Malatya için kaç para harcadılar?

Nurettin Uğur’dan, Bekir Alyüz ile Fevzi Kılınç’a sert cevap: Beni yalancılıkla suçlayamazsınız, haddinizi bilin.MASTÖB’deki istifa depreminin artçıları devam ediyor. MASTÖB yönetim Kurulu’ndaki üyeliğinden istifa eden Nurettin Uğur, düzenlediği basın toplantısıyla, hakkındaki iddialara cevap verdi. MASTÖB Genel Başkanı Bekir Alyüz ve Genel Başkan Yardımcısı Fevzi Kılınç’ın iddialarına sert bir şekilde cevap veren Nurettin Uğur, “Benim Malatya için hiçbir şey yapmadığımı söyleyenlere Malatya Valiliği, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Diyanet’ten aldığım belgelerle cevap veriyorum. Şu anda sizlere dağıttığım dosyalarda Malatya’da yaptığım yatırımlar yazılıdır. Elinizdeki belgeler resmi evraktır. Buradan da anlaşılacağı üzere, benim yaptıklarımın ne kadar büyük olduğunu görüyorsunuz. Allah’ın bana verdiğini, yine Allah için harcıyorum. Bana iftira atanlar, Malatya için kaç para harcamışlardır.” Dedi.
Malatya’ya yaptığı yatırımların büyük bir meblağ olduğunu söyleyen Nurettin Uğur, “Yatırımlarımı gizli olarakyapıyordum. Geçtiğimiz günlerde Bekir Alyüz ve Fevzi Kılınç beniyalancılıkla suçladı. Ben de sayın valimle görüşmek üzere Malatya’ya geldim. Bütün bu yatırımlarımı belgelendirerek bir dosya hazırladım. Asılları şu anda elimde. Basın için de birer dosya hazırlattım. Bizim itibarımızla oynamaya çalıştılar. Benim itibarımı değil kendi itibarlarını kaybettiler. Allah’a şükür ki itibarımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Ben Allah’ın verdiğini yine Allah yolunda harcamaya çalıştım. Nereden geldiğimi unutmadan devam ediyorum. Kamyoncu Ali Dayı’nın oğlu olduğumu hiç unutmadım. Allah unutturmasın. Bekir Alyüz diyor ki, “Hükümet ve hükümetin içinde bulunan milletvekillerine o hükümetin içinde kim varsa hesap soracağım” Bu arkadaşdaha önce AK Parti’de belediye başkan aday adaylığı olan biridir. Aday yapılmadığı için de kazanamayan ancak Ak Partili çevrelerle iş yapan bir arkadaştır.” İfadelerini kullandı.
MASTÖB’deki istifalarla ilgili de “İstifa konusunda 7 arkadaş mutabık kaldık. Resmi olarak istifa eden 5 kişiyiz ancak 2 arkadaşımız resmen istifa etmemiştir. Onlar da kurumun içinde kalarak gözlemlemeye devam edecekler.” Sözlerini sarf eden Nurettin Uğur, “Resmi olarak noterlikten gönderilen istifalardır. Bekir Alyüz, istifaların ellerine geçmediğini söylüyor. MASTÖB işini yapmıyorsa, merkez kapalıysa orada bir yetkili yoksa elbette ellerine ulaşmaz. Yetkili kimse bulunamazsa belge muhtarlığa bırakılır. Bu arkadaş istifaları basit bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorlar.” dedi.
Bekir Alyüz’ün kendisini kerhen yönetime aldığıyla ilgili iddiaya da cevap veren Nurettin Uğur, “Seçime bir gün kala,Bandırma feribotunda valimiz Mustafa Malay’la karşılaşmıştık. Sayın valim Bekir Alyüz’ün hastalığını dile getirerek, ziyarete gidemediğini söylemişti. Ben de Bekir Alyüz’ü arayarak valimizle birlikte ertesi gün yemeğe geleceğimizi söyledim. Ertesi gün 5-6 saat Bekir Alyüz’ünyazıhanesinde kaldık. Seçime bir gün vardı. Liste hazırlanıyordu. Bekir Alyüz’e sıkıntı olup olmadığını sordum. Bana “Hayır” dedi. Kendisinde cesaret olsaydı, “Ben senilisteme koymuyorum” diyebilirdi. O zaman biz de ayrı bir liste hazırlar seçime girerdik. Seçilirsek hayırlı olsun der, MASTÖB çatısı altında yine çalışmalarımızı sürdürürdük.” Şeklinde konuştu.
Hastalığı sebebiyle MASTÖB’den uzaklaştırılmak istenen Bekir Alyüz’ü yine kendilerinin destek olduğunu söyleyen Nurettin Uğur, “Bekir Alyüz’ün şu anda büyük bir uyum içinde çalıştığını söylediği arkadaşları, Bakırköy’de iki sefer toplantı yapmışlardı. Bekir Alyüz’ün hastalığı sebebiyle kendisini MASTÖB’den ayırmayı düşünerek toplantılar yaptılar. “Bekir Alyüz’ün yanındayız” diyerek bizler kendisine destek verdik.” Dedi.
