Malatya'nın Size ve Sizin Gibilere İhtiyacı Yok!...

Bazen bir şeyler yazmak için ne kadar kendinizi dolu hissetseniz de ister istemez konuya nereden ve nasıl başlayacağınızı bir türlü kestiremezsiniz.
Bazen bir şeyler yazmak için ne kadar kendinizi dolu hissetseniz de ister istemez konuya nereden ve nasıl başlayacağınızı bir türlü kestiremezsiniz. Buna geçmişte o kadar yaşanan acı örneklerin bir hayli fazla oluşu sebep belki de…
O zaman da böyle olmuştu, şimdi de böyle, yarın da belki aynılarını yaşayacağız. Hayatın kendisi zaten bir dejavu dan ibaret değil mi?
Dejavu (Déjà vu, yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu. Anı daha önceden yaşamışlık hâlidir. Fransızca; déjà ve voir kelimelerinden oluşmaktadır.)
Geçtiğimiz gün Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB)’ün kurucularından ve fikir babası Dünya Basın Mensupları Derneği Genel Başkanı sevgili hemşehrim ve değerli ağabeyim Muzaffer Tunç ile bir görüşmemiz oldu. MASTÖB’ün kuruluş yılları, kimlerin ön ayak olduğu ve ne amaçla kurulduğunu bayağı bir istişare ettik. Değerli Başkanımız bana Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni aynı zamanda hemşehrimiz olan gazeteci ve yazar İsmail Kapan’ın kurulduğu güne ait olan köşe yazısını yolladı ve okumamı istedi. Okuduklarımdan sonra Malatyamızın değerleri ve gücünün ne kadar etkin olduğunu ve istenildiği zaman nasıl bir ortam ve yapı oluşturacağını daha iyi anlamış oldum. Sizde okuyunca yukarıdaki girizgahı neden yaptığımı daha iyi anlayacağınızı ümit ediyorum.
Bu makale 13.3.2007 tarihli yazılmıştır.
MASTÖB (Malatya Sivil Toplum Kuruluşları Birliği) derneği, önceki akşam Polat Rönesans Oteli'nde yüzlerce Malatyalı işadamı, bürokrat ve siyasetçiyi bir araya getirdi.
Türkiye genelinde Malatyalılar tarafından kurulmuş olan dernek, vakıf, spor kulüpleri ile Malatya'nın il, ilçe ve belde belediyelerinin üye olduğu ve alanında ülkemizde bir ilki teşkil eden MASTÖB; Malatya ve Malatyalıların meselelerini en etkili biçimde gündeme getirme ve bunlara çözüm bulma konusunda faaliyet gösterecek, çağın şartlarına uygun bir organizasyon modeli olarak diğer vilayetlerimize de örnek teşkil edecek niteliktedir.
Nitekim benzeri yapılar meydana getirmek üzere, bir çok ilimizin dernek ve vakıfları, MASTÖB'ün tüzüğünü emsal alarak çalışmaya başlamış bulunmaktadır. Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının (STK) zayıf ve dağınık olması sebebiyle; bu alanda dünya şartlarıyla rekabet etme imkanı az olmaktadır. Öte yandan AB müzakere sürecinde de bu konuda çok sık eleştiri geliyor...
Fikri temelleri dört yıl önce hemşehrilerimizden Sayın Celal Karahan, Sayın Ümit Özerol, Sayın Erol Korkut, Sayın Şaban Taçyıldız (MEV başkanı) ve Sayın Muzaffer Tunç tarafından atılan Malatya Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, böyle bir dönemde, sadece Malatya için değil; ülkemiz açısından da ileriye dönük olumlu ve verimli bir açılım olabilir.
