İnönü Üniversitesi'nin 39. Akademik yılı törenle açıldı

İnönü Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılışı, Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen bir törenle yapıldı.
İnönü Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılışı, Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen bir törenle yapıldı.Sabah saat 09.00’da Kampüsteki Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklâl Marşı’nın okunması ile başlayan tören, Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde devam etti. Törene, Malatya Valisi Vasip Şahin, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, onur konuğu Recai Kutan, 2. Ordu Garnizon Komutanı ve Kurmay Başkanı Tümg. Burhanettin Aktı, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erman Ilıcak, birçok kurum ve kuruluşun yöneticileri veya temsilcileri, öğretim üyeleri ile çok sayıda öğrenci katıldı.“Bugün, sizlerle birlikte burada, İnönü Üniversitesinin 2013-2014 Akademik Yıl Açılış Töreni’ni gerçekleştiriyoruz. 39’uncu akademik açılış törenimizi gerçekleştiriyor olmanın büyük mutluluğunu yaşıyoruz. Törenimizi onurlandırarak bu mutluluğumuza ortak oldunuz. Üniversitemiz adına siz değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum.” diyerek konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik’in konuşmasından öne çıkan paragraflardan birkaçı şöyle: “Geçen yıl, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Cemil Çiçek’e ‘Fahri Doktora’ unvanı veren Üniversitemiz Senatosu, bu yıl da mühendis ve bürokrat, siyaset ve devlet adamı olarak ülkemizin kalkınmasına verdiği değerli katkıları nedeniyle Hemşerimiz Sayın Recai Kutan’a ‘Fahri Doktora’ unvanı verdi. Bu yıl da Sayın Recai Kutan’a ‘Fahri Doktora Belgesi’ takdim edeceğiz. Sayın Kutan, Türkiye’nin kalkınmasındaki somut ve son derece önemli katkılarının yanı sıra, Türk siyasetinde pek alışık olmadığımız o kendine has kibar ve beyefendi üslûbuyla da, toplumun hemen her kesiminin beğenisini kazanmış bir şahsiyettir. Bugün, Prof. Dr. Kemal Şenocak ile Yüksek Mimar Turgut Toydemir’e de ‘Teşekkür Belgesi’ veriyoruz. Sayın Şenocak, Dekanı olduğu Hukuk Fakültemizin gerek kuruluşunda gerekse akademik ve eğitim altyapısının hazırlanmasında özveriyle çalıştı ve Hukuk Fakültemize zengin bir kütüphane kazandırdı. Sayın Toydemir ise, Battalgazi Kampüsü Master Plânı ile Üniversite Uygulama Oteli, Üniversite Alışveriş Merkezi, Hekimhan Meslek Yüksekokulu ve Öğrenci Yurdu Binalarının Projelerini hazırlayarak Üniversitemize önemli katkılarda bulundu. Üniversitemizin bu yılki ‘Açılış Dersi’, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında önemli başarılara imza atan Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda hemşerimiz olan Sayın Dr. Erman Ilıcak tarafından verilecek. Kendilerine şimdiden teşekkür ediyorum.”“Üniversitemiz, 39 yıllık geçmişiyle, 500’ü yabancı uyruklu, 3.000’eyakını yüksek lisans ve doktora olmak üzere toplam 33.000 öğrenci sayısıyla,700’e yakını öğretim üyesi olmak üzere yaklaşık 1.500 öğretim elemanıyla; 5 enstitüsü, 13 fakültesi, 3 yüksekokulu, 1 konservatuarı, 12 meslek yüksekokuluyla; 20’ye yakın araştırma ve uygulama merkeziyle Türkiye’nin gelişmiş üniversiteleri arasında yer alıyor. Bu üniversite, kendi bünyesinde tarım ve tarım teknolojileri konseptinde ikinci bir üniversite çıkarmayı teklif edebilecek kadar gelişmiş ve büyümüş bir üniversite hâline geldi.”