Toplantılar yaparak yönetimi uyardıklarını aktaran Nurettin Uğur, “Arkadaşlarımız toplantılar yaparak, MASTÖB’ün böyle gitmeyeceğini. Bekir Alyüz’e karşı olmadığımızı ancakişin böyle yürümeyeceğini söyledik. Daha önce anlaştığımız halde kimsenin elini cebine atmadığını söyledik. “50 lira ver. 100 lira ver” diyerek insanları rencide etmenin bir anlamı olmadığını söyledik. Belli bazı arkadaşlarla para vererek 150 milyar lira gibi bir parayı kasamıza koymamız gerektiğini söyledik. MASTÖB’ün kiracılıktan kurtulması için çalışmamız gerektiğini söyledik. Bu sözler işlerine gelmediği için engellediler. Biz de bu işin böyle olmayacağını belirterek istifamızı verdik. 7 arkadaş istifa kararı aldık. 5 tanesi istifasını verdi. Hakan Büker bizzat benimle görüştü. Akboğa ile ben görüştüm “İstifamızı açıklayabilirsiniz” dediler. Sonra Bekir Alyüz’ün aramasıyla demişler ki “Biz istifa etmedik” Sonra ben tekrar kendilerini arayarak “Sizin izninizle istifanızı açıkladık” dedim. Onlar da “Disiplin ve denetleme kurullarında olduğumuz için kalmamız gerekiyor” dediler. Biz de kalsınlar dedik.” ifadelerini kullandı.
Bekir Alyüz’ün kendisine hiçbir şekilde haber göndermediğini söyleyen Nurettin Uğur, “İstifa etmemi istemişler yoksadisiplin kurulu kararıyla ihraç edeceklerini söylemişler. Böyle bir şey olmadı. Burada disiplin kurulu kararıyla 2 şekilde ihraç edilir. Birincisi topluma karşı yüz kızartıcı suç işlersin, İkincisi de temsil ettiğin kuruma karşı bir disiplin suçu işlersin. O zaman disiplin kurulu ihraç eder. Hiçbir zaman genel başkan böyle bir kararı alamaz. Disiplin kurulu kararıyla ihraç edilen bir kişiye tebliğ edilir. Başkan tebliğ edemez, böyle bir yetkisi yoktur. Bekir Alyüz bana hiçbir zaman istifa etmem için bir haber göndermedi. Ben buradaki olumsuzlukların düzelmeyeceğini gördüğüm için ilk olarak Ramazan Kömür vasıtasıyla istifamı gönderdim. Bu istifayı gönderirken, Bekir Alyüz’ün de genel başkanlıktan istifa etmesi gerektiğini söyledim. Ayrıca beni istemediğini söyleyen Halim Bölükbaşı’nın da istifa etmesini istedim. Sonra genel kurula gidelim. Genel kurulda da kim seçilirse hayırlı olsun deyip Malatya birliğini bozmayalım” dedim.Halim Bölükbaşı denilen arkadaş, STK’nın ne olduğunu bilmeyen biridir. Bu arkadaş benim haberim olmadan benimle çalışmak istemediğini söylemiş. MASTÖB’de yeni bir tüzük dayatmaya kalktılar. Burada Halim Bölükbaşı ile birlikte 4 arkadaş var. Bunların 3 tanesi figüranlık yaparken, Halim Bölükbaşı baş aktördür. Biz bu dayatılan tüzüğü geçirmelerine engel olduk. Metin Yalçın ile birlikte önlerinde engel olarak kaldık. Başka başka yerlerde “Nurettin Uğur’u indirin” demişler. Tamam Nurettin Uğur iniyorsa Halim Bölükbaşı orada ne yapıyor? Ben bunları gördüm ve istifamı verdim. Celal Karahan döneminde MASTÖB mahkemeye verilmişti. Arguvanlı bir hakimin baktığı bu davada Metin Yalçın arkadaşımız “Reddi Hakim” talebinde bulunmuştu. Ali Mahmut Kaşifoğlu isimli bir arkadaş, gelip “MASTÖB’ü bitirmek için dava açtım” diyor. Adam en azından açık seçik mertçe söylüyor. Bilgin denilen bir arkadaş vardı. MASTÖB’ü mahkemeye veren bu arkadaş disiplin kurulu kararıyla ihraç edildi. Kanunsuz kuralsız yönetim olmaz. Herşey kanuna ve tüzüğe uygun olmalıdır” dedi.