Başkanlığını, İmar ve İskan eski Bakanlarımızdan Sayın Ahmet Karaaslan'ın yaptığı MASTÖB'ün düzenlediği dayanışma ve kaynaşma gecesi de bu açıdan iyi sinyaller verdi. Bu gecenin esas maksadı, Malatya'nın kalkınmasında belirleyici rol oynayacak bazı büyük projelerin prezantasyonunu en üst seviyede yapmaktı. Bu sebeple Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan da davet edilmişti. Geceye eşi Emine Erdoğan Hanımla birlikte katılan Erdoğan; yaptığı konuşmada hem Malatya ilinin meselelerini ne kadar yakından takip ettiğini ortaya koydu, hem de geleceğe dönük önemli müjdeler verdi ve hemşehrilerimizden bol bol alkış aldı. Malatya'nın ulaşım konularının da geniş şekilde ele alındığı gecede, konuk olarak Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım da aramızda idi.
Malatya Valisi Sayın Halil İbrahim Daşöz ve Belediye Başkanı Sayın Cemal Kahraman, yaptıkları konuşmalarda, ilin gelişme seyri ve kalkınma projeleri hakkında bilgi verdiler. Gecede Başbakan Erdoğan başta olmak üzere bütün konuşmacıların seslendirdiği temennilerin başında; tabii ki, Malatyasporun tekrar süper lige çıkması idi. MASTÖB Başkanı Karaaslan, Erdoğan'a birinci derecede onursal üyelik beratı verirken; Malatyaspor Başkanı Sayın Haşim Karadağ da, Başbakan'a üzerinde isminin yazılı olduğu 44 numaralı formayı takdim etti. Türkiye'nin her tarafından (Bu arada Aydın Valisi olan hemşehrimiz Sayın Mustafa Malay'ın da ismini belirtelim) geceye katılarak renk katan Malatyalıları, bu anlamlı gecede AK Parti'nin üst düzey yöneticileri de yalnız bırakmadı. AK parti genel başkan yardımcıları Dengir Mir Mehmet Fırat, Hayati Yazıcı, Necati Çetinkaya; AK Parti Malatya Milletvekilleri Ali Osman Başkurt ve Münir Erkal, CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu görebildiğim siyasi isimlerdi. Geceye İstanbul Protokolü de kalabalık şekilde iştirak etti.
İstanbul Valisi Sayın Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Sayın Celalettin Cerrah, Malatyalı hemşehrilerimiz İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Mesut Parlak Eyüp Kaymakamı Sayın Salih Akbulut, İl Emniyet Müdür yardımcısı Sayın Hasan Adak, Eminönü Belediye Başkanı Sayın Nevzat Er, Küçükçekmece Belediye Başkanı Sayın Aziz Yeniay ve isimlerini tek tek burada sayamadığım diğerleri... Gecenin sonlarına Polat Otel'in büyük balo salonunu hınca hınç dolduran Malatyalılar ve konukları, sanatçı hemşehrimiz Bülent Serttaç'ın türküleri eşliğinde yöre oyunlarını oynayarak hayli neşelendiler.
İhlas Haber Ajansı, MASTÖB dayanışma ve kaynaşma gecesini canlı yayınlayarak; Malatya'da yayın yapan bütün yerel TV kanallarının bu geceyi Malatya sakinlerine aktarmasını sağladı. Bir Malatyalı olarak MASTÖB'e (bendeniz de yüksek divan kurulu üyesiyim) ve bütün Malatyalılara, gelecekte daha büyük başarılara imza atmalarını diliyorum.
O süreçlerden sonra yapılan bir takım delege oyunları, adamcılık, yandaşcılık, çekememezlik ve koltuk sevdası maalesef bu değerli oluşumu bugün dikkate alınmayacak noktalara sürüklemiştir.
Başkan Muzaffer Tunç’a şu sitemde bulundum “ Peki neden kurucusu olduğunuz ve bu kadar anlamlı bir oluşumu kontrol etmediniz ve kaderine terk ettiğiniz. Burada sizin de hatalarınız yok mu” dedim. O da bana “ Evet o konuda hak veriyorum, fakat biz bu oluşumu yaparken arkadaşlarımız bizi danışma merci görmeleri ve yapacakları hizmetlerde memleket menfaatine bizlerinde fikrini almaları konusunda her zaman yanlarında olduğumuzu belirtmemize rağmen kimsenin danıştığını yada rehberlik istediğine şahit olmadık. Kurucusu olduğumuz bu oluşumun bazı olumsuzluklarla ve yanlışlıklarla anılması herkesten çok bizleri üzer” dedi.
