Malatya'nın Tarım ve Teknoloji Üniversitesi talebi

Malatya'ya ikinci bir üniversite söylemlerine son noktayı İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik koydu.
Malatya'ya ikinci bir üniversite söylemlerine son noktayı İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik koydu. Rektör Çelik İnönü Üniversitesi'nde yaptığı basın açıklamasıyla ikinci üniversite taleplerinin olduğunu ve hangi kriterlerde bir üniversite'nin faydalı olacağını anlattı. Bildiğiniz gibi, İnönü Üniversitesi, 38 yıllık geçmişi, 13 fakültesi, 5 enstitüsü, 3 yüksekokulu, 1 konservatuarı, 12 meslek yüksekokulu, 18 araştırma ve uygulama merkeziyle Türkiye’nin en saygın ve köklü üniversitelerinden biridir. 29.000 öğrencimizin 20.000’i lisans, 6.500’ü ön lisans, 2.500’ü ise lisansüstü öğrencisidir. Öğrencilerimizin 13.500’ü kız, 15.500’ü de erkektir. “Dünya üniversitesi” olma vizyonunun bir gereği olarak, son yıllarda yabancı uyruklu öğrenci kabul etmeye başlayan Üniversitemizin bugün 40’a yakın ülkeden toplam 300 yabancı uyruklu öğrencisi bulunduğunu ayrıca belirtmek istiyorum.2012-2013’teki 29.000 öğrenci sayımızdan mezunları çıkarıp yerine yeni kontenjanlarımızı ilave ettiğimizde, 2013-2014 akademik yılında öğrenci sayımızın yaklaşık 33.000 olacağını tahmin ediyoruz.İnönü Üniversitesi, eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra, bilim ve teknoloji üretiminde de kendini ortaya koymuş bir üniversitedir. Üretilen bilim ve teknolojinin, ülkemizin kalkınmasına ve ilerlemesine somut bir katkıya dönüşebilmesi için üniversite-sanayi ilişkisini ve işbirliğini önemsiyor ve bunun önemini özellikle vurgulamak istiyorum. Bu bağlamda İnönü Üniversitesi, üniversite-sanayi işbirliğinin bir gereği olarak, Malatya’ya 381.000 metrekarelik geniş alan üzerinde kurulmuş bir Teknokent kazandırdı. Araştırma ve geliştirme çalışmaları yapacak birçok firmayı bünyesinde bulunduran Malatya Teknokent, şimdiden pek çok alanda faaliyet göstermeye başlamış bulunuyor. Bu faaliyetlerin kapsam ve kalitesi, önümüzdeki dönemlerde çok daha genişleyerek Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olma vizyonuna da önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca, dünyadaki gelişmelere paralel olarak yerel anlamda sanayicimizin eğitimli işgücü ihtiyacını karşılamak amacıyla, fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarımızda pek çok yeni bölüm ve program açıldı. Ayrıca, Bilimsel ve Teknolojik Araştırma ve Uygulama Merkezi ve bu merkez bünyesinde yer alan Petrol Araştırma Merkeziyle sadece Malatya’ya değil, Türkiye genelinde birçok üniversiteye ve özel sektöre de hizmet veriyoruz.Üniversitemiz, son yıllarda büyük gelişme göstermiş ve birkaç yıl içinde gelişmişlik düzeyini üçe katlamıştır. Üniversitemiz, öz gelirlerini önemli oranda artırmak suretiyle devlete fazla yük olmadan kendi gelişmesini sürdürme imkânı bulmuştur. Biliyorsunuz, Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santralini İnönü Üniversitesinde kuruyoruz. Bu projemiz, devlete fazla yük olmadan kurumumuzu geliştirme anlayışımızın somut bir neticesidir.SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,Sizler de takdir edersiniz ki, Üniversitemizin sağlık alanındaki hizmeti ve başarısı, ulusal sınırlarımızın çok ötesine geçmiştir. Biliyorsunuz, Turgut Özal Tıp Merkezimiz, 2002 yılında başlattığı karaciğer organ naklinde bugün dünyada birinci, Avrupa’da ise ikinci sırada yer alıyor. Üniversitemizdeki lisansüstü eğitim veren 5 enstitüden birinin Karaciğer Nakli Enstitüsü olduğunu ve bunun dünyada ikinci bir örneği olmadığını bilmenizi istiyorum. Şu anda Karaciğer Nakli Hastanesinin de inşaatına başlamış bulunuyoruz. Başından beri söylüyoruz; bu, bir Türkiye Projesi, bir Anadolu Mucizesidir. Bu proje Malatya’da gerçekleşiyor. Malatya, bu yüzden çok şanslı bir şehir.Turgut Özal Tıp Merkezimiz, sadece karaciğer naklinde değil, karaciğer nakliyle beraber, kemik iliği ve böbrek naklinde, kardiyoloji, girişimsel radyoloji, kalp ve damar cerrahisi, onkoloji gibi diğer tıp alanlarında da büyük başarılara imza atıyor. Bu başarılar, artarak devam edecek ve öyle inanıyorum ki, çok yakın bir gelecekte, karaciğer naklinde olduğu gibi, diğer tıp alanlarında da dünya çapında bir başarı düzeyini yakalayacağız.