Bekir Alyüz’ün “Sen Malatya’ya ne yaptın?” dediğini söyleyen Nurettin Uğur, “Diyanet’te, Milli Eğitim’de, Kızılay’da ve Spor’da ne yaptığımışu anda dosya olarak sizlere dağıttım. Bu dosyalar resmidir. Bu dosyalarda tahrifat olmaz. Malatya valimiz başta olmak üzere şu anda hepinizin elinde var. Ben sadece Allah rızası için yatırımlar yaptım. Yaptığım yatırımlardan sonra gazeteci arkadaşlar “Sen Malatya’da aday mısın? Herhangi siyasi amacın var mı?”dediler. Çünkü Malatya’da yapılan en küçük bir yatırımın karşılığı bekleniyor. Ya milletvekilliği ya da belediye başkanlığı bekleniyor. Benim böyle bir karşılık beklentim yoktur. Siyasi olarak hiçbir beklentim yok ama Kemal Oğuz’un arkasındayım. Genç bir arkadaşımız. Yarın öbür gün milletvekili, bakan veya başbakan olur. Önü açık bir insandır. Sonuna kadar kendisinin arkasındayım” şeklinde konuştu.“Yalan söyleyen insanlar MASTÖB’ü nereye götürür? Bekir Alyüz sana sesleniyorum. Bugüne kadar Malatya’ya ne yaptın? MASTÖB yönetimi Malatya’ya ne yaptı? Bu hesabı Malatyalılara vereceksin. Nurettin Uğur altındır. Çamur atsan da altın değerini kaybetmez. Sen müfterisin. Yalan söylüyorsun. Malatyalıları yanıltıyorsun. Malatyalılar seni yargılayacak.” Diyerek MASTÖB Genel Başkanı Bekir Alyüz’e tepki gösteren Nurettin Uğur, “Bugüne kadarMalatyamıza elimden geldiğince yatırım yapmaya çalışıyorum. 44 Malatyaspor’a yardımda bulunmaya çalışıyorum. 44 Malatyaspor, esnafınbir araya gelerek kurduğu çok güzel bir kulüp. Geçen sene 70 bin lira yardım yaptım. Bütün Malatyalı işadamlarına düşen bu ekibe yardım etmektir. Bu sene de 30 bin lira verdim. 100 bin lira daha vereceğimi söyledim. Fevzi Kılınç, 44 Malatyaspor’un başkanını arayarak kaç para verdiğimi sormuş. Şimdi bütün basının gözü önünde şu elimde gördüğünüz 50 bin liralık çeki başkanıma veriyorum. Kalan 50 bin lirayı da yeğenim Kemal Oğuz tarafından hafta içinde vereceğimi taahhüt ediyorum.Bununla birlikte 200 bin liralık yardım da bulunmuş oluyorum. Evet Fevzi Kılınç, şimdi sana soruyorum: 44 Malatyaspor’un yönetimi burada. Verdiğimiz çek de burada. Bundan önce de yaptıklarım ortada. Sen de yaptıklarınıbelgele de itibarının ne olduğunu görelim. Makbuzunu getir itibarını görelim. Allah kimseyi itibarından düşürmesin. Paranı kaybedersen itibarınla bulursun. İtibarını kaybedersen elinde hiçbir şey kalmaz. Benim itibarım parayla pulla ölçülmez. Elim titremeden veriyorum. Böyle şeylerin söylenmeyeceğini biliyorum ama bana yapılan iftiralar neticesinde söylüyorum.Senin gecene bile 8 bin 500 lira verdim. Sen de orada Genel Başkan Yardımcısı olarak kaç para verdin?
Bekir Alyüz sıra sende: Benim okul yaptırmamla ilgili bir şey söylemişsin. Sayın Ulvi Saran gitmeden 15 gün önce planı projesi bitirildi. Burada bir hemşerimiz imam hatip lisesi yaptırıyor. Bizimkinin de planı buna göre yapılacak. Yani plan değişikliği oldu. 3-4 ay önce bitmiş bir plan var. Valimize sözümüz var onu yapacağız. Ben burada ne yaptıysam Allah rızası için yapıyorum. Bizi yalancılıkla suçlamak haddinize değil. Haddinizi bilin.” şeklinde konuştu.
Sivil Toplum Kuruluşlarında siyasi veya ideolojik yaklaşımların olmayacağını söyleyen Nurettin Uğur, “Benim CHP’lilere karşı olduğumu söylemişler. STK’larda Ak Partisi, CHP’si, Alevisi veya sünnisi olmaz. Ben Aydın Malatyalılar Derneği’nde de başkan yardımcısıyım. Orada da Alevisi-Sünnisi veya CHP’lisi-Ak Partilisi de bulunuyor. Hiç birine ayrım yapmadım. Orada da sorabilirler. Benim bu güne kadar böyle bir şey yapmadığımı herkes biliyor. Bana böyle bir iftirayı atmalarına izin veremem.” İfadelerini kullandı.