“Malatya’da ikinci üniversite açılmasından söz etmişken, yeni üniversite açma konusundaki bazı görüşlerimi de, bu toplantı vesilesiyle kamuoyuna açıklamak istiyorum. Biliyorsunuz, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerimizde aynı konseptte çok sayıda üniversite bulunuyor. Her geçen gün bunlara yenilerinin eklendiğini görüyoruz. Yeni açılan üniversitelerden birçoğunun kampüs gibi sosyal yaşam alanlarına sahip olmadığını ve adeta apartman dairelerinde ders veren kurs merkezleri görüntüsü verdiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Bu üniversitelerin çoğu, öğretim üyesi ihtiyaçlarını Anadolu’daki üniversitelerden karşılıyorlar. Söz konusu üniversiteler Anadolu üniversitelerinden sürekli öğretim üyesi transfer ediyorlar. Bunun sağlıklı bir gelişme olmadığını düşünüyorum. Söz konusu şehirlerimizin nüfus yoğunluğu da, üniversite sayısının ve öğrenci potansiyelinin fazlalığı nedeniyle sorun olmaktadır. Yeni üniversitelerin, İstanbul ve Ankara dışındaki şehirlerde açılması, hem bu iki şehrin nüfus yoğunluğundan kaynaklanan sorunlarını azaltacak hem de üniversite açılan diğer şehirlerimizin kültürel, ekonomik, ticari ve sınaî gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır.”“Üniversitemizin, özellikle sağlık alanında son yıllarda elde ettiği başarılarla, sadece ulusal düzeyde değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde de adından söz ettirmeye başlaması, Malatya ile beraber ülkemiz adına da gurur verici bir gelişme olarak kaydedilmelidir. Bugün Turgut Özal Tıp Merkezimiz; 26 ameliyathanesi, 255’i yoğun bakım ünitelerinde olmak üzere toplam 1115 yatak kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük sağlık merkezlerinden biri hâline geldi. Yapımına başlanan Karaciğer Nakli Hastanesi 2014 yılında tamamlanıp hizmete girdiğinde, ameliyathane sayımız 40’a, yatak sayımız ise 300’ü yoğun bakım yatağı olmak üzere toplamda 1.400’eyaklaşmış olacak. Turgut Özal Tıp Merkezimizin farklı branşlarda göstermiş olduğu başarılar hepimizi gururlandırıyor. Bu başarıların mimarları olan hekimlerimizi, bir kere de, siz saygıdeğer konuklarımızın huzurunda kutlamak istiyorum. Üniversite olarak, sağlık alanında ortaya koyduğumuz başarının bir benzerini, önümüzdeki süreçte, bu defa mühendislik alanlarında gösterme konusunda son derece kararlıyız. Bu kararlığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Mühendislik Fakültemizde görev yapan arkadaşlarımın bu konudaki azmini, kararlılığını görüyor ve bunu gerçekleştireceklerine de yürekten inanıyorum.”“Ülkemiz, bölgesel bir güç olmanın yanı sıra, küresel bir güç olmak için de büyük çaba sarf ediyor. Bugün Türkiye’nin artık 2023 ve 2071 hedeflerinden söz ediyoruz. Türkiye’nin gerçekten küresel güç olmasını istiyorsak, hem kurumlar hem de millet olarak bizler çok daha fazla çalışmalı, çok daha fazla üretmeliyiz ve her alanda mutlaka akılla yol almalıyız. Bunu yapmadığımız zaman, unutmayalım ki, söz konusu söylemler, bizleri heyecanlandırmaktan başka bir işe yaramaz.”