İnönü Üniversitesi, sağlık alanında gösterdiği başarının benzerini diğer alanlarda da ortaya koymak için canla başla çalışıyor. Fen, mühendislik, eğitim, güzel sanatlar, temel bilimler, sosyal bilimler gibi alanlarda da geleceğimizin çok parlak olduğuna inanıyorum. Bütün bu alanlarda, genç ve dinamik bir akademisyen kadrosuna sahip olduğumuzu iftiharla söylemek istiyorum. Samimi niyetlerle ve doğru yöntemlerle çalışınca başarı adeta kendiliğinden geliyor.Bugün geldiği noktada İnönü Üniversitesi, adını dünyaya duyuran başarıları, donanımı ve nitelikli insan gücüyle, hızla uluslararasılaşan, “model alan değil aksine model olan” önemli bir üniversite olmuştur. Bugün, İnönü Üniversitesi, artık kendi bünyesinde yeni bir üniversite daha çıkarabilecek kadar büyümüş ve gelişmiş bulunuyor. Malatyamız her geçen gün biraz daha büyüdüğüne ve büyükşehir statüsü de kazandığına göre, burada ikinci bir üniversite kurmanın artık zamanı gelmiş demektir. Fakat Malatya’da kurulacak ikinci üniversitenin, mevcut üniversitemizden farklı özelliklere sahip olması gerekiyor. Aynı ilde aynı özellikte ikinci bir üniversite kurmanın hiçbir mantığı yoktur. Böyle bir durum, kaynak israfından başka bir şey değildir. Aynı ilde ikinci üniversite kurulurken, hem o ilin hem de o bölgenin ihtiyaçları mutlaka dikkate alınmalı ve o üniversitenin hangi alanlarla ilgili olacağı ve hangi alanlarda öne çıkacağı buna göre belirlenmelidir. Aynı şehirde, üniversitenin biri genel üniversite ise, ikinci üniversitenin “alan üniversitesi” olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa aynı bölüm ve programların hem o üniversitede hem de bu üniversitede bulunması anlamlı değildir. Bu yüzden biz İnönü Üniversitesi olarak, Malatya’da kurulacak ikinci üniversitenin Tarım ve Teknoloji Üniversitesi formatında olması gerektiğini düşünüyoruz. İnönü Üniversitesi Senatosu, 10 Haziran 2013 günü gerçekleşen toplantısında bu konuyu görüşmüş ve Üniversitemizin ikinci büyük kampusu olan Battalgazi Kampusumuzda “Tarım ve Teknoloji Üniversitesi” kurulması için hazırlanan teklifin üst makamlara sunulmasını oybirliği kararlaştırmış bulunuyor.Malatya’da “Tarım ve Teknoloji Üniversitesi” kurulması için hazırlanan teklifimizin “Kuruluş Gerekçesi” bölümünden bazı hususları siz değerli basın mensuplarıyla da paylaşmak istiyorum:
Giderek artan gıda ihtiyacının karşılanması, bugün sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın en önemli sorunu olmuştur. Tarım sektörü, içinde yaşadığımız çağın en stratejik sektörlerinden biri hâline gelmiştir. İstihdam, tüketim harcamaları, diğer sektörlere hammadde temini, millî gelir ve ihracattaki payı dikkate alındığında, tarım sektörünün sosyoekonomik önemi daha da artmaktadır. Geniş bir etki alanına sahip olması nedeniyle tarım politikaları, ülkelerin siyasal, ekonomik ve sosyal politikaları üzerinde de belirleyici olmakta ve onları doğrudan etkilemektedir.
Millî gelir ve istihdamdaki payı nedeniyle ekonominin temel unsuru olan tarım sektöründeki büyüme, toplumun refahını, zenginliğini ve yaşam kalitesini arttırma ve sürdürülebilir kalkınma bakımından büyük önem taşımaktadır. Kişi başına düşen tarım alanının gittikçe azalması, mevcut tarım alanlarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını ve hayvancılık sektörünün uluslararası rekabete uyum sağlayacak stratejik bir yaklaşımla ele alınmasını gerektirmektedir. Türkiye’nin 2023 tarım ve gıda vizyonu; toplumun sağlıklı beslenme gereksinimlerini nicelik ve nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılayabilen, biyolojik çeşitliliğini koruyan ve toplumsal yarara dönüştürebilen, verimliliği artıran tarım ve tarımsal sanayinin de katkısıyla, uluslararası alanda rekabet edebilen gelişmiş bir Türkiye olarak belirlenmiştir. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörü, ülkemizdeki lokomotif sektörlerin başında gelmektedir. OECD, 2012 yılı raporunda Türkiye’yi dünyanın 7. tarımsal gücü olarak açıklamıştır. Türkiye’nin hedefi ilk 3’te yer almaktır.Bu hedeflerin gerçekleşmesi için uygun lisans bölümlerinin, multidisipliner yapıda biyoinformatik yüksek lisans ve doktora programlarının açılması, ileri teknolojilerin dayandığı temel bilim alanlarında yürütülen araştırmaların desteklenmesi ve doktora sonrası araştırmacı ve teknik eleman kadrolarının oluşturulması gerekmektedir. Açılacak üniversitede, tarım ve hayvancılık alanındaki lisans eğitiminin yanı sıra, lisansüstü düzeyde de tarım teknolojileri konusunda eğitim ve araştırma yapılmasına imkân sağlayacaktır. Sebze, süs ve endüstri bitkilerinin üretiminde, bugün kullanılan tohumların büyük bölümü dışarıdan ithal edildiği için, ülkemizde her yıl milyonlarca dolarlık bir döviz kaybı yaşanmaktadır. Hâlbuki Türkiye, ithalatı yapılan tohumların tümünü üretebilecek iklim, toprak ve bitki genetiği kaynaklarına sahiptir. Malatyamızda kurulacak Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, ülkemizin ihtiyacı olan tohum üretiminde de önemli katkılar sağlayacak ve bu alanda önemli bir boşluğu dolduracaktır.Bitki genetik kaynakları konusu, günümüzde birçok ülke ve kurumun dikkatini çekiyor, gündemini işgal ediyor. Konu uluslararası düzeyde tartışılıyor, bitki genetik kaynaklarına karşı ilgi ve duyarlılık her geçen gün daha da artıyor. Türkiye’nin burada çok özel bir yeri var. Çünkü ülkemizde bulunan yaklaşık on bin bitki türünün yaklaşık üç bini endemik bitkidir. Bu açıdan ülkemiz, birçok türün gen merkezi konumundadır. Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, Türkiye’deki biyo-çeşitliliğin korunması, tıbbi ve aromatik bitkilerin çoğaltılarak ülke ekonomisine katkıya dönüştürülmesi konusunda önemli çalışmalar yapacaktır. Kurulacak üniversite, altyapısı ve burada yapılacak çalışmalar ile nitelikli/işlevsel gıda üretimi tekniklerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca burada, söz konusu üniversitesinin sunacağı bilgi ve teknolojiler kullanılarak sağlık açısından herhangi bir risk taşımayan, belli hastalıkları önleme işlevine sahip, alerji yaratmayan ve yaşlanma sürecini geciktirecek olan yeni bitkisel kökenli gıdalar geliştirilecektir. Ülkemizde, bitkisel ürünlerde kalitenin iyileştirilmesine yönelik moleküler düzeydeki çalışmalar bugün istenilen düzeyde değildir. Bitkisel üretimi sınırlayan faktörlerin başında çok çeşitlilik taşıyan hastalık ve zararlılar gelmektedir. Sürdürülebilir kalkınma için çevreye duyarlı tarımsal tekniklerin benimsenmesi ve uygulanması ile bitki hastalıkları ve zararlılarının tanı ve mücadelesinde yeni tekniklerin geliştirilmesi için Tarım ve Teknoloji Üniversitesi öncülük edecektir. Kurulacak üniversitede yapılacak olan çalışmalarda, zengin bitkisel gen kaynakları kullanılarak ve modern moleküler teknolojilerden yararlanılarak stratejik ürünlerde hedef genler açısından iyileştirilmiş nitelikli tohumlar geliştirilecek; hastalık ve zararlılardan arındırılmış bitki materyallerinin üretimleri gerçekleştirilecektir.Ülkemizde hayvan ıslahı ve üretiminin daha kârlı hâle getirilebilmesi için yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Klâsik ıslah yöntemleriyle hayvan üretiminde belirli bir mesafe alınmış, ancak yeterli sayıda damızlık seviyesine ulaşılamamıştır. Bunun için klâsik hayvan ıslah yöntemlerinin yanında, modern biyo-teknolojik yöntemlerin de üretim çalışmalarına katılması zorunludur. Bu bağlamda, kurulacak üniversite, hayvan ıslah çalışmalarına büyük katkı sağlayacaktır. Hayvan gen kaynakları, varyasyonun herhangi bir şekilde azaldığı durumlarda bu genetik varyasyonu tekrar sağlayabilmek, bölgesel ya da özel hat veya ırkları ve endemik hayvanların sahip oldukları özel genleri saklamak amacıyla koruma altına alınmalıdır. Hayvanlar arasında seyreden ve bunlardan insanlara da geçebilen salgın ve bulaşıcı hayvan hastalıkları, insan sağlığını ve ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunların çözümü için hayvan hastalıklarının erken ve hızlı teşhisi ile zamanında müdahalesine imkân sağlayan, koruma ve tedavi amaçlı ilaç, aşı ve hormon vb. maddelerin fazla kullanımını engelleyen yöntem ve teknolojilere ihtiyaç vardır. Bu amaçla teşhis, tedavi ve aşılama yöntemi geliştirmek ve aşılamada etkinlik ve kolaylık sağlamak, kalıntı bırakmayan kısa sürede parçalanan ve ürünlere geçmeyen ilaç üretmek, çözülmesi gereken önemli teknolojik sorunlar arasında yer almaktadır. Son yıllarda biyo-teknolojik yöntemler kullanılarak birçok aşı da üretilmektedir. Kurulacak üniversite, hayvan sağlığı ve yetiştiriciliğine de hizmet edecektir.Hızla artan nüfusa karşılık tarımsal üretimin yetersiz kalması sonucu gıda fiyatlarında artış ve dalgalanmalar meydana gelmiş; bu da, tarım sektörünün önemini artırmıştır. Türkiye’nin tarım sektöründe sahip olduğu yüksek potansiyel, eğer iyi değerlendirilebilirse birçok açıdan ülkemize önemli katkılar sağlanmış olacaktır. Türkiye olarak, mevcut üretimin çok daha fazlasını üretebilecek toprak, iklim, bitki ve insan kaynaklarına sahibiz. Türkiye’nin söz konusu tarım potansiyelini değerlendirecek, sektörle ilgili bilgi ve teknolojileri takip edecek ve üretecek bir Tarım ve Teknoloji Üniversitesinin kurulması, ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunacaktır.Ülkemiz için yeni olduğu söylenebilirse de, Tarım ve Teknoloji Üniversiteleri, dünyanın birçok ülkesinde zaten var olan üniversitelerdir. Tarım ve hayvancılık bakımından gelişmiş Japonya, İsveç, Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerde Tarım Üniversiteleri (Tokyo Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, İsveç Tarım Bilimleri Üniversitesi, vs.) var.