Aydın’da da hayır işlerine devam ettiğini aktaran Nurettin Uğur, “Babam adına bir cami yapmaktayım. Önümüzdeki günlerde bitireceğiz. Ayrıca 7 yıl boyunca öğrencilere burs verdim. 87 tane öğrenciye 7 yıl boyunca burs verdim. Her sene aylık 27 bin 750 lira 8 ay boyunca verdim. Partisi, dini veya anlayışı nedir diye bakmadım. Malatyalı olması benim için yeterliydi. Gerçekten ihtiyacı olan talebelere yardım yapmaya gayret gösterdim. Burada Celal Karahan ile ortakkendi köyünde bir cami yaptırıyoruz. Annem adına yaptırıyoruz. İnşallah ilkbaharda açılışını yapacağız. Ege’de yaptıklarımı unuttum. Cami, okul veya burs her türlü yardımım oldu. Hatta çocuk sahibi olamayan ailelere tüp bebek konusunda bile yardımcı olmaya çalıştım. Turgut Özal Boks Kulübü’ne ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştım. Altın Adamlar Judo Taekvondo Okulu’na bile yardımda bulundum. Bunları sadece Malatyalı olduğum için yaptım. Benim hiçbir siyasi iddiam yoktur. Allah’ın verdiğini Allah’ın yolunda harcamaya çalışıyorum. MASTÖB’ün başında bulunan ve bizim desteklediğimiz bir insan bana iftira atıyor. Ben mi yalancıyım, sen mi yalancısın? Malatya’ya bir çivi çaktıysan gel onu da kafama çak.Fevzi Kılınç sana da sesleniyorum: Ben Malatya’da spora yaptığım yardımları utanarak açıklıyorum. Benim itibarım parayla değil. Demek ki senin itibarın yokmuş Fevzi Kılınç. İtibarın olsaydı bana o kelimeyi kullanamazdın.Yapmanız gereken tek şey MASTÖB’ü genel kurula götürün. Kimin hakkıysa o kazansın. MASTÖB’ü küçültmeyin. Hakikaten büyük bir STK’dır. MASTÖB’ü CHP için, Ak Parti için küçültmeyin.” şeklinde konuştu. MASTÖB gibi kuruluşların, siyasi baskı unsuru olamadığı için Malatyalıların bakan, milletvekili, belediye başkanı veya etkili bir yerde bürokrat olamadıklarını söyleyen Nurettin Uğur, “MİAD işadamları derneğidir. Malatya’da ufak ta olsa yatırım yapmıştır. MEV de keza aynı durumdadır. Ancak MASTÖB hiçbir şey yapmamıştır. Hiç bürokratımız yok. Var olanlara da sahip çıkamıyoruz. Belediyelerde de aynı durumdayız. Belediye başkanlıkları, başkan yardımcılıkları veya meclis üyelikleri alamıyoruz. MASTÖB’ün bir siyasi baskı unsuruolmaması sebebiyle siyasiler oyumuzu çantada keklik olarak görüyor. Bölünmüşlükler var, birbirini tanımayan zıt kutuplardaki Malatyalı kuruluşlar var. Rahmetli Özal’ın dönemindeki gücümüze yetişmek için birlik ve beraberlikten taviz vermemeliyiz. Bekir Alyüz’e daha önce de söyledim. MİAD’ın toplantısına MASTÖB Genel Başkanı sıfatıyla gidemezsin. Çünkü senin 3 tane genel kurulun olmuş, birine bile gelmeyen, bir mesaj göndermeyen MİAD’a genel başkan sıfatıyla gidemezsin. MASTÖB’ü Bekir Alyüz olarak gideceksen git. Ben ne MİAD’ın ne de MEV’in karşısında olan biriyim.
Bekir Alyüz basın açıklamasında diyor ki; “Ben MİAD’la kavga mı edeyim? MEV’le kavga mı edeyim?” tabii ki etme diyorum. Ama MASTÖB’ün genel kuruluna gelmeyen kurumlara sen niye gidiyorsun?Ayrıca MASTÖB’ün Malatya Şubesi’nin tabelasından başka neyi var? MASTÖB Genel Başkanları sözler vermişler Sayın Murat Cengiz’e. Ancak hiçbir söz yerine getirilmemiş. 20 bin lira vererek şubenin çalışmalarına katkı sağlamaya çalıştım. Ege’de de aynısını söyledim. Malatya birliğini pekiştirelim istedik. Ama bu suç oldu.” dedi.
Nurettin Uğur konuşmasının son kısmında ise MASTÖB’e en büyük katkıyı kendisinin sağladığının belirterek, “Bekir Alyüz MASTÖB’ün, elektriğini, kirasını, suyunu veya doğalgazını ödediklerini söylüyor. 3 istedin, 5 istedin, 7 istedin hepsini gönderdim.
