Malatya
07 Mayıs, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    38.61
  • EURO
    43.78
  • ALTIN
    4215.6
  • BIST
    9.168
  • BTC
    94584.048$

Özdemir'den Maya takvimi açıklaması


Özdemir'den Maya takvimi açıklaması
İnönü Üniversite’sine bağlı yayın yapan 90.9 frekanslı Kampüs Fm’de, İnanç Kara Ölmeztoprak’ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu Panorama Programının konuğu, İ.Ü ‘si Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tuncay Özdemir’di.Özdemir programda Göktürk-2 uydusu, Maya Takvimine göre 21 Aralık’ın işareti, Dünya’nın var oluşu ve yok oluşu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.Temel Bilimlerde gelişmenin büyük yatırımlar istediğini kaydeden Özdemir, İ.Ü’si Gözlemevi ile ilgili  projenin yoğun çabalar neticesi hazırlandığını ve Sayın Rektör’ün bu projeye tüm desteğini verdiğini söyleyerek İ.Ü’si Rektörü Prof. Dr. Cemil ÇELİK’e teşekkürlerini sundu. Türkiye’de sadece 5 üniversitede Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü bulunduğunu kaydeden Özdemir, bölümün İ.Ü’de 1 yıl önce açıldığını ve 2013’de öğrenci alacaklarını ifade etti.İ.Ü’si Gözlemevinde 36 cm çaplı bir teleskop ve odak düzlem aletleri ile çalışıldığını kaydeden Özdemir, Kampüs olarak nispeten karanlık yani ışık kirliliğinden uzak bir ortama sahibiz dedi. Gökyüzünün gereğinden fazla aydınlatılması olarak tarif ettiği ışık kirliliğinin, doğal hayatı fazlasıyla etkilediğini belirten Özdemir,  ışık kirliliğinin göç yolları, üreme mevsimleri değiştirebildiğini ifade etti.İnsanların gökyüzüne baktıklarında Samanyolu’nu görebildikleri bir kampüsü hedeflediklerini bildiren Özdemir, gökyüzü her zaman için insanların ilgisini çekmiştir fakat bu alanda çalışma yapan insan  sayısı Türkiye’de çok az dedi.  Bu noktada kendisinin de hocası olan Prof. Dr. Zeki Aslan’a teşekkürlerini sundu.Mekan olarak çok yüksek yerlerde ve sessiz ortamlarda çalıştıklarını belirten Özdemir çalıştığı mekanlardan bahsederken, çalışma şartlarına da değindi. Dışarıdaki sıcaklık ile aletlerin sıcaklığı mutlaka aynı olmalı diyen Özdemir, aksi takdirde  oluşan hava türbülansları ve elektronik kararsızlıklar nedeniyle gelen yıldız ışığı değişebilir, termal denge mutlaka sağlanmalı, hava sıcaklığı ile aletlerin bulunduğu ortamın sıcaklığı mutlaka aynı olmalı dedi.Gözlemlerinden bahsederken; ne kadar uzağa bakıyorsanız o kadar geçmişe bakıyorsunuz demektir diyen Özdemir, örneğin Güneş’e baktığınızda, baktığınız anın 8 dk öncesini görürsünüz dedi. İ.Ü’de Astronomi Topluluğu’nun bulunduğunu belirten Özdemir, topluluğun yaptığı çalışmalar değindi. Gözlem noktasında sürekliliğin önemini vurgulayan Özdemir,  yurt içi ve yurtdışındaki ’da gözlemevi olan üniversiteler ile ortak çalışmalar içerisindeyiz dedi.  Gama ışını patlamaları gibi kısa süreli oluşan olaylarda patlamanın optik bölgedeki kaynağını gözlemek için Türkiyede bir gözlemevi ağı kurulmaya başlandığını söyleyen Özdemir, İ.Ü Gözlemevi olarak bu ağa katıldıklarıı ifade etti.Astronomi ve Uzay çalışmaları ile ilgili teknolojik yetersizliklerden bahseden Özdemir, günümüzde büyük yatırımlar gerektiren  astronomi ve uzay çalışmalarının ortak çatı altında yapıldığını örneğin Türkiyenin de Avrupa güney gözlemevi (ESO) ve Avrupa uzay ajansı (ESA) ya üyelik ile ilgili çalışmalar yaptığını anlattı. Bu tip büyük organizayonlar için Proje bazında sunumlar yapmanın gerekliliğini vurgulayan Özdemir, teleskoptan ancak zaman tahsis edebiliyorsunuz dedi. Daha sönük cisimlerin gözlemlenebileceği ileri teknoloji ürünü teleskoplara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Özdemir, bir teleskopun yapımının yıllar sürebildiğini; Amerika ve Avrupa ülkeleri ile aramızda teorik alanlarda bilimsel bir uçurumun olmadığını ancak ‘alet yapar el övünür’ noktasına gelindiğinde aranın açıldığını ifade etti.Uydular konusunda farklı açıklamalar yapan Özdemir, Türkiye’deki ilk GPS’i  İ.