Teklif ettiğimiz Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, Tarım ve Hayvancılık Bilimleri alanında ülkemizde mevcut bulunan açığı gidermek üzere nitelikli ve donanımlı, bilim ve teknoloji üretebilen, yenilikçi elemanlar yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu üniversite, vereceği lisans eğitimiyle sektörün yetişmiş eleman ihtiyacını karşılarken lisansüstü eğitimle de bilim adamları yetiştirecek, sektörü daha ileriye taşımak için gerekli bilimsel ve teknolojik üretimi gerçekleştirecektir.Battalgazi Kampusumuzda kurulması için teklifte bulunduğumuz yeni üniversite, tarımsal teknoloji alanında bilginin üretilmesini, üretilen bilginin uygulamaya aktarılmasını, ülke ekonomisine katma değer oluşturma konusunda diğer paydaşlara öncülük etmeyi amaçlamaktadır.İnönü Üniversitesinin ikinci büyük kampusu olan Battalgazi Kampusu, 630 dekarlık geniş bir alan üzerinde kurulmuştur. İleride ihtiyaç duyulduğunda, kamulaştırılmaya veya başka kamu kurumlarından alınmaya müsait toprakların kampus çevresinde bulunuyor olması, bu kampus için artı bir özelliktir. Burası, aynı zamanda tarım ve tarım teknolojisi uygulamalarının etkin olarak gerçekleştirilebileceği özelliklere de sahiptir. Tarıma elverişli topraklara sahip olan kampus alanı, yer altı suları bakımından zengin olduğu gibi, Karakaya Baraj Gölü’ne çok yakın olma avantajına da sahip bulunuyor.Tarım ve Teknoloji Üniversitesi kurulması teklifinde bulunduğumuz Battalgazi Kampusumuzda, hâlen iki fakültemiz (Ziraat Fakültesi, Su Ürünleri Fakültesi) ile 2 meslek yüksekokulumuz (Battalgazi Meslek Yüksekokulu, Akçadağ Meslek Yüksekokulu) bulunuyor.Aynı kampusta Sivil Havacılık Yüksekokulu kurulması ile ilgili bir teklifi, 10 Haziran günü gerçekleştirdiğimiz Senato toplantımızdan geçirdiğimiz bilgisini de, sizin aracılığınızla kamuoyuna duyurmuş olalım. Sivil havacılık her geçen gün daha da önem kazanıyor. Zirai ilaçlamada hava araçlarından da yararlanıldığı için, Sivil Havacılık Yüksekokulu, yeni üniversitenin konsepti ile de paralellik gösteriyor.Üniversite kurulurken, Biyoteknoloji Fakültesi, Gıda Bilimleri ve Beslenme Fakültesi, Çevre Bilimleri Fakültesi, Fen Bilimleri Enstitüsü gibi akademik birimlerin de kurulması gerektiğini düşünüyoruz.Malatya’da Tarım ve Teknoloji Üniversitesi kurulması sürecinde bize düşen sorumluluk neyse, İnönü Üniversitesi olarak onu yerine getirmeye hazırız. Sizler de takdir edersiniz ki, bir üniversitenin kurulması bir süreç işidir. Herkes bu sürece bir biçimde katılmalı ve mutlaka katkıda bulunmalıdır. YÖK’ün, Hükümetimizin ve TBMM’nin, Malatya’da Tarım ve Teknoloji Üniversitesi kurulması teklifimize sıcak bakacağına inanıyorum. Malatya Valiliği ile Malatya Milletvekilleri başta olmak üzere, Malatya Belediyesini, sanayici ve işadamlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, yerel ve ulusal basınımızı, kısacası bütün Malatya’yı bu sürece katılmaya ve katkı sunmaya davet ediyorum. Çünkü bu iş, hepimizin ortak işidir. SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,İkinci üniversitelerin alan üniversitesi olmasını savunduğumuz gibi, meslek yüksekokullarının da belli alanlara ağırlık vermesini ve o alanlarda öne çıkmalarını savunuyoruz. Tıpkı Sağlık Meslek Yüksekokullarında olduğu gibi. Diğer meslek yüksekokullarımızı da aynı düşünceyle yeniden yapılandırıyoruz.
Bu bağlamda Kale Meslek Yüksekokulumuzun adını, Kale Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu olarak değiştirdik. Buradaki bütün programlar turizm işletmeciliği ve otelcilikle ilgili olacak. Bildiğiniz gibi, bu ilçemizde bizim bir otelimiz var. Malatya’daki otel sayısında büyük artış yaşanıyor. Turizmci ve otelci ara eleman ihtiyacı da her geçen gün biraz daha artıyor.
Hekimhan Meslek Yüksekokulumuzda da benzer bir uygulamayı hayata geçireceğiz. Çünkü Hekimhan ilçemiz, maden sektöründe büyük bir gelecek vaat ediyor. Bu yüzden buradaki programların madencilikle ilişkili programlar olması gerekiyor.