Ben sormadım bu paraların nereye gittiğini. Burada bunları anlatmak büyük ayıptır. Ama maalesef bana atılan iftiralar sonucu bunları anlatmak zorundayım. Ramazanlık’ta iftar verildi. 7 bin lira ben verdim. Zengibar Güreşleri düzenlendi yine en büyük parayı ben verdim. Aydın Üniversitesi’nde sempozyum oldu yine ben verdim. Hiç sormadım “Bu paralar nereye gidiyor?”diye sormadım. İstanbul’da da Malatya’da da MASTÖB’ün en büyük destekçisi benim.” ifadelerini kullandı.
Malatya Time
Malatya’ya yaptığı yatırımların büyük bir meblağ olduğunu söyleyen Nurettin Uğur, “Yatırımlarımı gizli olarakyapıyordum. Geçtiğimiz günlerde Bekir Alyüz ve Fevzi Kılınç beniyalancılıkla suçladı. Ben de sayın valimle görüşmek üzere Malatya’ya geldim. Bütün bu yatırımlarımı belgelendirerek bir dosya hazırladım. Asılları şu anda elimde. Basın için de birer dosya hazırlattım. Bizim itibarımızla oynamaya çalıştılar. Benim itibarımı değil kendi itibarlarını kaybettiler. Allah’a şükür ki itibarımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Ben Allah’ın verdiğini yine Allah yolunda harcamaya çalıştım. Nereden geldiğimi unutmadan devam ediyorum. Kamyoncu Ali Dayı’nın oğlu olduğumu hiç unutmadım. Allah unutturmasın. Bekir Alyüz diyor ki, “Hükümet ve hükümetin içinde bulunan milletvekillerine o hükümetin içinde kim varsa hesap soracağım” Bu arkadaşdaha önce AK Parti’de belediye başkan aday adaylığı olan biridir. Aday yapılmadığı için de kazanamayan ancak Ak Partili çevrelerle iş yapan bir arkadaştır.” İfadelerini kullandı.
MASTÖB’deki istifalarla ilgili de “İstifa konusunda 7 arkadaş mutabık kaldık. Resmi olarak istifa eden 5 kişiyiz ancak 2 arkadaşımız resmen istifa etmemiştir. Onlar da kurumun içinde kalarak gözlemlemeye devam edecekler.” Sözlerini sarf eden Nurettin Uğur, “Resmi olarak noterlikten gönderilen istifalardır. Bekir Alyüz, istifaların ellerine geçmediğini söylüyor. MASTÖB işini yapmıyorsa, merkez kapalıysa orada bir yetkili yoksa elbette ellerine ulaşmaz. Yetkili kimse bulunamazsa belge muhtarlığa bırakılır. Bu arkadaş istifaları basit bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorlar.” dedi.
Bekir Alyüz’ün kendisini kerhen yönetime aldığıyla ilgili iddiaya da cevap veren Nurettin Uğur, “Seçime bir gün kala,Bandırma feribotunda valimiz Mustafa Malay’la karşılaşmıştık. Sayın valim Bekir Alyüz’ün hastalığını dile getirerek, ziyarete gidemediğini söylemişti. Ben de Bekir Alyüz’ü arayarak valimizle birlikte ertesi gün yemeğe geleceğimizi söyledim. Ertesi gün 5-6 saat Bekir Alyüz’ünyazıhanesinde kaldık. Seçime bir gün vardı. Liste hazırlanıyordu. Bekir Alyüz’e sıkıntı olup olmadığını sordum. Bana “Hayır” dedi. Kendisinde cesaret olsaydı, “Ben senilisteme koymuyorum” diyebilirdi. O zaman biz de ayrı bir liste hazırlar seçime girerdik. Seçilirsek hayırlı olsun der, MASTÖB çatısı altında yine çalışmalarımızı sürdürürdük.” Şeklinde konuştu.
Hastalığı sebebiyle MASTÖB’den uzaklaştırılmak istenen Bekir Alyüz’ü yine kendilerinin destek olduğunu söyleyen Nurettin Uğur, “Bekir Alyüz’ün şu anda büyük bir uyum içinde çalıştığını söylediği arkadaşları, Bakırköy’de iki sefer toplantı yapmışlardı. Bekir Alyüz’ün hastalığı sebebiyle kendisini MASTÖB’den ayırmayı düşünerek toplantılar yaptılar. “Bekir Alyüz’ün yanındayız” diyerek bizler kendisine destek verdik.” Dedi.