Yaşananlardan anladığım yıllardır ev sahibini bile evden kovan şahısların eline geçen bir yapı haline dönüşmüş.
Bu yaşananların ardından bende sizler gibi memleket sevdalısı bir kardeşiniz olarak üzülüyorum. Kendi yaptıkları tüzüğe dahi uymadıklarını geçtiğimiz günlerde manşetten vermiştik. Eşi dostu arayarak “Yok size Akçadağ kömbesi daha yapmam, yok yedirmem” gibi mahalle ağzı söylemlerle 1 milyonun üzerinde nüfusu olan bir şehrin sivil toplum örgütlerini yönlendirebileceğini ve söz sahibi olacağını sanan bu zavallılara üzülmekle beraber bir takım önerilerde bulunmayı kamuoyu adına kendime görev kabul ediyorum.
Yeni Malatyaspor başkanı Adil Gevrek’in başkan olduğu süreçte bir takım oyunlarla Malatya Dernekler Konfederasyonunu (MAKON) kuran da yine sizlerdiniz. Albert Einstein’in güzel bir sözü var “ İnsanı ayakta tutan, iskelet ve kas sistemi değil; prensipleri ve inançlarıdır.” Sizin inancınız ve prensiplerinizin ne olduğunu anlamamakla beraber yaptığınız bunca oluşumdan memlekete zerre kadar ne katkı sağladığınızı tüm kamuoyu gibi bende merak ediyorum. Mesele kurmak yada tabela asmak değil ki.
Mesele;
Kahvaltı ve çiğköfte partileri yapmak yada diğer kurumların işine hasetlik etmek, balta vurmak değil. İcraat yapmak. Memlekete katma değer sağlamak.
Mesele;
Birbirinizle rant ve çıkar savaşı değil, sözde kullandığınız ve fiilen uygulanmayan demokrasi, liyakat ve birlik beraberliğin oluşumu…
Mesele;
Birilerinin size zoraki saygı, sevgi duyması değil, yalakaların sosyal medyasında resminizin paylaşılması değil. O saygıya ve sevgiye layık olabilmek.
Mesele;
Delege ve üye oyunları için gece uykularınızdan feragat etmek ve seçim, kongre stresi yaşamak değil. Gönül rahatlığıyla bu işlerin üstesinden gelebileceğine inanılan girişimci, vizyonu olan ve genç tecrübeli, enerjik ve atılımcı kişilere bir bayrak nöbeti olarak devretmesidir.
Sonra diyorsunuz ki;
Felanca fabrikatör, falanca iş adamı ve falanca holding sahibi hemşehrimiz neden yönetimimiz de değil. Bize neden destek vermiyor?
Malatya bu kadar mı sahipsiz. Neden şehrimizi ulusal ve uluslararası arenada temsil edeceğimiz noktada maddi manevi kimseler yanımızda yok?
Neden belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bürokrasi etkinliklerimize katılmıyor?
Neden Malatyamızın Ankara’da lobi faaliyetleri zayıf. İşimiz düşünce yetkili birine yada bakan’a, başkan’a ulaşamıyoruz?
Onlar ne diyor biliyor musunuz?
Ne işimiz olur;
Evet! Bir çoğundan duyduğum söz bu “ Ne işimiz olur ”
Siz kendi küçük ve kurmaca hayal dünyanızda bir takım planlar yaparken gerçek memleket sevdalıları bizler, üst düzey iş adamları ve kalbur üstü hali vakti iyi sözü geçen tanınmış ve değerli memleket evlatlarını arayıp ikna ederek, memleketin üzerindeki ölü toprağını dağıtmaya ve yükselen bir Anadolu yıldız şehri yapmaya gayret edip “ Haydi başkanım, Haydi Değerli İş İnsanımız bir el atında özlediğimiz, hasret kaldığımız birlik ve beraberliği, gelişmiş marka şehri olma yolunda temiz bir sayfa açalım” temennilerimize aldığımız cevap bu “ Ne işimiz olur ” Niyetlenene ise yukarıda bahsettiğim delege ve üye oyunlarıyla egale edip sindiriyorsunuz.