“Şüphesiz ki bu konuda üniversitelere çok iş düşüyor. Çünkü üniversiteler, “bilgi”nin üretildiği ve işlenerek kullanıma sunulduğu yerlerdir. Üniversiteler, siyasal ve sosyal sorunların parçası olmak yerine, o sorunlar için araştırmalar yapan, çözüm önerileri geliştiren ve projelendiren kurumlar olmaya çalışmalıdır. Geleceğimiz, üniversitelerimizin üreteceği bilgilerle aydınlanacak ve yarınlarımız, üniversitelerin yapacağı projelerle şekillenecektir. Bunun gerçekleşebilmesi için de, üniversitelerimizin, siyasi polemiklerin dışında kalmaları, siyasetin daima önünde ve üstünde olmaları gerekiyor.”“Özellikle gerek rektör atamaları yapılırken gerekse üst kurullarda görev alacak üyeler seçilirken, mutlaka liyakat, bilimsellik ve tecrübe gibi özellikler esas alınmalı ve daha duyarlı olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki, siyaset kurumuna göre şekillenen ve siyasetteki değişmelere paralel olarak sürekli değişen bir yükseköğretim, ülkemizin gelişmesine ve kalkınmasına hiçbir fayda sağlamayacaktır.”İnönü Üniversitesinin, Türkiye’nin gelişmiş üniversiteleri arasında yer aldığını belirten Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, akademik atama ve yükseltmelerde hâlen uygulanan kriterleri, bu eğitim-öğretim yılı içinde yeniden düzenleyeceklerini ve yolla, hem akademik standartlarını yükseltmiş hem de daha donanımlı bir öğretim üyesi profilini İnönü Üniversitesine kazandırmış olacaklarını söyledi.Konuşmasının sonunda, öğretim elemanlarına ve öğrencilere de seslenen Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, yeni akademik yılın öğrencilere ve üniversite çalışanlarına hayırlı olması temennisinde bulundu.Ülkemize, ilimize ve üniversitemize önemli hizmetleri olan devlet büyüklerimize ve girişimcilik ruhu ile örnek teşkil eden önemli isimlere verdiği değerden dolayı Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik’e teşekkür eden TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Malatya Milletvekili M. Mücahit Fındıklı yaptığı kısa konuşmasında, “Sayın Rektörümüzle birlikte özellikle üniversite-şehir ve üniversite-sanayi diyalogunun gelişmesinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Ülkemizde kişi her işi bilir sadece kendi işini bilmez anlayışı mevcuttur. Avrupa’da ise herkes sadece kendi işini bilir ve onunla meşguldür. Eğer ülke olarak büyümek istiyorsak tıpkı Avrupa’daki gibi kendi işimizle uğraşmalı ve o alanda söz sahibi olmaya çalışmalıyız. Üniversitelerimiz Ar-Ge ve patent sahibi olma konusunda çalışmalar yapmalı ve bizler de bunun için destek olmalıyız. Bilgiyi ve teknolojiyi paraya çevirmek istiyorsak üniversitelerimizle işbirliği içerisinde olmamız gerektiğini unutmamalıyız. İnönü Üniversitesi, oluşturduğu katma değerlerle çeşitli bakanlıklar tarafından ‘Malatya Modeli’ adıyla diğer kurum ve kuruluşlara örnek gösterilmektedir.” dedi.Bir yıl sonra kırk yılına girecek olan İnönü Üniversitesinin artık olgunluk yaşına girdiğini ve birçok başarıya imza attığını belirterek konuşmasına başlayan Malatya Valisi Vasip Şahin, bu başarının önümüzdeki yıllarda daha da artacağını ifade etti.