Toplantılar yaparak yönetimi uyardıklarını aktaran Nurettin Uğur, “Arkadaşlarımız toplantılar yaparak, MASTÖB’ün böyle gitmeyeceğini. Bekir Alyüz’e karşı olmadığımızı ancakişin böyle yürümeyeceğini söyledik. Daha önce anlaştığımız halde kimsenin elini cebine atmadığını söyledik. “50 lira ver. 100 lira ver” diyerek insanları rencide etmenin bir anlamı olmadığını söyledik. Belli bazı arkadaşlarla para vererek 150 milyar lira gibi bir parayı kasamıza koymamız gerektiğini söyledik. MASTÖB’ün kiracılıktan kurtulması için çalışmamız gerektiğini söyledik. Bu sözler işlerine gelmediği için engellediler. Biz de bu işin böyle olmayacağını belirterek istifamızı verdik. 7 arkadaş istifa kararı aldık. 5 tanesi istifasını verdi. Hakan Büker bizzat benimle görüştü. Akboğa ile ben görüştüm “İstifamızı açıklayabilirsiniz” dediler. Sonra Bekir Alyüz’ün aramasıyla demişler ki “Biz istifa etmedik” Sonra ben tekrar kendilerini arayarak “Sizin izninizle istifanızı açıkladık” dedim. Onlar da “Disiplin ve denetleme kurullarında olduğumuz için kalmamız gerekiyor” dediler. Biz de kalsınlar dedik.” ifadelerini kullandı.
Bekir Alyüz’ün kendisine hiçbir şekilde haber göndermediğini söyleyen Nurettin Uğur, “İstifa etmemi istemişler yoksadisiplin kurulu kararıyla ihraç edeceklerini söylemişler. Böyle bir şey olmadı. Burada disiplin kurulu kararıyla 2 şekilde ihraç edilir. Birincisi topluma karşı yüz kızartıcı suç işlersin, İkincisi de temsil ettiğin kuruma karşı bir disiplin suçu işlersin. O zaman disiplin kurulu ihraç eder. Hiçbir zaman genel başkan böyle bir kararı alamaz. Disiplin kurulu kararıyla ihraç edilen bir kişiye tebliğ edilir. Başkan tebliğ edemez, böyle bir yetkisi yoktur. Bekir Alyüz bana hiçbir zaman istifa etmem için bir haber göndermedi. Ben buradaki olumsuzlukların düzelmeyeceğini gördüğüm için ilk olarak Ramazan Kömür vasıtasıyla istifamı gönderdim. Bu istifayı gönderirken, Bekir Alyüz’ün de genel başkanlıktan istifa etmesi gerektiğini söyledim. Ayrıca beni istemediğini söyleyen Halim Bölükbaşı’nın da istifa etmesini istedim. Sonra genel kurula gidelim. Genel kurulda da kim seçilirse hayırlı olsun deyip Malatya birliğini bozmayalım” dedim.Halim Bölükbaşı denilen arkadaş, STK’nın ne olduğunu bilmeyen biridir. Bu arkadaş benim haberim olmadan benimle çalışmak istemediğini söylemiş. MASTÖB’de yeni bir tüzük dayatmaya kalktılar. Burada Halim Bölükbaşı ile birlikte 4 arkadaş var. Bunların 3 tanesi figüranlık yaparken, Halim Bölükbaşı baş aktördür. Biz bu dayatılan tüzüğü geçirmelerine engel olduk. Metin Yalçın ile birlikte önlerinde engel olarak kaldık. Başka başka yerlerde “Nurettin Uğur’u indirin” demişler. Tamam Nurettin Uğur iniyorsa Halim Bölükbaşı orada ne yapıyor? Ben bunları gördüm ve istifamı verdim. Celal Karahan döneminde MASTÖB mahkemeye verilmişti. Arguvanlı bir hakimin baktığı bu davada Metin Yalçın arkadaşımız “Reddi Hakim” talebinde bulunmuştu. Ali Mahmut Kaşifoğlu isimli bir arkadaş, gelip “MASTÖB’ü bitirmek için dava açtım” diyor. Adam en azından açık seçik mertçe söylüyor. Bilgin denilen bir arkadaş vardı. MASTÖB’ü mahkemeye veren bu arkadaş disiplin kurulu kararıyla ihraç edildi. Kanunsuz kuralsız yönetim olmaz. Herşey kanuna ve tüzüğe uygun olmalıdır” dedi.
