Adalet Özlemi
18 Aralık 2012, Salı 16:14Adalet mülkün temelidir.Bu cümlede ki mülk devlet anlamında kullanılırdı. \r\n \r\nOysaşimdilerde mülk; mal, servet, zenginlik, yetki, konum, statü anlamında kullanılıyor. Evet Adalet var mı sorusunu halka sorun, alacağınız cevap, dehşet vericidir. İsterseniz bulunduğunuz ortamda mini bir anket yapın. \r\n \r\nTarih boyunca adaletli olmakla övünen bir milletin geldiği duruma bakın! \r\n \r\nVe bu, hukuk oluyor, bu Hukuk devleti oluyor, bu demokrasioluyor.\r\n \r\nTürk Milleti'nin adalet anlayışı ile yüzyıllar boyunca; farklı milletler, din mensuplarıkardeşçe bir arada yaşadı. \r\n \r\nNe oldu da, şimdilerde millet devlet düşmanı hainler kahraman ilan ediliyor, iade-i itibar verilmek isteniyor. \r\n \r\nHer sorunu kanuna anayasaya bağlayan bir takım zerzavat takımı var. Bunlar ipteki cambaza bak misali kanunlarda hatayı buluyorlar. Hiç kimse en iyi kanunu da yapsanız uygulanmadıktan sonra, ne işe yarar demiyor, diyemiyor. İşine gelmiyor. \r\n \r\nBakın; bu ülkede herkesanayasanın değişmesini, demokratik özgürlükçü olmasını ileri sürüyor. Ne olacak anayasa değişecek de ne olacak, Mide mi doyuracak? Hırsız, sahtekar, dolandırıcı, arzı endam etmeye devam etmeyecek mi?\r\n \r\nDokunulmazlar ordusu her geçen seçkin konumlarını sürdürürken, sokaktaki vatandaşauygulanan kanunlar, toplumda adaleti mi sağlayacak?\r\n \r\nPeki ne yapılmalı? \r\n \r\nVekil dokunulmazlığı yanında bir bürokrat dokunulmazlığı var. Hukuku çiğneyen, keyfi hak ve özgürlük ihlali yapan bürokratlar hakkında, amirden izin çıkmadıkça yasal takibat yapılamıyor, bu çağdaş dünyada örneği olan bir durum mu? \r\n \r\nKeyfi uygulamalar ve yasalara aykırı engeller nedeniyle Türkiye'deki adalet mekanizması işleyemez hale gelmiştir. Türk insanının adalet arayışı maceraya dönmüştür. \r\n \r\nTarihe binlerce yıldır, kültürü, ahlakı, dini, inancı, sosyal ilişkileri ile adalet dağıtan, adaleti öğreten bir millet; adalet aramaya başlamış. \r\n \r\nAdliyelerde hakimlerin arkasında Adalet mülkün temelidir yazıyor ama bunun yerine getiremiyoruz. \r\n \r\nİmtiyazlar, imtiyazlı sınıflar, statüler, kendi başına karar alabilen kişi, kuruluş,kurumlar ve makamlardan oluşan bir düzen var. Ve bu düzen, kaos yaratmasına rağmen kitleler uyutulmaya devam ediyor. \r\n \r\nHem kendilerine hem de eylem ve işlemlerine dokunulamayan sınıflarınvarlığına kimse dikkat çekmiyor. Türkiye'de dokunulmayan kişi, sınıf zümreler var. Türkiye bundan kurtulmalıdır. Ama nasıl? \r\n \r\nHukuk devletinin temeli; kanun karşısında herkesin eşit olma ilkesidir. Ayrıcalıklı kişi, sınıf ve zümrenin olmaması demektir. Ve hak arama hakkının yine sınırlandırılmaması demektir. Keyfiliğin önlenmesi, hukukun üstünlüğünühâkim kılmak demektir.\r\n \r\nReferandum sürecinde; bunlar konuşuldu mu, hayır ya ne konuşuldu?\r\nSiyaset kurumunun yargı üzerindeki denetimi, yargı bağımsızlığı konuşuldu. Peki konuşuldu da değişen bir şey var mı? Yok. Nasıl olsun ki, her yıl aynı konular konuşulur durulur.\r\n \r\nGünün Sözü: Hukuksal eşitliğin olmadığı yerde efendi köle ilişkisi vardır.