“Âlimin ölümü âlemin ölümüdür” sözünü hatırlatan Vali Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Allah, bir toplumu yok etmek isterse önce âlimlerini alır. Bizim âlimlerimiz, bilginlerimiz ise çok şükür ki giderek artmaktadır. Demek ki Allah, bu toplumdan umudunu kesmemiştir. Bizler, işlerimizi en iyi şekilde yapmayı sürdürdüğümüz sürece başarılı olmamız kaçınılmazdır. Malatya’nın büyükşehir olmasında İnönü Üniversitesinin önemli katkısı olduğunu unutmamalıyız. Sağladığı başarılarla bizleri gururlandıran Üniversitemiz, bu başarılarını her geçen gün artırmakta ve artık dünya çapında kariyer oluşturmaktadır. Sağlanan tüm başarılardan dolayı Üniversitemizi kutluyor, yeni akademik yılın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”Malatya Valisi Vasip Şahin’in konuşmasından sonra İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesinin gerek kuruluşunda gerekse akademik ve eğitim altyapısının hazırlanmasında özveriyle çalışan ve Fakülteye zengin bir kütüphane kazandıran Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Şenocak’ a ve Battalgazi Kampüsü Master Plânı ile Üniversite Uygulama Oteli, Üniversite Alışveriş Merkezi, Hekimhan Meslek Yüksekokulu ve Öğrenci Yurdu Binalarının Projelerini hazırlayarak İnönü Üniversitesine önemli katkılarda bulunan Yüksek Mimar Turgut Toydemir’e verilen Teşekkür Belgelerini Malatya Valisi Vasip Şahin ile Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik takdim etti.İnönü Üniversitesi Senatosunun ‘Fahri Doktora’ unvanı verdiği Recai Kutan’a Fahri Doktora Belgesi Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik tarafından takdim edildi. Kendisine “Fahri Doktora” unvanı verilmesi münasebetiyle kısa bir konuşma yapan Recai Kutan, önemli mesajlar verdi. Birikimlerini yumuşak üslubuyla aktaran Kutan, şunları söyledi: “Biliyorsunuz, Malatyamız ünlüleri ile meşhurdur. Çok sayıda devlet adamı, cumhurbaşkanları, başbakanlar, bilim adamları, siyasetçi, sanatçı, bürokrat, dünya çapında tanınmış adamlar, tarihe yön veren insanlar çıkarmıştır. Gururla söylüyorum ki, artık Malatyamızın ünlüler listesine Üniversitemiz de eklenmiştir. İnönü Üniversitesinde özellikle son yıllarda ortaya konan akademik çalışmalar, bilimsel araştırmalar, sadece Malatya için değil, Türkiye için de haklı bir gururun vesilesi olmuştur.”“Övüncümüz ve gururumuz olan üniversitemizin, bu anlamlı programa beni davet etmiş olması, bana ‘Fahri Doktora’ unvanının tevcih edilmesi benim için en büyük onur ve mutluluk vesilesi oldu. Bundan dolayı, başta Rektörümüz Prof. Dr. Cemil Çelik olmak üzere, Üniversite Senatosuna ve yöneticilerine şükranlarımı arz ediyorum.”Gençlere de seslenen Kutan, “Önünüzde uzun bir ömür var. Zorlu ama bir o kadarda heyecanlı günleriniz olacak. Karşınıza engeller çıkacak. Hüzünleriniz, umutsuzluklarınız olacak. Gün gelecek parmağınızı dahi oynatmak istemeyeceksiniz. Büyüğünüz olarak size ilk tavsiyem şudur: Ne olursa olsun, asla vazgeçmeyin. Hiçbir zaman inancınızı yitirmeyin. Tarihimizdeki zaferlere bakın: Bütün zaferler, silahla değil, inançla kazanılmıştır. Saplantılı ideolojilerin değil, büyük ideallerin peşinde koşun. İnsanların hayrı ve saadeti için çalışın. Gün gelir çok para kazanabilirsiniz. Lüks arabalara, şaşaalı evlere sahip olabilirsiniz. Ama eğer bir idealiniz yoksa, büyük hayalleriniz yoksa bunların hiçbir anlamı olmaz. Unutmayın; dünyayı ihtirası olanlar değil iddiası olanlar şekillendirir. Ne olursa olsun haktan, doğrudan, mazlumdan yana olun.” dedi.Fırat ve Dicle’nin kendisine çok şey öğrettiğini belirten Recai Kutan, bazı tespitlerini dinleyicilerle paylaştı: “Su, hayatın kaynağıdır. Yani sudan çok şey öğrendim. Su ve insan birbirine çok benzer. Mesela suyun sertliği arttıkça tadı ve temizlik özelliği azalır. Ancak suyun