Battalgazi Meslek Yüksekokulumuzdaki programlar ise, tahmin edeceğiniz üzere, tarım ve tarım teknoloji ile ilgili olacak. Bu bağlamda, Tıbbî ve Aromatik Bitkiler Programının açılması teklifini Senatomuzdan geçirmiş bulunuyoruz.Meslek yüksekokullarımızı yeniden yapılandırırken, aynı programın iki ayrı okulda açılmasına müsaade etmeyeceğimiz gibi, okulun konseptine uymayan programları da hangi okulun konseptine uyuyorsa oraya taşıyacağız.SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,Biliyorsunuz, 2012-2013 Akademik Yıl Açılış Törenimizde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Cemil Çiçek onur konuğumuz olmuştu. İnönü Üniversitesi Senatosunun Sayın Cemil Çiçek’e verdiği “Fahrî Doktora Belgesi”ni bu törenimizde kendilerine takdim etmiştik.10 Haziran 2013 Pazartesi günü toplanan İnönü Üniversitesi Senatosu, iki enstitümüzün (Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü) teklifleri doğrultusunda oybirliğiyle devlet ve siyaset adamı Sayın Recai Kutan’a fahrî doktora belgesi verme kararı aldı. 2013-2014 Akademik Yıl Açılış Törenimizde, onur konuğumuz olarak davet edeceğimiz Sayın Recai Kutan’a “Fahrî Doktora Belgesi” de takdim etmiş olacağız.Sayın Kutan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünde kısım mühendisliğinden başmühendisliğe, bölge müdürlüğünden genel müdür muavinliğine ve TÜMAŞ Türk Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş.Genel Müdürlüğüne kadar pek çok görevde bulunmuş; ayrıca Türkiye'nin en büyük projesi olan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Etüt ve Plânlama çalışmalarını yönetmiş; Keban ve Gümüşkaya Barajlarının yapımında da görev almıştır.1973 yılından itibaren siyasete atılan Recai Kutan, farklı dönemlerde milletvekili olarak parlamentoda bulunmuş; İmar ve İskân Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Parti Genel Başkanlığı yapmış önemli bir siyaset ve devlet adamıdır. Siyasette kullandığı dilin yumuşaklığı ve farklı kesimlerle diyalog kurmaktaki rahatlığı, Sayın Recai Kutan’ı kendine has bir tarz-ı siyasetin sahibi yapmıştır. Üniversitemiz Senatosu, hem bir mühendis hem bir bürokrat hem de bir siyaset adamı olarak Türkiye’ye yapmış olduğu değerli katkıları nedeniyle Sayın Recai Kutan’a “Fahri Doktora Belgesi” verilmesini kararlaştırdı. İşte bu belgeyi, 2013-2014 Akademik Yıl Açılış Törenimizde kendilerine takdim edeceğiz inşallah.
SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,Malatya Belediyesinin ulaşım hizmetlerinde kullanmayı planladığı trambüslerle ilgili bir hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz, öğrenci sayısı 29.000 olan bir üniversiteyiz. Bu sayının önümüzdeki yıl 33.000’i bulacağını tahmin ediyoruz. Buna akademik ve idari çalışanlarımızı, lojmanlarda oturan personelimizin ailelerini, hastaneye gelen hasta ve hasta yakınlarını, kampus çevresindeki yerleşim yerlerinde oturan insanlarımızı da eklediğimizde, günde en az 50.000 insanın buraya gelip gittiğini söyleyebiliriz. Arazisi Üniversitemiz tarafından tahsis edilen Malatya Stadyumu da tamamlanıp hizmete girdiğinde, buradaki insan sirkülâsyonunun boyutları daha da büyüyecektir. Malatya Belediyesi, kendi belediye sınırları dâhilinde yer alan İnönü Üniversitesi ve çevresinin insan ulaşımını daha hızlı ve daha kaliteli gerçekleştirmek üzere trambüs denilen sistemi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Belediye, “Üniversite Hattı Trambüs Araç Depo Alanı” olarak kullanmak üzere, İnönü Üniversitesinden yer talep etti. Biz de, Malatya-Elazığ karayolunun hemen alt tarafında ve stadyum inşaatının yanında bulunan 23.415 metrekarelik bir alanı, 5 yıllığına Malatya Belediyesine tahsis ediyoruz.Üniversitemiz ana kampusunun bulunduğu bu bölge, gerek Turgut Özal Tıp Merkezimizin gerekse Malatya Stadyumu’nun aynı yerde olması nedeniyle hızla gelişiyor ve genişliyor. Az önce de ifade ettiğim gibi, buranın günlük insan sirkülasyonu, 50.000’in çok üstündedir. Bu yüzden burası daha çok hizmeti, daha fazla yatırımı hak ediyor. Buraya gelen hizmetlerde ve yatırımlar konusunda, Üniversite olarak bizim de üzerimize düşen bir şey varsa, yapmaya hazır olduğumuzu söylemek istiyorum.
Giderek artan gıda ihtiyacının karşılanması, bugün sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın en önemli sorunu olmuştur. Tarım sektörü, içinde yaşadığımız çağın en stratejik sektörlerinden biri hâline gelmiştir. İstihdam, tüketim harcamaları, diğer sektörlere hammadde temini, millî gelir ve ihracattaki payı dikkate alındığında, tarım sektörünün sosyoekonomik önemi daha da artmaktadır. Geniş bir etki alanına sahip olması nedeniyle tarım politikaları, ülkelerin siyasal, ekonomik ve sosyal politikaları üzerinde de belirleyici olmakta ve onları doğrudan etkilemektedir.