Bekir Alyüz’ün “Sen Malatya’ya ne yaptın?” dediğini söyleyen Nurettin Uğur, “Diyanet’te, Milli Eğitim’de, Kızılay’da ve Spor’da ne yaptığımışu anda dosya olarak sizlere dağıttım. Bu dosyalar resmidir. Bu dosyalarda tahrifat olmaz. Malatya valimiz başta olmak üzere şu anda hepinizin elinde var. Ben sadece Allah rızası için yatırımlar yaptım. Yaptığım yatırımlardan sonra gazeteci arkadaşlar “Sen Malatya’da aday mısın? Herhangi siyasi amacın var mı?”dediler. Çünkü Malatya’da yapılan en küçük bir yatırımın karşılığı bekleniyor. Ya milletvekilliği ya da belediye başkanlığı bekleniyor. Benim böyle bir karşılık beklentim yoktur. Siyasi olarak hiçbir beklentim yok ama Kemal Oğuz’un arkasındayım. Genç bir arkadaşımız. Yarın öbür gün milletvekili, bakan veya başbakan olur. Önü açık bir insandır. Sonuna kadar kendisinin arkasındayım” şeklinde konuştu.“Yalan söyleyen insanlar MASTÖB’ü nereye götürür? Bekir Alyüz sana sesleniyorum. Bugüne kadar Malatya’ya ne yaptın? MASTÖB yönetimi Malatya’ya ne yaptı? Bu hesabı Malatyalılara vereceksin. Nurettin Uğur altındır. Çamur atsan da altın değerini kaybetmez. Sen müfterisin. Yalan söylüyorsun. Malatyalıları yanıltıyorsun. Malatyalılar seni yargılayacak.” Diyerek MASTÖB Genel Başkanı Bekir Alyüz’e tepki gösteren Nurettin Uğur, “Bugüne kadarMalatyamıza elimden geldiğince yatırım yapmaya çalışıyorum. 44 Malatyaspor’a yardımda bulunmaya çalışıyorum. 44 Malatyaspor, esnafınbir araya gelerek kurduğu çok güzel bir kulüp. Geçen sene 70 bin lira yardım yaptım. Bütün Malatyalı işadamlarına düşen bu ekibe yardım etmektir. Bu sene de 30 bin lira verdim. 100 bin lira daha vereceğimi söyledim. Fevzi Kılınç, 44 Malatyaspor’un başkanını arayarak kaç para verdiğimi sormuş. Şimdi bütün basının gözü önünde şu elimde gördüğünüz 50 bin liralık çeki başkanıma veriyorum. Kalan 50 bin lirayı da yeğenim Kemal Oğuz tarafından hafta içinde vereceğimi taahhüt ediyorum.Bununla birlikte 200 bin liralık yardım da bulunmuş oluyorum. Evet Fevzi Kılınç, şimdi sana soruyorum: 44 Malatyaspor’un yönetimi burada. Verdiğimiz çek de burada. Bundan önce de yaptıklarım ortada. Sen de yaptıklarınıbelgele de itibarının ne olduğunu görelim. Makbuzunu getir itibarını görelim. Allah kimseyi itibarından düşürmesin. Paranı kaybedersen itibarınla bulursun. İtibarını kaybedersen elinde hiçbir şey kalmaz. Benim itibarım parayla pulla ölçülmez. Elim titremeden veriyorum. Böyle şeylerin söylenmeyeceğini biliyorum ama bana yapılan iftiralar neticesinde söylüyorum.Senin gecene bile 8 bin 500 lira verdim. Sen de orada Genel Başkan Yardımcısı olarak kaç para verdin?
Bekir Alyüz sıra sende: Benim okul yaptırmamla ilgili bir şey söylemişsin. Sayın Ulvi Saran gitmeden 15 gün önce planı projesi bitirildi. Burada bir hemşerimiz imam hatip lisesi yaptırıyor. Bizimkinin de planı buna göre yapılacak. Yani plan değişikliği oldu. 3-4 ay önce bitmiş bir plan var. Valimize sözümüz var onu yapacağız. Ben burada ne yaptıysam Allah rızası için yapıyorum. Bizi yalancılıkla suçlamak haddinize değil. Haddinizi bilin.” şeklinde konuştu.
Sivil Toplum Kuruluşlarında siyasi veya ideolojik yaklaşımların olmayacağını söyleyen Nurettin Uğur, “Benim CHP’lilere karşı olduğumu söylemişler. STK’larda Ak Partisi, CHP’si, Alevisi veya sünnisi olmaz. Ben Aydın Malatyalılar Derneği’nde de başkan yardımcısıyım. Orada da Alevisi-Sünnisi veya CHP’lisi-Ak Partilisi de bulunuyor. Hiç birine ayrım yapmadım. Orada da sorabilirler. Benim bu güne kadar böyle bir şey yapmadığımı herkes biliyor. Bana böyle bir iftirayı atmalarına izin veremem.” İfadelerini kullandı.
