Malatya Hemşehrisi Özal'ın ölüsüne sahip çıkmıyor

Malatyalıların hatta Türkiye’nin sevgi ve saygıyla andığı hemşerimiz Turgut Özal’ın adı her geçtiğinde içimizden bir şeylerin koptuğunu hissederiz. Rahmetli Özal’ın ülkemize kazındırdıklarını sayfalar hatta kitaplar yazsak bitiremeyiz. Türkiye’ye çağ atlatan, muasır medeniyetler seviyesine ulaştıran Turgut Özal’ın 19 yıl önceki ölümü halen bir sır olarak durmaktadır. Rahmetli olduğu günden beri süre gelen öldürüldü iddiaları hazırlanan raporlarla, yapılan açıklamalarla bir türlü çürütülemiyor. Turgut Özal’ın geçtiğimiz günlerde kabrinden çıkarılan naaşı yapılan incelemeler sonucunda zehirlenme ile ilgili bulgular olduğu açıklanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklanan Adli Tıp raporunda “Özal’ın vücudunda zehir maddelerine rastlandığı ama bu zehrin ölüme yol açmadığı, Özal’ın kalp krizinden öldüğüne dair tespit yapılamadığı, kesin ölüm nedeninin belirlenemediği” vurgulanmıştı. Raporun zorlamalar sonucu hazırlandığı ile ilgili kuşkular ise yeni sır perdelerinin örtüldüğünü gösteriyor. “Vücudunda zehir var. Ama zehirlenme sonucu ölmedi. Kalp krizi sonucu öldü de diyemeyiz” tarzındaki cümleler, baskılar sonucu hazırlanmış bir rapor görüntüsü çıkıyor. Savcılık soruşturmanın devam ettiğini belirttiği için zehirlenme veya kalp krizi meselelerini bir kenara bırakarak rahmetli Özal’la ilgili başka bir konuya geçmek istiyoruz. Malatyamızın medar-ı iftiharı Turgut Özal ile ilgili tartışmaların yaşandığı günlerde Malatya’nın sivil toplum örgütlerinden, milletvekillerinden veya Malatyalı bürokratlardan herhangi bir açıklamanın gelmemesini garipsediğimiz belirtmek isteriz. Bu arada bir tane sivil toplum kuruluşunu bu gruptan ayırmak isteriz.  Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) Malatya ile ilgili konuların takipçisi olduklarını bir kez daha gösterdi. Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Akdaş yaptığı yazılı açıklamada; “Hemşehrimiz merhum Özal’ın ölümü hakkındaki belirlisizliğin ivedilikle ortadan kaldırılmasını arzu etmekteyiz. “Zihinlerimize kattığı yenilikçi bakış açısıyla gelecek vizyonumuzu şekillendiren, dost, düşman nezdinde yüz akımız olan hemşehrimiz Sayın rahmetli Turgut Özal’ın ani ve şüpheli ölümü ile ilgili kamuoyu ile paylaşılan adli tıp raporu hafızalarda ve vicdanlarda yer alan şüpheleri giderememiştir. Yüce milletimizin vicdanını rahatlatabilecek umuduyla karşıladığımız soruşturma dahilinde yapılan adli tıp incelemesi ne yazık ki tartışmasız bir kanaate ulaştırmaktan uzaktır. Merhumun, bugünü beklercesine sağlam kalan naaşı'ndan yeterli verilere ulaşılmasına ve teknolojik inceleme imkanları'nın üst seviyelerde olmasına rağmen ölüm nedeninin halen açıklığa kavuşturulmamış olması izaha muhtaçtır. Kesin bir bilir kişi görüşü oluşturmak yerine kamuoyunun kafa karıştırıcı açıklamalar ve yayınlara maruz bırakılması bizi en az Sayın Özal’ın ölümü kadar üzmektedir. Milletimize yaptığı hizmetleri ile her dönem rahmetle andığımız değerli liderimizin ölümü hakkındaki belirlisizliğin ivedilikle ortadan kaldırılmasını arzu etmekteyiz. Şüphe ve endişe içinde kalmadığımız, şeffaf ve güvenilir bir ülkede yaşama arzumuza hizmet etmeyen bu ölümü hakkındaki belirsizliğin, ilgili kurumlarımız eliyle açıklığa kavuşturulacağına olan inancımızı korumak istiyoruz. Bunun için gereğinin yapılmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı. Aradan geçen 19 yıl içinde hiçbir ilerleme kaydedilmemesi bir yana Malatya’yı Türkiye’nin parlayan yıldızı haline getiren Turgut Özal’a sahip çıkılmamış olması da yüreğimizi derinden yaralamaktadır. Her şeyin en iyisini bildiği izlenimi veren ve Malatya’yı yönettiğini-temsil ettiğini söyleyen kurumlarımızın sadece birinden açıklama geliyor olması düşündürücüdür. Olur olmadık meseleler hakkında yorum yapan değerli büyüklerimiz söz konusu Malatya’nın evladı Özal olunca neden susarlar. Suskunluklarını hukuki süreci engellememek olarak açıklamaya hiç kalkışmasınlar. Biz Özal’a ve onun mirasına sahip çıkıyoruz demek hukuka saygısızlık olarak anlaşılmaz. Aksine fani dünyaya göçmüş bir hizmet erinin vasiyetini uyguluyoruz demektir.Dünyada Türkiye’yi, Türkiye’de Malatya’yı parlatan ve onlara çağ atlatan Turgut Özal’ı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Malatya’yı temsil ettiğini söyleyen bütün kurumlarımıza tekrar sesleniyoruz: Olayın mahkemeye intikal etmiş olması, Turgut Özal’a reva görülenleri tasvip ettiğimiz anlamına gelmez. Belki yine kesin sonuç alınamayacak ama Malatya’yı yönettiğini iddia edenler en azından bu uğurda bir şeyler yapın. Bu uğurda bir şeyler yapmak için aşağıdaki kıssayı anlatmak isteriz: Hz. İbrahim örneğinde de gördüğümüz gibi insan, hakkı savunurken bazen zorluklarla karşılaşabilir, zulme uğrayabilir. Mümin'e yakışan imanından asla taviz vermeden bâtılın karşısında durmaktır. Bir karıncayı ağzında küçücük bir damla suyla görenler sormuşlar; “Hayırdır, nereye böyle?” “Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye gidiyorum!” cevabını verince, gülmüşler. “Sen, bu küçük cüssen, minicik bir damla suyla koskocaman ateşi nasıl söndürürsün?” dediklerinde Karınca; “Söndüremesem de, bu yolda ölürüm!” cevabını vermiş. Karınca Hz. İbrahim’in maruz kaldığı zulüm karşısında hem bilfiil mücadeleye girişmiş (su taşıyarak) hem de bu mücadelesini sözleriyle desteklemiştir. Çeşitli dünyevî korkularla, güçsüzlük ve sayıca azlık gibi endişelerle bâtılın karşısında sessiz kalmak, küçük karıncanın bile karşı çıktığı, kendine yakıştırmadığı (ki hiçbir mümin'e yakışmaz) bir acizliktir. “İnanıyorsanız, üstünsünüz” buyurmuştur Allah Teala, ki yaratan bizi en iyi bilendir, bizim en büyük yardımcımızdır. Malatya Time