Millî gelir ve istihdamdaki payı nedeniyle ekonominin temel unsuru olan tarım sektöründeki büyüme, toplumun refahını, zenginliğini ve yaşam kalitesini arttırma ve sürdürülebilir kalkınma bakımından büyük önem taşımaktadır. Kişi başına düşen tarım alanının gittikçe azalması, mevcut tarım alanlarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını ve hayvancılık sektörünün uluslararası rekabete uyum sağlayacak stratejik bir yaklaşımla ele alınmasını gerektirmektedir. Türkiye’nin 2023 tarım ve gıda vizyonu; toplumun sağlıklı beslenme gereksinimlerini nicelik ve nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılayabilen, biyolojik çeşitliliğini koruyan ve toplumsal yarara dönüştürebilen, verimliliği artıran tarım ve tarımsal sanayinin de katkısıyla, uluslararası alanda rekabet edebilen gelişmiş bir Türkiye olarak belirlenmiştir. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörü, ülkemizdeki lokomotif sektörlerin başında gelmektedir. OECD, 2012 yılı raporunda Türkiye’yi dünyanın 7. tarımsal gücü olarak açıklamıştır. Türkiye’nin hedefi ilk 3’te yer almaktır.Bu hedeflerin gerçekleşmesi için uygun lisans bölümlerinin, multidisipliner yapıda biyoinformatik yüksek lisans ve doktora programlarının açılması, ileri teknolojilerin dayandığı temel bilim alanlarında yürütülen araştırmaların desteklenmesi ve doktora sonrası araştırmacı ve teknik eleman kadrolarının oluşturulması gerekmektedir. Açılacak üniversitede, tarım ve hayvancılık alanındaki lisans eğitiminin yanı sıra, lisansüstü düzeyde de tarım teknolojileri konusunda eğitim ve araştırma yapılmasına imkân sağlayacaktır. Sebze, süs ve endüstri bitkilerinin üretiminde, bugün kullanılan tohumların büyük bölümü dışarıdan ithal edildiği için, ülkemizde her yıl milyonlarca dolarlık bir döviz kaybı yaşanmaktadır. Hâlbuki Türkiye, ithalatı yapılan tohumların tümünü üretebilecek iklim, toprak ve bitki genetiği kaynaklarına sahiptir. Malatyamızda kurulacak Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, ülkemizin ihtiyacı olan tohum üretiminde de önemli katkılar sağlayacak ve bu alanda önemli bir boşluğu dolduracaktır.Bitki genetik kaynakları konusu, günümüzde birçok ülke ve kurumun dikkatini çekiyor, gündemini işgal ediyor. Konu uluslararası düzeyde tartışılıyor, bitki genetik kaynaklarına karşı ilgi ve duyarlılık her geçen gün daha da artıyor. Türkiye’nin burada çok özel bir yeri var. Çünkü ülkemizde bulunan yaklaşık on bin bitki türünün yaklaşık üç bini endemik bitkidir. Bu açıdan ülkemiz, birçok türün gen merkezi konumundadır. Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, Türkiye’deki biyo-çeşitliliğin korunması, tıbbi ve aromatik bitkilerin çoğaltılarak ülke ekonomisine katkıya dönüştürülmesi konusunda önemli çalışmalar yapacaktır. Kurulacak üniversite, altyapısı ve burada yapılacak çalışmalar ile nitelikli/işlevsel gıda üretimi tekniklerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca burada, söz konusu üniversitesinin sunacağı bilgi ve teknolojiler kullanılarak sağlık açısından herhangi bir risk taşımayan, belli hastalıkları önleme işlevine sahip, alerji yaratmayan ve yaşlanma sürecini geciktirecek olan yeni bitkisel kökenli gıdalar geliştirilecektir. Ülkemizde, bitkisel ürünlerde kalitenin iyileştirilmesine yönelik moleküler düzeydeki çalışmalar bugün istenilen düzeyde değildir. Bitkisel üretimi sınırlayan faktörlerin başında çok çeşitlilik taşıyan hastalık ve zararlılar gelmektedir. Sürdürülebilir kalkınma için çevreye duyarlı tarımsal tekniklerin benimsenmesi ve uygulanması ile bitki hastalıkları ve zararlılarının tanı ve mücadelesinde yeni tekniklerin geliştirilmesi için Tarım ve Teknoloji Üniversitesi öncülük edecektir. Kurulacak üniversitede yapılacak olan çalışmalarda, zengin bitkisel gen kaynakları kullanılarak ve modern moleküler teknolojilerden yararlanılarak stratejik ürünlerde hedef genler açısından iyileştirilmiş nitelikli tohumlar geliştirilecek; hastalık ve zararlılardan arındırılmış bitki materyallerinin üretimleri gerçekleştirilecektir.Ülkemizde hayvan ıslahı ve üretiminin daha kârlı hâle getirilebilmesi için yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Klâsik ıslah yöntemleriyle hayvan üretiminde belirli bir mesafe alınmış, ancak yeterli sayıda damızlık seviyesine ulaşılamamıştır. Bunun için klâsik hayvan ıslah yöntemlerinin yanında, modern biyo-teknolojik yöntemlerin de üretim çalışmalarına katılması zorunludur. Bu bağlamda, kurulacak üniversite, hayvan ıslah çalışmalarına büyük katkı sağlayacaktır. Hayvan gen kaynakları, varyasyonun herhangi bir şekilde azaldığı durumlarda bu genetik varyasyonu tekrar sağlayabilmek, bölgesel ya da özel hat veya ırkları ve endemik hayvanların sahip oldukları özel genleri saklamak amacıyla koruma altına alınmalıdır. Hayvanlar arasında seyreden ve bunlardan insanlara da geçebilen salgın ve bulaşıcı hayvan hastalıkları, insan sağlığını ve ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunların çözümü için hayvan hastalıklarının erken ve hızlı teşhisi ile zamanında müdahalesine imkân sağlayan, koruma ve tedavi amaçlı ilaç, aşı ve hormon vb. maddelerin fazla kullanımını engelleyen yöntem ve teknolojilere ihtiyaç vardır. Bu amaçla teşhis, tedavi ve aşılama yöntemi geliştirmek ve aşılamada etkinlik ve kolaylık sağlamak, kalıntı bırakmayan kısa sürede parçalanan ve ürünlere geçmeyen ilaç üretmek, çözülmesi gereken önemli teknolojik sorunlar arasında yer almaktadır. Son yıllarda biyo-teknolojik yöntemler kullanılarak birçok aşı da üretilmektedir. Kurulacak üniversite, hayvan sağlığı ve yetiştiriciliğine de hizmet edecektir.Hızla artan nüfusa karşılık tarımsal üretimin yetersiz kalması sonucu gıda fiyatlarında artış ve dalgalanmalar meydana gelmiş; bu da, tarım sektörünün önemini artırmıştır. Türkiye’nin tarım sektöründe sahip olduğu yüksek potansiyel, eğer iyi değerlendirilebilirse birçok açıdan ülkemize önemli katkılar sağlanmış olacaktır. Türkiye olarak, mevcut üretimin çok daha fazlasını üretebilecek toprak, iklim, bitki ve insan kaynaklarına sahibiz. Türkiye’nin söz konusu tarım potansiyelini değerlendirecek, sektörle ilgili bilgi ve teknolojileri takip edecek ve üretecek bir Tarım ve Teknoloji Üniversitesinin kurulması, ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunacaktır.Ülkemiz için yeni olduğu söylenebilirse de, Tarım ve Teknoloji Üniversiteleri, dünyanın birçok ülkesinde zaten var olan üniversitelerdir. Tarım ve hayvancılık bakımından gelişmiş Japonya, İsveç, Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerde Tarım Üniversiteleri (Tokyo Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, İsveç Tarım Bilimleri Üniversitesi, vs.) var.