Aydın’da da hayır işlerine devam ettiğini aktaran Nurettin Uğur, “Babam adına bir cami yapmaktayım. Önümüzdeki günlerde bitireceğiz. Ayrıca 7 yıl boyunca öğrencilere burs verdim. 87 tane öğrenciye 7 yıl boyunca burs verdim. Her sene aylık 27 bin 750 lira 8 ay boyunca verdim. Partisi, dini veya anlayışı nedir diye bakmadım. Malatyalı olması benim için yeterliydi. Gerçekten ihtiyacı olan talebelere yardım yapmaya gayret gösterdim. Burada Celal Karahan ile ortakkendi köyünde bir cami yaptırıyoruz. Annem adına yaptırıyoruz. İnşallah ilkbaharda açılışını yapacağız. Ege’de yaptıklarımı unuttum. Cami, okul veya burs her türlü yardımım oldu. Hatta çocuk sahibi olamayan ailelere tüp bebek konusunda bile yardımcı olmaya çalıştım. Turgut Özal Boks Kulübü’ne ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştım. Altın Adamlar Judo Taekvondo Okulu’na bile yardımda bulundum. Bunları sadece Malatyalı olduğum için yaptım. Benim hiçbir siyasi iddiam yoktur. Allah’ın verdiğini Allah’ın yolunda harcamaya çalışıyorum. MASTÖB’ün başında bulunan ve bizim desteklediğimiz bir insan bana iftira atıyor. Ben mi yalancıyım, sen mi yalancısın? Malatya’ya bir çivi çaktıysan gel onu da kafama çak.Fevzi Kılınç sana da sesleniyorum: Ben Malatya’da spora yaptığım yardımları utanarak açıklıyorum. Benim itibarım parayla değil. Demek ki senin itibarın yokmuş Fevzi Kılınç. İtibarın olsaydı bana o kelimeyi kullanamazdın.Yapmanız gereken tek şey MASTÖB’ü genel kurula götürün. Kimin hakkıysa o kazansın. MASTÖB’ü küçültmeyin. Hakikaten büyük bir STK’dır. MASTÖB’ü CHP için, Ak Parti için küçültmeyin.” şeklinde konuştu. MASTÖB gibi kuruluşların, siyasi baskı unsuru olamadığı için Malatyalıların bakan, milletvekili, belediye başkanı veya etkili bir yerde bürokrat olamadıklarını söyleyen Nurettin Uğur, “MİAD işadamları derneğidir. Malatya’da ufak ta olsa yatırım yapmıştır. MEV de keza aynı durumdadır. Ancak MASTÖB hiçbir şey yapmamıştır. Hiç bürokratımız yok. Var olanlara da sahip çıkamıyoruz. Belediyelerde de aynı durumdayız. Belediye başkanlıkları, başkan yardımcılıkları veya meclis üyelikleri alamıyoruz. MASTÖB’ün bir siyasi baskı unsuruolmaması sebebiyle siyasiler oyumuzu çantada keklik olarak görüyor. Bölünmüşlükler var, birbirini tanımayan zıt kutuplardaki Malatyalı kuruluşlar var. Rahmetli Özal’ın dönemindeki gücümüze yetişmek için birlik ve beraberlikten taviz vermemeliyiz. Bekir Alyüz’e daha önce de söyledim. MİAD’ın toplantısına MASTÖB Genel Başkanı sıfatıyla gidemezsin. Çünkü senin 3 tane genel kurulun olmuş, birine bile gelmeyen, bir mesaj göndermeyen MİAD’a genel başkan sıfatıyla gidemezsin. MASTÖB’ü Bekir Alyüz olarak gideceksen git. Ben ne MİAD’ın ne de MEV’in karşısında olan biriyim.
Bekir Alyüz basın açıklamasında diyor ki; “Ben MİAD’la kavga mı edeyim? MEV’le kavga mı edeyim?” tabii ki etme diyorum. Ama MASTÖB’ün genel kuruluna gelmeyen kurumlara sen niye gidiyorsun?Ayrıca MASTÖB’ün Malatya Şubesi’nin tabelasından başka neyi var? MASTÖB Genel Başkanları sözler vermişler Sayın Murat Cengiz’e. Ancak hiçbir söz yerine getirilmemiş. 20 bin lira vererek şubenin çalışmalarına katkı sağlamaya çalıştım. Ege’de de aynısını söyledim. Malatya birliğini pekiştirelim istedik. Ama bu suç oldu.” dedi.
Nurettin Uğur konuşmasının son kısmında ise MASTÖB’e en büyük katkıyı kendisinin sağladığının belirterek, “Bekir Alyüz MASTÖB’ün, elektriğini, kirasını, suyunu veya doğalgazını ödediklerini söylüyor. 3 istedin, 5 istedin, 7 istedin hepsini gönderdim.
Ben sormadım bu paraların nereye gittiğini. Burada bunları anlatmak büyük ayıptır. Ama maalesef bana atılan iftiralar sonucu bunları anlatmak zorundayım. Ramazanlık’ta iftar verildi. 7 bin lira ben verdim. Zengibar Güreşleri düzenlendi yine en büyük parayı ben verdim. Aydın Üniversitesi’nde sempozyum oldu yine ben verdim. Hiç sormadım “Bu paralar nereye gidiyor?”diye sormadım. İstanbul’da da Malatya’da da MASTÖB’ün en büyük destekçisi benim.” ifadelerini kullandı.
Malatya Time
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.