi bahçesini ve kapısının önünü temizliyor. Hatta  yazın evinin önünü yıkıyor, burada su fiyatlarının birçok yere göre daha fazla olmasına rağmen.

Çocuklarımıza ağaçlarla, ormanlık alanlarla dolu mis gibi bir çevre miras bırakalım, bırakalım ki ayrıca da öğretelim bu alışkanlığı onlar da devam ettirsinler ve nesiller bu şekilde ilerlesin. İnsanlar artık ev atıklarından organik gübreler yapıyorlar, belediyeler geri dönüşüm için çöplerin ayrıştırılmasına yönelik konteynırlar yerleştiriyorlar, bazı marketler poşet kullanımını kaldırdı, kraft kağıda geçti. Herkesin bütün bunlara dikkat etmesi, etmeyenleri uyarması, dikkat etmelerini sağlaması, temiz, yeşil, mis gibi kokan bir çevre dileklerimle.

Sevgiyle kalın.