Malatya Esenlik İsrail Malları Satıyor!

Katil İsrail'in aylardır Gazze'ye bombardımana tutması, genç, yaşlı, çocuk, bebek dinlemeden katletmesine tüm dünya ve Müslümanlar seyirci kalırken, bilindiği üzere ülke genelinde bir boykot yapılmış ve İsrail menşeli malların satışı durdurulmuştu. AK Partili Malatya Büyükşehir Belediyesine bağlı 40 küsür şubesi bulunan ve Malatya'nın öz sermayesi konumunda olan Esenlik marketler hala İsrail menşeli malları satmaya devam ediyor. Bazı duyarlı vatandaşlar ihbarda bulunarak "Bunlar hangi akla hizmet ediyor. Nasıl bir zihniyet ki İHH'da geçmişte görev alan Genel Müdür Veysel Tay Gazze'de terör estiren bir ülkenin malını satabiliyor. Bunlar böyle mi Müslüman? Sami Er akşama kadar Allah, peygamber, dini ağzından düşürmüyor. Siz nasıl müslümansınız?" Şeklinde tepkilerini veriyor. 

Market Reyonunun fotoğrafını paylaşan duyarlı vatandaşlar Fanta markalı asitli içeçeğin ne kadar fazla olduğunu gözler önüne serdi.

ESENLİK YÖNETİMİ MOBBİNGDE ZİRVE YAPIYOR!

Esenlik yönetimi, çalışanlara yönelik baskı ve tehdit politikasını sürdürüyor, adeta sabır taşını çatlatıyor. İddialara göre geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda Genel Müdür Veysel Tay ve ekibinden Kırmızı Naci ile geçmişte zimmete para geçirme suçlamasıyla yargılanan İsmail Güney, personelden memnun olmadıklarını açıkça ifade ederek tehditkâr bir üslupla çalışanları sindirmeye çalıştı.

Durum bununla da kalmadı; toplantının ertesi günü yayınlanan emirle idari bina personelinin şubelere gönderilmesine karar verildi.

Bu kararın gerekçesi ise oldukça gülünç: "Marketcilik konusunda tecrübe kazandırmak." Oysa bu personelin birçoğu zaten geçmişte marketlerde çalışmış, tecrübeli isimler. Üstelik bu karardan, yıllardır idari birimlerde görev yapan müdür ve şefler dahi nasibini aldı. Şimdi bu personeli şubelere gönderip temizlik ve angarya işlere koşmak hangi mantığa, hangi yönetim anlayışına sığar? Bu açıkça mobbingdir ve şirket tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

Tehditlerin ardından bu hamle, çalışanları iyice sindirme çabasından başka bir şey değildir. Yönetim, personeli karşı karşıya getirip, kutuplaştırma politikasıyla mı başarı hedefliyor? Bu yöntem yalnızca çalışanların motivasyonunu yok eder, Esenlik'in kurumsal kimliğine de ciddi zarar verir.

Artık şunu anlamak gerekiyor: Tehdit ve baskıyla bir şirketin yönetilmesi mümkün değildir. Çalışanlarınızın güvenini ve desteğini kaybettiğinizde, o koltuklarda oturmanızın da bir anlamı kalmaz. Bu zihniyetle 2025’e girmek, şirketin çöküşüne hız katmaktan başka bir sonuç doğurmaz. Esenlik, çalışanlarına değer veren bir anlayışı benimsemedikçe kaybetmeye mahkûmdur.