Teklif ettiğimiz Tarım ve Teknoloji Üniversitesi, Tarım ve Hayvancılık Bilimleri alanında ülkemizde mevcut bulunan açığı gidermek üzere nitelikli ve donanımlı, bilim ve teknoloji üretebilen, yenilikçi elemanlar yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu üniversite, vereceği lisans eğitimiyle sektörün yetişmiş eleman ihtiyacını karşılarken lisansüstü eğitimle de bilim adamları yetiştirecek, sektörü daha ileriye taşımak için gerekli bilimsel ve teknolojik üretimi gerçekleştirecektir.Battalgazi Kampusumuzda kurulması için teklifte bulunduğumuz yeni üniversite, tarımsal teknoloji alanında bilginin üretilmesini, üretilen bilginin uygulamaya aktarılmasını, ülke ekonomisine katma değer oluşturma konusunda diğer paydaşlara öncülük etmeyi amaçlamaktadır.İnönü Üniversitesinin ikinci büyük kampusu olan Battalgazi Kampusu, 630 dekarlık geniş bir alan üzerinde kurulmuştur. İleride ihtiyaç duyulduğunda, kamulaştırılmaya veya başka kamu kurumlarından alınmaya müsait toprakların kampus çevresinde bulunuyor olması, bu kampus için artı bir özelliktir. Burası, aynı zamanda tarım ve tarım teknolojisi uygulamalarının etkin olarak gerçekleştirilebileceği özelliklere de sahiptir. Tarıma elverişli topraklara sahip olan kampus alanı, yer altı suları bakımından zengin olduğu gibi, Karakaya Baraj Gölü’ne çok yakın olma avantajına da sahip bulunuyor.Tarım ve Teknoloji Üniversitesi kurulması teklifinde bulunduğumuz Battalgazi Kampusumuzda, hâlen iki fakültemiz (Ziraat Fakültesi, Su Ürünleri Fakültesi) ile 2 meslek yüksekokulumuz (Battalgazi Meslek Yüksekokulu, Akçadağ Meslek Yüksekokulu) bulunuyor.Aynı kampusta Sivil Havacılık Yüksekokulu kurulması ile ilgili bir teklifi, 10 Haziran günü gerçekleştirdiğimiz Senato toplantımızdan geçirdiğimiz bilgisini de, sizin aracılığınızla kamuoyuna duyurmuş olalım. Sivil havacılık her geçen gün daha da önem kazanıyor. Zirai ilaçlamada hava araçlarından da yararlanıldığı için, Sivil Havacılık Yüksekokulu, yeni üniversitenin konsepti ile de paralellik gösteriyor.Üniversite kurulurken, Biyoteknoloji Fakültesi, Gıda Bilimleri ve Beslenme Fakültesi, Çevre Bilimleri Fakültesi, Fen Bilimleri Enstitüsü gibi akademik birimlerin de kurulması gerektiğini düşünüyoruz.Malatya’da Tarım ve Teknoloji Üniversitesi kurulması sürecinde bize düşen sorumluluk neyse, İnönü Üniversitesi olarak onu yerine getirmeye hazırız. Sizler de takdir edersiniz ki, bir üniversitenin kurulması bir süreç işidir. Herkes bu sürece bir biçimde katılmalı ve mutlaka katkıda bulunmalıdır. YÖK’ün, Hükümetimizin ve TBMM’nin, Malatya’da Tarım ve Teknoloji Üniversitesi kurulması teklifimize sıcak bakacağına inanıyorum. Malatya Valiliği ile Malatya Milletvekilleri başta olmak üzere, Malatya Belediyesini, sanayici ve işadamlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, yerel ve ulusal basınımızı, kısacası bütün Malatya’yı bu sürece katılmaya ve katkı sunmaya davet ediyorum. Çünkü bu iş, hepimizin ortak işidir. SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,İkinci üniversitelerin alan üniversitesi olmasını savunduğumuz gibi, meslek yüksekokullarının da belli alanlara ağırlık vermesini ve o alanlarda öne çıkmalarını savunuyoruz. Tıpkı Sağlık Meslek Yüksekokullarında olduğu gibi. Diğer meslek yüksekokullarımızı da aynı düşünceyle yeniden yapılandırıyoruz.