Bütün bu olanlardan sonra başarılı olduğunuzu ve hayırlı olacağınızı sanıyor musunuz?
Herkesi küstürdünüz.
Herkesi bıktırdınız.
Herkesi kaçırttınız.
Herkesin midesini bulandırdınız.
Herkesin umudunu ve hayallerini tükettiniz.
Herkesi karşınıza aldınız.
Herkesi ötekileştirdiniz.
Yeni Malatyaspor bu sezon küme düşecek. Aksini iddia edenin alnını karışlarım. Eski bir deyimde olduğu gibi " Su Akıyor Göz Bakıyor " takım bitmiş. Küme düşünce bakalım memlekette gezmeye ve insan içine çıkmaya yüzünüz olacak mı?
Aynı delege ve üye sistemini tüzüğe aykırı yada değişerek oraya da kurduğunuzu biliyorum merak etmeyin. Ama şunu kafanıza koyun “ Başarısız olunca bırakın seçimi, üye de, delege de sizi kurtaramaz. Malatyalıların tabiriyle teneke bağlar gönderirler ”
Kim üstüne neyi ne kadarını alır bilemem ama gittiniz yol, yol değil…
Bu saatten sonra herhangi bir dernek, vakıf, belediye, yada memleketin herhangi bir kurumu yapacağı seçimde yada görevlendirme de sakın demokrasi, birlik ve beraberlik çağrısı, söylemi kullanmasın bu sözlere dün olduğu gibi bugünde karnımız tok.
Ancak kendinizi kandırırsınız.
Kimse saf yada aptal değil.
Kendi küçük Dünyanız ve saz ekibinizle mutlu kalın.
Malatya’nın size ve sizler gibi amatörlere ego ve koltuk sevdalılarına ihtiyacı yok!
Murat KARAKOÇ
O zaman da böyle olmuştu, şimdi de böyle, yarın da belki aynılarını yaşayacağız. Hayatın kendisi zaten bir dejavu dan ibaret değil mi?
Dejavu (Déjà vu, yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu. Anı daha önceden yaşamışlık hâlidir. Fransızca; déjà ve voir kelimelerinden oluşmaktadır.)
Geçtiğimiz gün Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB)’ün kurucularından ve fikir babası Dünya Basın Mensupları Derneği Genel Başkanı sevgili hemşehrim ve değerli ağabeyim Muzaffer Tunç ile bir görüşmemiz oldu. MASTÖB’ün kuruluş yılları, kimlerin ön ayak olduğu ve ne amaçla kurulduğunu bayağı bir istişare ettik. Değerli Başkanımız bana Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni aynı zamanda hemşehrimiz olan gazeteci ve yazar İsmail Kapan’ın kurulduğu güne ait olan köşe yazısını yolladı ve okumamı istedi. Okuduklarımdan sonra Malatyamızın değerleri ve gücünün ne kadar etkin olduğunu ve istenildiği zaman nasıl bir ortam ve yapı oluşturacağını daha iyi anlamış oldum. Sizde okuyunca yukarıdaki girizgahı neden yaptığımı daha iyi anlayacağınızı ümit ediyorum.
Bu makale 13.3.2007 tarihli yazılmıştır.
MASTÖB (Malatya Sivil Toplum Kuruluşları Birliği) derneği, önceki akşam Polat Rönesans Oteli'nde yüzlerce Malatyalı işadamı, bürokrat ve siyasetçiyi bir araya getirdi.
