Malatya'nın Sahibi Olsa Ya Satar, Ya Kaçar!

Malatya geçmişten beri siyaset ve siyasetçi yönünden en başarısız illerin başlarında yer alıyor. Rahmetli 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ülke yönetimine gönderen bu talihsiz şehir yıllardır kalkınamadı. Ne bir Gaziantep, ne bir Kayseri ne de bir Elazığ kadar büyüyebildi. Doğu Anadolu’nun müdürlüklerinin tamamı şehrimizin yarısı kadar olmayan Elazığ’a geçti. Sanayi deseniz yerinde sayıyor. Kayısı geliri her ne kadar geçmişe oranla çoğalsa da onunda şehre ve şehir ekonomisine katkısı tartışılır. 6 Şubat Depremlerinde şehrin 3 de 2’si yıkıldı yada yıkılacak konuma geldi. Bu viraneye dönen şehri maalesef vekiller ve siyasetçiler Ankara’ya ciddi bir şekilde yansıtamadı. Yansıttığını iddia eden varsa da muhtemelen kaale alınmadı. 

VATANDAŞ VEKİLLERDEN ŞİKAYETÇİ

Depremin ardından yüzlerce sorunun biriktiği ve çözüm noktasında yetersiz kalındığı gün be gün boy gösteren Malatya’da vatandaş artık burnundan solumaya başladı. Milletvekillerine (iktidar – muhalefet) saydıran ve sitem eden vatandaşların bazıları haklarını helal etmediklerini belirtirken, bazıları bu seçimde sandığa gitmeyi düşünmüyor. “Depremden önce de seçimden seçime uğrarlardı” yorumunu yapan vatandaşlar, depremin ardından hiç göremediklerini, görenlerinde not alıp gittiklerini bir daha haber alamadıklarını belirtmesi gelinen durumun ne kadar acı olduğunun göstergesi. 

Malatya gibi AK Parti’ye yüzde 70 civarlarında oy veren bir şehrin kaderi bu şekilde olmamalı. Bugün Malatya’dan başka hiçbir deprem afeti yaşayan ilin sesi ve şikayeti çıkmıyor. Demek ki bu illerimizin dertleriyle ve sorunlarıyla ilgilenen siyasetçileri ve bürokratları yeterince iyi çalışıyor. Milletvekilleri hiç mi gezmiyor, hiç mi bu dertleri aktarmıyor tabii ki hayır ama çözüm olabilecek kadar olmayışı vatandaşı canından bezdirmiş durumda.

MALATYA NEDEN SAHİPSİZ?

Vatandaşların ağzına artık slogan ettikleri kelime “Sahipsiz Malatya” bu kelimeyi yıllar önce Malatya Gazetecilik tarihinde ilk kez ve defalarca Malatyaspor için kullanmıştık. Bugün geldiğimiz noktada aynı sözleri duymak bizi haklı çıkarsa da maalesef haklı çıkmaktan artık bizlerde bıktık. AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci’nin bakanlığı döneminde bile yeterli desteği almayan bu kadersiz şehir, depremde de bu acı gerçeği bir kez daha görmüş oldu. Gemisini kurtaran kaptan misali herkes kendi derdine düşmüş durumda. Artık ne bir siyasetçi ne de vaat veren bir vekil adayı duymak istemeyen öfkeli ve çaresiz vatandaşlar bir an önce acil çözümlerin getirilmesini talep ediyor. Malatya'nın sahipsizliğine gelince, en çok nitelikli göç veren ve niteliksiz göç alan şehirler içinde zirvedeyiz. Türkiye'de ilk defa Malatya'da Malatyalılar Derneği kuruldu desek herhalde yok artık dersiniz. Ama gerçek bu! Malatyalılar her zaman azılık durumuna düşüyor. Adıyaman, Elazığ, Muş, Bingöl, Diyarbakır ve Doğu'nun bir çok ilinden sürekli göç alan Malatya'da son yıllarda artan asayiş olayları ve hırsızlık vakaları şehrin kimlerin kontrolüne geçtiğinin göstergesi. Başarılı insanları ve bilim adamlarını da kendi insanına olan hasütlüğü ve hayırsızlığından küstürüp, bıktırıp kaçırdı. Emin olun Malatya'ya yine dışarıdan destek olan Malatyalılar daha çok katkı sunuyor. Çünkü orada insanlar birbiriyle uğraşmaktan işine gücüne bakmıyor. Şehir de bir adım yol alamıyor.     

SAHİBİMİZ OLSA YA SATAR YA KAÇAR!

Türk Sinemasının efsane filmlerinden Züğürt Ağa filmini sanırım defalarca izlemeyeniniz yoktur. Başrollerini usta oyuncu Şener Şen’in oynadığı yapıt tıpkı Malatya’nın bu günlerini özetliyor. Yağmur’un ve bereketin olmadığı köyde her şey terse gidince insanlar ağaya el açmaya başlayınca ahşap bir levha üzerine “ Satılık Köy Haraptar ” yazıp köyü satıp İstanbul’a kaçar. Sahipsiz Malatya dedik ama inanın sahibimiz olsa da bu kadar ters görüşler ve hasüt insanlarla uğraşamazdı. Ya Komple şehri satar kurtulurdu, ya da kaçardı. Tabi ki bu deyimler mecazen lakin, insanımızda bir tuhaf. Sanki hiç deprem olmamış ve afet yaşamamış gibi kimse alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyor. Devletin konteyner alanı yaptığı yere mesafeden dolayı gitmek istemeyen bazı vatandaşlar mahallesinde molozlar arasında çadırda yaşamayı tercih ediyor. 

Geçtiğimiz günlerde aklı evvel birinin vatandaşla yaptığı röportaj esnasında “ Ne diyelim Allah Yardımcımız Olsun ” sözünün üzerine tepkili vatandaş “ İşimiz Allah’a kaldıysa yandık ” şeklinde bir yanıt verdi. Tabi ki yaradan’ın rızası ve yardımı olmadan hiçbir iş olmaz ama yöneticileri ve hükümeti devreye sokmak yerine sürekli ilahi bir çözüm beklemek aptallıktan ötesi değil. Şüphesiz Rabbimiz insanlara akıl, fikir vermiş. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu idrak edecek akıl izan vermiş. Sürekli el açıp dua edeceğimize biraz yöneticilerin kapılarını aşındırmaya devam etsek daha iyi yol alırız düşüncesindeyiz.