yumuşaklığı arttıkça tadı ve temizlik özelliği artar. Bu nedenle büyüklerimiz çamaşır yıkamak için tatlı su kaynaklarına giderdi. İşte insan da böyledir. Yumuşak su nasıl çamaşırlardaki kirleri rahatlıkla çözüyorsa, yumuşak huy da, kalpleri yumuşatır, gerginlikleri yok eder. Sizler de öfkenizde su gibi olun. Unutmayın ne kadar keskin olursa olsun, hiçbir kılıç suyu delmez. İçimizde kimya okuyanlar bilir: Su, ilahi hikmet gereği, hidrojen ve oksijen moleküllerinin çarpışmasından oluşur. Bu çarpışma suyu meydana getirir. İlim de böyledir. Eskilerin deyimiyle ‘Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar.’ Yani fikirlerin çarpışmasından, gerçek ortaya çıkar. Birbirinizin fikrine saygı gösterin. Kaba kuvvetle değil, fikir kuvvetiyle çarpışın. Kâinat yaratıldığından beri elma yere düşer. Tas ise suyun üzerinde yüzer. Newton’u ve Arşimet’i farklı kılan tek şey ise sorgulamış olmalarıdır. Elmanın neden yere düştüğünü, tasın neden batmadığını sormuş olmalarıdır. Siz de öyle olun. Size sunulanla yetinmeyin. Sorgulayın. Eleştirin, araştırın. Hani bir söz var, boyunuzdan büyük işlere kalkışma, diye. İnanmayın. Siz hep boyunuzdan büyük işlere kalkışın.”Onur konuğu Recai Kutan’ın konuşmasından sonra, Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erman Ilıcak, “Açılış Dersi”ni vermek üzere kürsüye davet edildi.Bu tür etkinliklere davet edilen konuşmacıların genellikle hayatlarındaki başarılı serüvenlerden bahsettiklerini, kendisinin ise bunun aksine hayattaki başarısızlıklarından söz edeceğini belirterek konuşan Dr. Erman Ilıcak, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite tahsili dönemlerinden kesitler sundu. Üniversite ikinci sınıftan itibaren daha başarılı bir eğitim sürecine girdiğini, bunda da aynı dönemde staj yaptığı ortamın etkili olduğunu ifade eden Dr. Erman Ilıcak, o dönemlerde maddi durumlarının çok iyi olmadığını, stajyerlik yapmak için başvurduğu bir şirkette bir süre çalıştıktan sonra hep kendi işini kurmak yönünde gayret gösterdiğini ve bu gayretten sonra iş hayatına küçük bir sermaye ile girdiğini, özellikle yurt dışında uzun süre kalarak bugünkü başarıya ulaştığını söyledi. Türk insanının girişimci bir ruha sahip olduğunu vurgulayan Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erman Ilıcak, dünyanın birçok ülkesinde artık Türk işadamlarının söz sahibi olmaya başladığını ifade etti. Geçmiş yıllara göre iş sahibi olmanın çok daha zor olduğunu belirten Ilıcak, gençlere kendilerine ait bir farkındalık oluşturmalarını tavsiye etti.İnönü Üniversitesinin davetlisi olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Dr. Ilıcak, 2013-2014 akademik yılının başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Dr. Ilıcak, konuşmasının sonunda öğrencilere burs müjdesi de verdi. İnönü Üniversitesi için 2 milyon TL burs kaynağı sağlayacağı sözünü veren Dr. Erman Ilıcak, burs alan öğrencilerin bu imkândan dört yıl boyunca yararlanacaklarını söyledi. Erman Ilıcak’ın bu sözleri salondan büyük alkış aldı.Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, tören sonunda Rönesans Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erman Ilıcak’a İnönü Üniversitesi Geleneksel El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yapılan bir seramik vazoyu hediye etti.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.