Türkiye genelinde Malatyalılar tarafından kurulmuş olan dernek, vakıf, spor kulüpleri ile Malatya'nın il, ilçe ve belde belediyelerinin üye olduğu ve alanında ülkemizde bir ilki teşkil eden MASTÖB; Malatya ve Malatyalıların meselelerini en etkili biçimde gündeme getirme ve bunlara çözüm bulma konusunda faaliyet gösterecek, çağın şartlarına uygun bir organizasyon modeli olarak diğer vilayetlerimize de örnek teşkil edecek niteliktedir.
Nitekim benzeri yapılar meydana getirmek üzere, bir çok ilimizin dernek ve vakıfları, MASTÖB'ün tüzüğünü emsal alarak çalışmaya başlamış bulunmaktadır. Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının (STK) zayıf ve dağınık olması sebebiyle; bu alanda dünya şartlarıyla rekabet etme imkanı az olmaktadır. Öte yandan AB müzakere sürecinde de bu konuda çok sık eleştiri geliyor...
Fikri temelleri dört yıl önce hemşehrilerimizden Sayın Celal Karahan, Sayın Ümit Özerol, Sayın Erol Korkut, Sayın Şaban Taçyıldız (MEV başkanı) ve Sayın Muzaffer Tunç tarafından atılan Malatya Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, böyle bir dönemde, sadece Malatya için değil; ülkemiz açısından da ileriye dönük olumlu ve verimli bir açılım olabilir.
Başkanlığını, İmar ve İskan eski Bakanlarımızdan Sayın Ahmet Karaaslan'ın yaptığı MASTÖB'ün düzenlediği dayanışma ve kaynaşma gecesi de bu açıdan iyi sinyaller verdi. Bu gecenin esas maksadı, Malatya'nın kalkınmasında belirleyici rol oynayacak bazı büyük projelerin prezantasyonunu en üst seviyede yapmaktı. Bu sebeple Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan da davet edilmişti. Geceye eşi Emine Erdoğan Hanımla birlikte katılan Erdoğan; yaptığı konuşmada hem Malatya ilinin meselelerini ne kadar yakından takip ettiğini ortaya koydu, hem de geleceğe dönük önemli müjdeler verdi ve hemşehrilerimizden bol bol alkış aldı. Malatya'nın ulaşım konularının da geniş şekilde ele alındığı gecede, konuk olarak Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım da aramızda idi.
Malatya Valisi Sayın Halil İbrahim Daşöz ve Belediye Başkanı Sayın Cemal Kahraman, yaptıkları konuşmalarda, ilin gelişme seyri ve kalkınma projeleri hakkında bilgi verdiler. Gecede Başbakan Erdoğan başta olmak üzere bütün konuşmacıların seslendirdiği temennilerin başında; tabii ki, Malatyasporun tekrar süper lige çıkması idi. MASTÖB Başkanı Karaaslan, Erdoğan'a birinci derecede onursal üyelik beratı verirken; Malatyaspor Başkanı Sayın Haşim Karadağ da, Başbakan'a üzerinde isminin yazılı olduğu 44 numaralı formayı takdim etti. Türkiye'nin her tarafından (Bu arada Aydın Valisi olan hemşehrimiz Sayın Mustafa Malay'ın da ismini belirtelim) geceye katılarak renk katan Malatyalıları, bu anlamlı gecede AK Parti'nin üst düzey yöneticileri de yalnız bırakmadı. AK parti genel başkan yardımcıları Dengir Mir Mehmet Fırat, Hayati Yazıcı, Necati Çetinkaya; AK Parti Malatya Milletvekilleri Ali Osman Başkurt ve Münir Erkal, CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu görebildiğim siyasi isimlerdi. Geceye İstanbul Protokolü de kalabalık şekilde iştirak etti.