Ü’si 1990 yılında almıştır dedi Zaman sinyalinin öneminin altını çizen Özdemir, alınan bu ilk GPS cihazında ayrıca 100 yılda 2 mili saniye şaşıran bir atom saatinin varlığından bahsetti. Konum astronomisinde kullanılan ve Dünya’da 5 ülkede bulunduğunu söylediği Astrolab aletininde sahibi olduğumuzu belirten Özdemir, İ.Ü astronomi bölümünün bu bakımdan ayrı bir yeri olduğunu vurguladı. Fizik Bölümleri neden kapanıyor sorusuna cevaben,Türkiye’de tabi bilimlere olan ilgi azalıyor, zor bir bölüm olması ve iş bulma noktasındaki sıkıntılar da eklenince sonuç bu şekilde oluyor diyen Özdemir, Türkiye özellikle bu alanda kendini göstermelidir dedi.İstanbul  teknik üniversitesi'nin uzaya attığı küplerden bahseden Özdemir, Türkiye’nin ilk yerli yapım uydusu Rasat’ın daha çok çevre ve şehircilikle alakalı olduğunu, örneğin bir ürününün bolluğunu görebileceğini ifade etti. Göktürk 2 uydusunun tamamen  Türk tasarımı  olduğunu belirtirken,  bu uyduların neden Çin’den fırlatıldığı yönündeki soruya; Türkiye henüz bu alanda yeterli teknik alt yapıya ve birikime sahip değil ayrıca bir füze genelde tek bir yük için uzaya gönderilmemekte başka uyduları da uzaya taşımakta kullanılmaktadır dedi. Uyduların atmosfer sürtünmesi yüzünden bir ömürleri olduğunu söyleyen Özdemir, bunların kafamıza düşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını genelde uydunun kalan son enerjisinin kullanılarak insansız bölgelere düşürüldüklerinden  söz etti.Uydu yapımı konusunda teknolojik sırlar bulunduğunu kaydeden Özdemir, TUBİTAK’ın alt birimlerince yapılan çalışmalardan, testlerden bahsederken, insanlı uydu programları konusunda soğuk savaş bittiğinden bu yana Rusya ve ABD arasında ortak çalışmalar yapıldığından bahsetti. Göktürk-2 Uydusu ile ilgili açıklamalar yapan Özdemir, TSK ve diğer kamu kurumlarının görüntü ihtiyacını karşılaması, uydu ihtiyacının milli imkanlarla karşılanması ve ar-ge çalışmaları noktasında son derece önemlidir dedi.Nasa’nın çektiği muhteşem gökyüzü fotoğraflarından bahseden Özdemir,  Hubble Uzay Teleskobunun tüm bunları atmosfer dışında ve uzun poz süreleri kullanarak çektiğini, insanların teleskoptan bakınca uzay cisimlerini bu fotoğraflardaki gibi göreceklerini sandıklarını ve bu yüzden bazen hayal kırıklıklarına uğradıklarını söyledi.21 Aralık ve Maya Takvimi ile ilgili kıyamet senaryolarının bilimsel hiçbir temele dayanmadığından söz eden Özdemir, bu iddiaların, insanların bilinmeyene ilgisi ve gelecek kaygısından kaynaklandığını belirtti. Dünya’nın sonlanması ve kıyamet ile ilgili 7 senaryo’nun varlığından bahseden Özdemir, Güneş patlamalarının sürekli olduğunu bunun yer’in manyetosferi sayesinde dünyayı etkilemiyeceğiniz , patlama çok çok büyük olursa sadece iletişim ve enerji konularında belki bir takım sorunlar oluşacağını ifade etti. Marduk diye bir gezegenin bulunmadığını ama gerçektende asıl tehlikenin göktaşlarından geleceğini vurgulayan Özdemir, Dünya’ya çarpma ihtimali bulunan 1460 tane göktaşı bulunduğunu ifade etti ve bunların bir grup bilim insanı tarafından sürekli gözlemlendiğini söyledi.Dinazorların yok oluşu’da göktaşı çarpması sonucu çok kısa bir sürede gerçekleşmiştir diyen Özdemir, yine çok daha yakın bir tarih olan 1908’de Tunguska’daki  göktaşı nın yere çarpması sonucu oluşan patlamadan ve etkilediği alanın genişliğinden bahsetti. Özdemir, O cismin çapının 50-60 metre olduğu tahmin ediliyo; düşününüz ki çapı 1 Km olan bir göktaşı düştüğünde 13 şiddetinde bir depremle eşdeğer olur dedi.Ses hızı’nın yakalandığını ama ışık hızının henüz yakalanmadığını kaydeden Özdemir, zamanda yolculuk teoride mümkün ancak bunun olabilmesi ışık hızına yakın hızlarda hareket edilmesi gerektiğini ama bunun da yine teorik olarak mümkün olmadıığını belirtti. UFO’lar konusunda yaygın inanış ve  internetteki görselleri hiç inandırıcı bulmadığını ancak uzay’ın ve evrenin genişliği, büyüklüğü düşünüldüğünde, sonsuz galaksi ve gezegen sistemleri içerisinde başka yaşam formlarının bulunduğuna inandığını ifade etti.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!