Bu bağlamda Kale Meslek Yüksekokulumuzun adını, Kale Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu olarak değiştirdik. Buradaki bütün programlar turizm işletmeciliği ve otelcilikle ilgili olacak. Bildiğiniz gibi, bu ilçemizde bizim bir otelimiz var. Malatya’daki otel sayısında büyük artış yaşanıyor. Turizmci ve otelci ara eleman ihtiyacı da her geçen gün biraz daha artıyor.
Hekimhan Meslek Yüksekokulumuzda da benzer bir uygulamayı hayata geçireceğiz. Çünkü Hekimhan ilçemiz, maden sektöründe büyük bir gelecek vaat ediyor. Bu yüzden buradaki programların madencilikle ilişkili programlar olması gerekiyor.
Battalgazi Meslek Yüksekokulumuzdaki programlar ise, tahmin edeceğiniz üzere, tarım ve tarım teknoloji ile ilgili olacak. Bu bağlamda, Tıbbî ve Aromatik Bitkiler Programının açılması teklifini Senatomuzdan geçirmiş bulunuyoruz.Meslek yüksekokullarımızı yeniden yapılandırırken, aynı programın iki ayrı okulda açılmasına müsaade etmeyeceğimiz gibi, okulun konseptine uymayan programları da hangi okulun konseptine uyuyorsa oraya taşıyacağız.SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,Biliyorsunuz, 2012-2013 Akademik Yıl Açılış Törenimizde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Cemil Çiçek onur konuğumuz olmuştu. İnönü Üniversitesi Senatosunun Sayın Cemil Çiçek’e verdiği “Fahrî Doktora Belgesi”ni bu törenimizde kendilerine takdim etmiştik.10 Haziran 2013 Pazartesi günü toplanan İnönü Üniversitesi Senatosu, iki enstitümüzün (Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü) teklifleri doğrultusunda oybirliğiyle devlet ve siyaset adamı Sayın Recai Kutan’a fahrî doktora belgesi verme kararı aldı. 2013-2014 Akademik Yıl Açılış Törenimizde, onur konuğumuz olarak davet edeceğimiz Sayın Recai Kutan’a “Fahrî Doktora Belgesi” de takdim etmiş olacağız.Sayın Kutan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünde kısım mühendisliğinden başmühendisliğe, bölge müdürlüğünden genel müdür muavinliğine ve TÜMAŞ Türk Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş.Genel Müdürlüğüne kadar pek çok görevde bulunmuş; ayrıca Türkiye'nin en büyük projesi olan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Etüt ve Plânlama çalışmalarını yönetmiş; Keban ve Gümüşkaya Barajlarının yapımında da görev almıştır.1973 yılından itibaren siyasete atılan Recai Kutan, farklı dönemlerde milletvekili olarak parlamentoda bulunmuş; İmar ve İskân Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Parti Genel Başkanlığı yapmış önemli bir siyaset ve devlet adamıdır. Siyasette kullandığı dilin yumuşaklığı ve farklı kesimlerle diyalog kurmaktaki rahatlığı, Sayın Recai Kutan’ı kendine has bir tarz-ı siyasetin sahibi yapmıştır. Üniversitemiz Senatosu, hem bir mühendis hem bir bürokrat hem de bir siyaset adamı olarak Türkiye’ye yapmış olduğu değerli katkıları nedeniyle Sayın Recai Kutan’a “Fahri Doktora Belgesi” verilmesini kararlaştırdı. İşte bu belgeyi, 2013-2014 Akademik Yıl Açılış Törenimizde kendilerine takdim edeceğiz inşallah.
SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,Malatya Belediyesinin ulaşım hizmetlerinde kullanmayı planladığı trambüslerle ilgili bir hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz, öğrenci sayısı 29.000 olan bir üniversiteyiz. Bu sayının önümüzdeki yıl 33.000’i bulacağını tahmin ediyoruz. Buna akademik ve idari çalışanlarımızı, lojmanlarda oturan personelimizin ailelerini, hastaneye gelen hasta ve hasta yakınlarını, kampus çevresindeki yerleşim yerlerinde oturan insanlarımızı da eklediğimizde, günde en az 50.000 insanın buraya gelip gittiğini söyleyebiliriz. Arazisi Üniversitemiz tarafından tahsis edilen Malatya Stadyumu da tamamlanıp hizmete girdiğinde, buradaki insan sirkülâsyonunun boyutları daha da büyüyecektir. Malatya Belediyesi, kendi belediye sınırları dâhilinde yer alan İnönü Üniversitesi ve çevresinin insan ulaşımını daha hızlı ve daha kaliteli gerçekleştirmek üzere trambüs denilen sistemi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Belediye, “Üniversite Hattı Trambüs Araç Depo Alanı” olarak kullanmak üzere, İnönü Üniversitesinden yer talep etti. Biz de, Malatya-Elazığ karayolunun hemen alt tarafında ve stadyum inşaatının yanında bulunan 23.415 metrekarelik bir alanı, 5 yıllığına Malatya Belediyesine tahsis ediyoruz.Üniversitemiz ana kampusunun bulunduğu bu bölge, gerek Turgut Özal Tıp Merkezimizin gerekse Malatya Stadyumu’nun aynı yerde olması nedeniyle hızla gelişiyor ve genişliyor. Az önce de ifade ettiğim gibi, buranın günlük insan sirkülasyonu, 50.000’in çok üstündedir. Bu yüzden burası daha çok hizmeti, daha fazla yatırımı hak ediyor. Buraya gelen hizmetlerde ve yatırımlar konusunda, Üniversite olarak bizim de üzerimize düşen bir şey varsa, yapmaya hazır olduğumuzu söylemek istiyorum.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.