İstanbul Valisi Sayın Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Sayın Celalettin Cerrah, Malatyalı hemşehrilerimiz İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Mesut Parlak Eyüp Kaymakamı Sayın Salih Akbulut, İl Emniyet Müdür yardımcısı Sayın Hasan Adak, Eminönü Belediye Başkanı Sayın Nevzat Er, Küçükçekmece Belediye Başkanı Sayın Aziz Yeniay ve isimlerini tek tek burada sayamadığım diğerleri... Gecenin sonlarına Polat Otel'in büyük balo salonunu hınca hınç dolduran Malatyalılar ve konukları, sanatçı hemşehrimiz Bülent Serttaç'ın türküleri eşliğinde yöre oyunlarını oynayarak hayli neşelendiler.
İhlas Haber Ajansı, MASTÖB dayanışma ve kaynaşma gecesini canlı yayınlayarak; Malatya'da yayın yapan bütün yerel TV kanallarının bu geceyi Malatya sakinlerine aktarmasını sağladı. Bir Malatyalı olarak MASTÖB'e (bendeniz de yüksek divan kurulu üyesiyim) ve bütün Malatyalılara, gelecekte daha büyük başarılara imza atmalarını diliyorum.
O süreçlerden sonra yapılan bir takım delege oyunları, adamcılık, yandaşcılık, çekememezlik ve koltuk sevdası maalesef bu değerli oluşumu bugün dikkate alınmayacak noktalara sürüklemiştir.
Başkan Muzaffer Tunç’a şu sitemde bulundum “ Peki neden kurucusu olduğunuz ve bu kadar anlamlı bir oluşumu kontrol etmediniz ve kaderine terk ettiğiniz. Burada sizin de hatalarınız yok mu” dedim. O da bana “ Evet o konuda hak veriyorum, fakat biz bu oluşumu yaparken arkadaşlarımız bizi danışma merci görmeleri ve yapacakları hizmetlerde memleket menfaatine bizlerinde fikrini almaları konusunda her zaman yanlarında olduğumuzu belirtmemize rağmen kimsenin danıştığını yada rehberlik istediğine şahit olmadık. Kurucusu olduğumuz bu oluşumun bazı olumsuzluklarla ve yanlışlıklarla anılması herkesten çok bizleri üzer” dedi.
Yaşananlardan anladığım yıllardır ev sahibini bile evden kovan şahısların eline geçen bir yapı haline dönüşmüş.
Bu yaşananların ardından bende sizler gibi memleket sevdalısı bir kardeşiniz olarak üzülüyorum. Kendi yaptıkları tüzüğe dahi uymadıklarını geçtiğimiz günlerde manşetten vermiştik. Eşi dostu arayarak “Yok size Akçadağ kömbesi daha yapmam, yok yedirmem” gibi mahalle ağzı söylemlerle 1 milyonun üzerinde nüfusu olan bir şehrin sivil toplum örgütlerini yönlendirebileceğini ve söz sahibi olacağını sanan bu zavallılara üzülmekle beraber bir takım önerilerde bulunmayı kamuoyu adına kendime görev kabul ediyorum.
Yeni Malatyaspor başkanı Adil Gevrek’in başkan olduğu süreçte bir takım oyunlarla Malatya Dernekler Konfederasyonunu (MAKON) kuran da yine sizlerdiniz. Albert Einstein’in güzel bir sözü var “ İnsanı ayakta tutan, iskelet ve kas sistemi değil; prensipleri ve inançlarıdır.” Sizin inancınız ve prensiplerinizin ne olduğunu anlamamakla beraber yaptığınız bunca oluşumdan memlekete zerre kadar ne katkı sağladığınızı tüm kamuoyu gibi bende merak ediyorum. Mesele kurmak yada tabela asmak değil ki.
Mesele;
Kahvaltı ve çiğköfte partileri yapmak yada diğer kurumların işine hasetlik etmek, balta vurmak değil. İcraat yapmak. Memlekete katma değer sağlamak.
Mesele;
Birbirinizle rant ve çıkar savaşı değil, sözde kullandığınız ve fiilen uygulanmayan demokrasi, liyakat ve birlik beraberliğin oluşumu…
Mesele;
Birilerinin size zoraki saygı, sevgi duyması değil, yalakaların sosyal medyasında resminizin paylaşılması değil. O saygıya ve sevgiye layık olabilmek.
