Aynı Statta başka maç mı seyrettik?
29 Ocak 2013, Salı 16:53 Ben de Yeni Malatyaspor, Anadolu Selçukluspor karşılaşmasını tribünden canlı olarak izledim. Öyle Mehmet hoca’nın dediği gibi canla başla oynayan, yazık oldu diyebileceğimiz bir takım izlemedim. Galip gelemediğimiz için tabiî ki üzüldüm. Lakin ilk yarıdan değişen fazla şeylerin olmadığını aksine, performansı iyi diyebileceğimiz bazı oyuncuların bile düşüşe geçmiş olduklarını gözlemledim.\r\n Müsabakadan önce eseme listesine baktığımızda, zengin bir kulübenin hamle üstünlüğü açısından teknik adamın (M.Altıparmak) elini güçlendirdiğini rahatlıkla görebiliyorduk. Tabiî ki takım sevk – idaresini yapan hocanın da sahaya çıkardığı ve kulübede yanına oturttuğu oyuncu seçimlerine de ne kadar dikkat etmesi gerektiğini belirtmemiz önemlidir. Nasıl alayım oyundan dediği kaptan Okan’ı kulübede görünce, bir ayda ne değişti? Diye sordum, kendi kendime. Teknik patron olarak oyuncu seçimi, sistemi ve kenar müdahaleleri kendi yetkisinde olan Mehmet hocanın aldığı bu kararların şart olmasa da birazcık futbol kamuoyunun kafasına yatması gerekir kanaatindeyim. Bu cümlemi doğru anlamak ve iyi analiz etmek zor değildir.\r\n YMS ikinci yarının başlamasıyla beraber çıkacağı tüm karşılaşmalar da kazanmak adına bir oyun formatıyla mücadele etmesini beklerken daha ilk maçta hayal kırıklığına uğradık. Zemini de göz önüne alarak mutlak kazanmak zorunda olan YMS takım oyuncularının böylesine yetersiz mücadele etmeye ve kötü futbol oynamaya haklarının olmadığını düşünüyorum. Müsabakayı kontrolümüz de tutarak, oyuna hakim olup, iki farklı neticeye ulaşmamız gerekirken, rakibe nazire yaparcasına aynı hataları tekrarlayıp 2–2 lik skorla sahadan ayrılmamızın faturasını sadece kaleci Ziya’ya kesmekte doğru değildir. Gerçi Ziya’nın bu takımda kalması kırılan bardağın toplanması gibi bir vakadır.\r\n Müsabaka sonrası Mehmet hocayı dinleyen habersiz kimseler diyelim, YMS başka bir ismin çalıştırdığını, antrene ettiğini, oyuncu seçimini yapıp, karşılaşmaya müdahil olduğunu zanneder. Başarılı sonuçlar alıp, YMS takımına sıçrama yaptıran bir isme bu ligin en kaliteli hocası M.Altıparmaktır diyerek kendiniz söylemeden bizler hem de alkışlarla destekleriz. Ancak işin kolayına kaçıp, istenmeyen bir netice sonrası 5 dakikalık maç sonrası konuşmada tutarsız cümlelerle hedef saptırmak YMS başındaki isme yakışmamıştır. Öncelikle teknik patron olarak sorumluluğu üzerinize alın, takım içindeki eksiklikleri, müsabakadaki hataları, varsa suç ve suçluları sonrasın da aranızda halledersiniz.\r\n Kaçırılan galibiyet nasıl önemli olmasın. Lakin daha önemlisi bu oyun ve mücadele bırakın şampiyonluğu, kalacağımız playoflar da bile bizi tur atlatmaya yetmez. Şimdi çıkıp birileri bu futbolla mı ilk beşe kalacağız derse de haksız sayılmaz, verecek cevabımız da olmaz. Unutmadan YMS nin oyuncu tasarrufuna gitmeyişine de şaşırıyorum.\r\n İki uyumlu stoperi bir araya getiremedikten sonra 6–7 stoperin olması, vurucu bir santrafor bulamadıktan sonra 5–6 forvetin olması, kaliteli pasör bir oyuncunuz olmadıktan sonra 7–8 orta saha oyuncunuzun olması sizi hedefe götürmez. Birbirini tamamlayan değil de, birbirine benzeyen oyuncuların transfer edilmesi iki sezondur YMS hedefinden uzaklaştırıyor. YMS takımına mevcut stoperlerden daha iyi bir ismin gerekli olduğu bu müsabakadan sonra değil 10 hafta öncesinden belliydi. O kadar orta saha oyuncusundan M.Cevahir- Yasin Palaz-Yılmaz üçlüsünü çıkarmak kolay olmasa gerek! İzahat yapacak eksiklikleri önceden kestirip hareket etmek müsabakada bize avantaj sağlayabilirdi.\r\n İç saha avantajımızı daha iyi zeminde oynayarak sağlamamız gerekirdi. Atalarımız boşuna dememişler ‘Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur’ diye. Müsabakanın orta hakemi pozisyonlara yakınlığıyla dikkat çekerken, yardımcıları ile de uyumluydu. Rakip takımda ilk golü atan ve sakatlanarak oyunu terk etmek zorunda kalan Serbay etkili bir oyuncu. Yasin’in Erenle verkaç yapıp güzel bir vuruşla attığı gole kısa bir süre sonra orta sahadan iki futbolcumuzu oyundan düşürerek verdiği cevap rakipte olsa alkışa değerdi.\r\n YMS takım halinde kazanıp kaybederken, başarı ve başarısızlığı paylaşırken kulübün içindeki her ferde aynı sorumluluğu yüklemek doğru olmaz. Türkiye de ve Dünya’nın her yerinde durum böyledir. Her futbolcudan aynı katkıyı beklemek, teknik direktör dururken yardımcılarına sorumluluk yüklemek ve söz sahibi yöneticiler varken esemesi okunmayan isimleri sorgulamak. Bundan sonrası için artık;\r\n Oynayan, oynamayan bütün takımı sıcak tutarak, öncelikle moral motivasyonu en üst seviyede bulundurmak hocanın ve tecrübeli diyebileceğimiz ayakların görevidir. Aksi takdirde göz açıp kapatarak geçen haftaları ahlar, vahlar la ararız…