Teknoparklar Kâr amacı güdülmeyen yatırımlardır

Malatya İnönü Üniversitesi Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölge Yönetim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı &  Kimya Bölüm Başkanı  Prof. Dr. Bülent Alıcı, Radyo Kampüs’de İnanç Kara Ölmeztoprak’ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu Panorama Programına katıldı.Prof. Dr. Alıcı teknokentlere, teknoloji geliştirme bölgeleri ismi verilmektedir, aslında hepsinin birbirine yakın işlevleri bulunmaktadır ve buradaki esas durum düşüncenin ticarileştirilmesidir dedi.İlk Teknopark’ın  1951 yılında ABD California’da ki Stanford Üniversitesi öncülüğünde Stanford Research Park adıyla kurulduğunu belirten Prof. Dr. Alıcı, bu bölge günümüzde SİLİKON VADİSİ olarak bilinmektedir dedi.Teknoparkların tarihçesi ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Alıcı sözlerine şöyle devam etti : ‘’Kurulan teknoparkların ardından teknopark kavramı değişik ülkelerde ilgi görmüş ve hızla yayılmıştır. 20 yıl içerisinde kurulan en önemli Teknoparklar: ABD Araştırma Üçgeni ( Teh Research Triangle), Fransa Sophia Antipolis, İngiltere Herriot-Watt and Cambridge ve Japonya Higashi Hiroshima Teknoloji Parkı’dır. Teknoparkların çoğu 80’li yılların ikinci yarısından sonra kurulmuştur. Dünya’da ki teknoparkların ‰83’ü kar amacı gütmeyen yatırımlardır, şirketlerinin ‰89’u kobi niteliklidir, yine teknokent şirketlerinin ‰51’i hizmet, ‰ 18’i sanayi, ‰26’sı Ar-Ge şirketleri olarak tanımlanmaktadır’’Prof. Dr. Alıcı, verdiği genel bilgilerin ardından, İnönü Üniversitesi teknokentinin ‰75’inin tamamlandığını ve 2013 yılının Temmuz ayı içerisinde biteceğini aktarırken, Teknoparkların Türkiye’de ki tarihçesi ile ilgili bilgiler de aktardı.Prof. Dr. Alıcı Teknokentlerin Türkiye’deki gelişimi ile ilgili şunları aktardı: ‘’1998 yılında ODTÜ ve MAM ( Marmara Araştırma Merkezi) Türkiye’nin ilk teknokentleri olarak kabul edilmiştir.2001 yılında 4691 sayılı yasa ile kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde, amaç bilginin ticarileştirilmesi, küçük & orta ölçekli işletmelerin ileri teknolojilere uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkanı sunulması, ileri teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması, sanayinin rekabet gücünün artırılmasıdır. 2012 yılı itibariyle Türkiye’de 47 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi bulunmaktadır. Bunların 6’sı Ankara’da, 5’i İstanbul’da, 4’ü Kocaeli’dedir ve 34 tanesi faaliyete geçmişken diğerleri de alt yapı çalışmalarını tamamlama gayreti içerisindedir. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Faaliyet gösteren firma sayısı ise Aralık 2012 itibariyle 2037’ye ulaşmıştır ve personel istihdam  sayısı 17.784’dür. Yazılım, bilişim, elektronik, ileri malzeme teknolojileri, başta olmak üzere tasarım, nano teknoloji, biyoteknoloji, otomotiv, tıp teknolojileri ve yenilenebilir enerji konularında da çalışan firmalar yer almaktadır. Bu bölgelerde yürütülen toplam ar-ge proje sayısı Aralık 2012 sonu itibariyle 5121, tamamlanan proje sayısı 9461 adettir.’’Prof. Dr. Alıcı İ.Ü’si Teknokent’in ortaklık yapısının: İnönü Üniversitesi, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, Malatya Belediyesi, Malatya İl Özel İdaresi, Malatya Ticaret Borsası, Gap Güneydoğu Tekstil San. Ve Tic. AŞ, MİAD, Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü, Malatya 2. Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü, Mimsan Makine İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’nden oluştuğunu bildirdi.Bu bölgelerde teknoloji ihraç edildiğini ifade eden Prof. Dr. Alıcı Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde 71 adet yabancı şirketin mevcut bulunduğunu, insan kaynağı noktasında 10 yıl sonra Çin ile; teknoloji olarak ta en geç 30 yıl sonra ABD Silikon Vadisi ile yarışılabilineceğini söyledi.Öte yandan Malatya Teknopark’ın faaliyete geçen prefabrik alanlarından söz eden Prof. Dr. Alıcı bu binalarda 3 firma bulunmaktadır; ikisi sağlık alanında bir tanesi de bilişim alanında çalışmaktadır dedi. Toplamda 16 adet müraacatın olduğunu bildiren prof. Dr. Alıcı bunlardan 4 tanesi değerlendirildi, diğerleri de tek tek değerlendiriliyor dedi.İ.Ü’sinin Teknopark ile ilgili web sayfasının info uzantılı mail adresinden rahatça diyalog kurulabildiğini açıklayan Prof. Dr. Alıcı bilgi sadece rafları süslememeli, insanların imkanına mutlaka tahsis edilmeli ve bu noktada Malatya Teknokent 3800 metrekare içerisine tahsis edilen merkez projesi, 50 adet bürosu, 400-600 adet istihdamı, kuluçka projesi gibi projeleri ile Malatya’ya ve ülkeye çok yüksek katkılar sağlayacaktır dedi.Malatya Teknokent bölgedeki girişimciler ile üniversite arasında sağlam ve sürdürülebilir bir köprü olacaktır diyen Prof. Dr. Alıcı, Ar-Ge kültürünün genişletilip bu alanda lider konumuna gelinebilecek, tarım potansiyelinde kayısı gibi ürünlerde farklı marka değerleri yaratılabilinecek, Turgut Özal Tıp Merkezi’nin konumu daha da sağlamlaştırılacak, firmalar ve akademisyenlerin farklı avantajları olacaktır dedi.Teknokent içerisinde Ar-Ge birimleri ticari alanlar dışında rekreasyon alanları ve sosyal tesislerin de bulunacağını bildiren Prof. Dr. Alıcı Malatya Teknopark’ta yer alacak firmalar Bilim Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın sağladığı çeşitli teşvik ve muafiyetlerden de yararlanabileceklerdir dedi.Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile ilgili verdiği bilgilerin ardından Türkiye’de Sivil Havacılık konusuna değinen Prof. Dr. Alıcı  1984’de THK ile İÜ’nün ortak faaliyetleri ile bölgesel paraşütçülük kursu ve temel paraşüt eğitiminin 30 kişilik bir gruba verildiğini ifade etti. 6 yıl önce İ.Ü’de 6 kişilik bir ekiple model uçak kurslarına başladıklarını belirten Prof. Dr. Alıcı bu konuda Doç. Dr. Metin Atambay’ın ciddi emek ve katkılarının olduğunu söyledi. Doğu lojmanlarının arka tarafında bir model uçak pisti bulunduğunu belirten Prof. Dr. Alıcı pilotaj eğitimi ve havacılık eğitimleri konusunda ve bölgesel şampiyonaların yapılması noktasında Malatya merkezi bir yer olabilir dedi.İÜ’si Tacan Yerleşkesi içerisinde Sivil Havacılık Yüksek Okulu’nu 2013 yılı içerisinde açacaktır diyen Prof. Dr. Alıcı bu konuda İÜ’si Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik’e teşekkürlerini sundu. Bu konu üniversite açısından önemli olduğu gibi Malatya açısından da çok önemlidir diyen Prof. Dr. Alıcı Malatya’nın ilk kez sivil bir havaalanına sahip olacağını beyan etti. Hız artarsa ticarette artar diyen Prof. Dr. Alıcı bu konunun önemine değinen detaylı açıklamalarda bulundu.Panorama Programında katalizler konusunda sorulan bir soruya cevaben birtakım teknik açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Alıcı sözlerine şöyle devam etti: ‘’ Kimya alanında katalizlerle az miktarda maddelerle büyük dönüşümler sağlayabilmek mümkündür. Bu konuda Prof.Dr. Bekir Çetinkaya ile birlikte Prof. Dr. İsmail Özdemir'in Dünya’da sayılı isimlerden birisidir. Türkiye Katalizler konusunda İngiltere ve Fransa’nın ardından 3. Sırada gelmektedir.’’