Mesele;
Delege ve üye oyunları için gece uykularınızdan feragat etmek ve seçim, kongre stresi yaşamak değil. Gönül rahatlığıyla bu işlerin üstesinden gelebileceğine inanılan girişimci, vizyonu olan ve genç tecrübeli, enerjik ve atılımcı kişilere bir bayrak nöbeti olarak devretmesidir.
Sonra diyorsunuz ki;
Felanca fabrikatör, falanca iş adamı ve falanca holding sahibi hemşehrimiz neden yönetimimiz de değil. Bize neden destek vermiyor?
Malatya bu kadar mı sahipsiz. Neden şehrimizi ulusal ve uluslararası arenada temsil edeceğimiz noktada maddi manevi kimseler yanımızda yok?
Neden belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bürokrasi etkinliklerimize katılmıyor?
Neden Malatyamızın Ankara’da lobi faaliyetleri zayıf. İşimiz düşünce yetkili birine yada bakan’a, başkan’a ulaşamıyoruz?
Onlar ne diyor biliyor musunuz?
Ne işimiz olur;
Evet! Bir çoğundan duyduğum söz bu “ Ne işimiz olur ”
Siz kendi küçük ve kurmaca hayal dünyanızda bir takım planlar yaparken gerçek memleket sevdalıları bizler, üst düzey iş adamları ve kalbur üstü hali vakti iyi sözü geçen tanınmış ve değerli memleket evlatlarını arayıp ikna ederek, memleketin üzerindeki ölü toprağını dağıtmaya ve yükselen bir Anadolu yıldız şehri yapmaya gayret edip “ Haydi başkanım, Haydi Değerli İş İnsanımız bir el atında özlediğimiz, hasret kaldığımız birlik ve beraberliği, gelişmiş marka şehri olma yolunda temiz bir sayfa açalım” temennilerimize aldığımız cevap bu “ Ne işimiz olur ” Niyetlenene ise yukarıda bahsettiğim delege ve üye oyunlarıyla egale edip sindiriyorsunuz.
Bütün bu olanlardan sonra başarılı olduğunuzu ve hayırlı olacağınızı sanıyor musunuz?
Herkesi küstürdünüz.
Herkesi bıktırdınız.
Herkesi kaçırttınız.
Herkesin midesini bulandırdınız.
Herkesin umudunu ve hayallerini tükettiniz.
Herkesi karşınıza aldınız.
Herkesi ötekileştirdiniz.
Yeni Malatyaspor bu sezon küme düşecek. Aksini iddia edenin alnını karışlarım. Eski bir deyimde olduğu gibi " Su Akıyor Göz Bakıyor " takım bitmiş. Küme düşünce bakalım memlekette gezmeye ve insan içine çıkmaya yüzünüz olacak mı?
Aynı delege ve üye sistemini tüzüğe aykırı yada değişerek oraya da kurduğunuzu biliyorum merak etmeyin. Ama şunu kafanıza koyun “ Başarısız olunca bırakın seçimi, üye de, delege de sizi kurtaramaz. Malatyalıların tabiriyle teneke bağlar gönderirler ”
Kim üstüne neyi ne kadarını alır bilemem ama gittiniz yol, yol değil…
Bu saatten sonra herhangi bir dernek, vakıf, belediye, yada memleketin herhangi bir kurumu yapacağı seçimde yada görevlendirme de sakın demokrasi, birlik ve beraberlik çağrısı, söylemi kullanmasın bu sözlere dün olduğu gibi bugünde karnımız tok.
Ancak kendinizi kandırırsınız.
Kimse saf yada aptal değil.
Kendi küçük Dünyanız ve saz ekibinizle mutlu kalın.
Malatya’nın size ve sizler gibi amatörlere ego ve koltuk sevdalılarına ihtiyacı yok!
Murat KARAKOÇ
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.