Maskelerini indirmek boynumun borcu

14. Başören Köyü Kültür ve Sanat Şenlikleri gerçekleştirildi. Kuluncak İlçesi Başören Köyü’nde gerçekleştirilen şenliklere, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP İl Başkanı Enver Kiraz , Hekimhan Belediye Başkanı Sait Özoğlu, Kuluncak Belediye Başkanı Ramazan Nacar, İl Genel Meclisi üyeleri, CHP Yöneticileri ile çok sayıda davetli katıldı.Coşkulu bir kalabalığa seslenen CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba , kimseyi diğerinden ayırmadan, Malatya’nın tüm sorunlarının takipçisi olduğunu , sessiz çoğunluğun sesi olmaya çalıştığını belirtti.2011 yılında Başören’de ki şenliklerde milletvekili adayı olarak konuştuğunu kaydederek sözlerine başlayan Ağbaba “Eğer milletvekili seçilirsem bir mücadele sürdüreceğimi söyledim. Birilerinin o zaman görmediği, ‘yetmez ama evetçilerin’ hissetmediği ama bizlerin derinden hissettiğimiz, demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi vereceğime söz verdim. Keşke bu mücadeleyi vermeye gerek kalmasaydı. Keşke Türkiye’de insanlar fikirlerinden, düşüncelerinden dolayı hukuksuzluğa  uğramamış olsalardı. 2 yıldan beri milletvekiliyim. Malatya’nın sorunlarının takibinin yanında, Türkiye’de nerede insan hakları ihlali, hak ihlalleri varsa, nerede barışa özgürlüğe el uzatılıyorsa, sizin oy verdiğiniz milletvekili orada olmaya çalışıyor, mazlumların yanında olmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.“Sözcüsü olduğum Cezaevi Komisyonu’nu Dünya’da ki diğer milletvekillerinden ayıran bir özellik oluştu. Ben Dünya’da en çok tutuklu Milletvekilini, öğrenciyi, avukatı, gazeteci ve bilim adamını ziyaret eden milletvekiliyim.” Diyerek sözlerin devam eden CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, en son Can Dündar’ın işten çıkarılması sonrası  Türkiye’de ki basının durumuyla ilgili bir değerlendirme yaptı. Ağbaba  “Bize  onlarca kanalla, yüzlerce gazeteciyle bir şey sunulmaya çalışılıyor. Dünya’nın en barışçıl eylemlerinin olduğu gün, ekranlarına penguen belgeselleri koyanlar, sanki Türkiye’de hiçbir şey olmamış gibi davrananlar, teslim olmuş medya, teslim olmuş gazeteciler , demokrasi var diyorlar. Ama biz biliyoruz ki bu demokrasi değil, bu faşizm” şeklinde konuştu.Ben de Gezi Eylemlerine katıldım. Gezi eylemlerine Başörenliler de katılmıştır. Palayla saldırılan kadın belki de Başörenli. Maalesef suçlanması gereken, şiddet uygulayanlar , Palalılar serbest; özgürlük isteyen, eyleme katılanlar tutuklu. Sincan’da, Mersin’de, İzmir’de cezaevlerindeler. Atatürk ve İnönü’ye 2 ayyaş denilmesine karşı çıktıkları için cezaevlerindeler. Sanıyorlar ki iktidar ve  yandaşları bu insanların sesini kısabilecekler. Toplumun üzerine ölü toprağı serpildiği sandıkları gün, her türlü baskının zirveye ulaştığı gün, sandılar ki hiç kimse sesini çıkarmayacak. Bilmiyorlar ki ,  Anadolu toprakları, Şey Bedrettinleri, Yunus Emreleri, Pir Sultanları yetiştirdi. Anadolu toprakları kılıca da , ölüme de meydan okuyan topraklardır. Senin kelle koparmandan , senin ölümünden korksalardı bugün bu düşünceler var olmazdı.Ağbaba konuşmasını “Türkiye’nin durumu bu. Biz demokrasi, barış, özgürlük sözümüzü sonuna kadar tutacağız.  Bedeli ne olursa olsun, bu sözü tutacağız.Malatya’nın tüm sorunlarını gündeme getiriyorum. Hangi ilçede, hangi köyde , hangi mahallede sıkıntı varsa bu sıkıntıları takip ediyoruz. Çözümü için mücadele ediyoruz. Sessiz çoğunluğun sesi olmaya çalışıyoruz.Bugüne kadar Malatya’nın diğer milletvekillerinin tamamının 10 katı kadar konuştum. Başören’in yol sorununu İl Genel Meclisi üyelerimizle sürekli gündeme getiriyoruz. Ayrım sadece bürokratik atamalarda, işe alımlarda olmuyor. Ayrım yaşamın her alanında, suyumuzda, yolumuzda oluyor. Ayrım yapılıyorsa bunların maskelerini indirmek benim boynumun borcu.”cümleleriyle sonlandırdı.