Gözaltındaki Polislere önce namaz yasağı sonra dayak

Sahur operasyonuyla gözaltına alınan polislere yönelik hak ihlalleri devam ediyor.
Sahur operasyonuyla gözaltına alınan polislere yönelik hak ihlalleri devam ediyor. Günlerdir hukuk skandallarına ev sahipliği yapan Çağlayan Adliyesi'nde de yeni skandallar...Adliye binasındaki mescitte bayram namazı kılmalarına izin verilmeyen polisler, elbiselerini serip nezarethanede namaz kıldı. Bayramlaşma sırasında polislerden 3'ü ve bir avukat terör şube görevlileri tarafından darp edildi.Olayda yaralanan polisin hastaneye sevki için yazılan dilekçeyi ise verebilecek savcı bulunamadı.Günlerdir hukuk skandallarına ev sahipliği yapan Çağlayan Adliyesi'nde yeni skandallar yaşandı. 49 polisin mescitte bayram namazı kılmalarına izin verilmedi. Bayramlaşma sırasında da darp olayı yaşandı. Emniyet Müdürü Gafur Ataç’ın aralarında olduğu 3 polis ile duruma müdahale eden bir avukat nezarethanede terör şube görevlileri tarafından darp edildi. Olaya ilişkin tutanak tutan avukatlar Ataç'ın, darp raporu alması için doktora sevk edilmesini talep etti. Ancak bu talep de savcı olmadığı gerekçesiyle yerine getirilmedi.
NEZARETTE NAMAZ
Sahur vakti yapılan operasyonla gözaltına alınan ve gözaltı süreleri bitmesine rağmen adliyede 'muhafaza' altında tutulan polisler, Ramazan Bayramı'na buruk girdi. Polisler, bayram namazı için kaldıkları nezarethanenin iki kat üstündeki mescide çıkmak için talepte bulundu.
Ancak bu talepleri TEM Şube polisleri ve Başsavcılık tarafından reddedildi. Bunun üzerine elbiselerini ve kağıt havluları, tuvalet kağıtlarını gözaltında bulundukları nezarethanelerin koridoruna seren polisler bayram namazını eda etti.
BAYRAMLAŞTILAR DİYE
Bu skandalın ardından yaşanan darp olayı ise avukat Osman Zerey tarafından tutulan 3 sayfalık tunanakta şöyle anlatıldı:
“Mücahit Gökoğlu, Şahin Akdeniz ve Hasan Basri Kahraman olarak 3 kişi nezarethanenin giriş kapısında bulunan meslektaşlarımızdan başlamak suretiyle Ramazan Bayramı’nı kutlamak için izin aldıktan sonra şeker ve kolonya ikramında bulunmaya başladık.
8-10 kişi meslektaşlarımızla bayramlaştık. Tam bu sırada TEM’de görevli Müdür Yardımcısı Ömer Kumlu aniden bağırarak 'Geçin içeri müdahale edin, çevik kuvvet gelsin' şeklinde ifadeler kullandı. Bir polis memuru elimde bayram şekeri varken bana ‘İçeri geç’ şeklinde bağırdı. Daha sonra aynı polis memuru kolumdan tutarak, ‘Geç içeri’ şeklinde bağırıp sol kolum ve omzumdan tutup iteklemeye başladı. Ben Hasan Basri Kahraman meslektaşlarımla bayramlaşmak istediğimi belirttiğim sırada aynı anda vücut bütünlüğüme dokunamayacaklarını belirttim.
FİZİKİ KUVVET UYGULADI
Ömer Kumlu yanıma gelerek şiddetli bir şekilde sol kolumdan itip sol kolum ve ayağımın sol kısmına baskıda bulundu. Ayrıca sol tarafımda karın ve böbrek bölümüme baskıda bulundu.
Bu sırada ellerimi havaya kaldırdım bu şekilde muamelede bulunamayacağını kendisine ilettim. Israr etti ve daha şiddetli iteklemeye devam etti. Ayrıca sağ omzumdan belli bir güçle tutup itti. İteklenerek nezarethaneye götürüldüğüm sırada benimle birlikte haksız olarak nezarethanede bulunan Gafur Ataç, Kumlu’ya yaptığının haksız bir durum olduğunu belirtmek amacıyla bana doğru yaklaştı. Kumlu, Ataç’a da fiziki kuvvet uyguladı. Diyalog kurmaya çalışan Ataç’a da hukuksuz olarak fiziki müdahalede bulundu.
KOLUNDAN YARALANDI
Ataç’ın sağ kolunda yaralanmalar oluştu. Bütün bu duruma avukat Osman Zerey şahit olmuştur. Ben ve Ataç olarak koridorda kaldığımız süre içinde maruz kaldığımız fiziki şiddetten dolayı rapor almak istiyoruz.
Psikolojik olarak da bu durum bizleri olumsuz etkilemiştir. Gördüğümüz haksız muameleden dolayı bana ve Ataç’a yapılan fiziki ve psikolojik etkiden dolayı şiddetli ve onur kırıcı psikolojik durumumuzu olumsuz etkileyen davranış (bağırma ve aşağılayıcı jest ve mimiklerden dolayı) müdür yardımcısı Ömer Kumlu ve konusu suç teşkil eden emrini yerine getiren polis memurundan davacı ve şikayetçiyiz.” Hastaneye sevk için yazılan dilekçe ise muhatap bulunamadığı için işleme konulmadı.
Avukatlar nezarethaneye kilitlendi
Soruşturma süresince yaşanan sayısız hukuk skandallarına bir yenisi daha eklendi. Dün sabah avukatların müvekkilleri ile görüşmeleri engellendi. Avukatların müvekkilleriyle görüşmesine, ancak nezarethanede kilitli şekilde tutularak gerçekleştirmelerine izin veriliyor. Avukat İlhan Aşkan, müvekkiliyle görüşmeye gittiğinde görevlilerin kimliğini sormalarının ardından müvekkili ile görüşme esnasında nezarethane kapısının üzerine kilitlendiğini söyledi. Yaşanan bu hukuksuzluk üzerine tutanak tutan avukatlar, suç duyurusunda bulundu.
Kimi yerde kimi sandalyede uyudu
Gözaltı süreleri dolmasına rağmen Çağlayan Adliyesi nezarethanesinde alıkonulan 49 polis ve polis müdürüne kötü muamelenin fotoğrafları ortaya çıktı. Sosyal medyada yer alan fotoğraflarda polislerin adliyenin 7 kat altında sandalyelerin üzerinde ve yerde yattıkları görülüyor.
Polislerin hücrelerde nöbetleşe uyudukları, duş imkanları bulunmadığı ve tuvalet şartlarının da yetersiz olduğu belirtiliyor. Polislerin kötü şartlarda yaşamasına tepkiler yağarken, hukukçular da gözaltındakilere yapılan uygulamaların evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmadığını belirtti.
TELEFONLARI TOPLANDI
Bu arada tüm polislerin telefonlarına el konularak emanete alındı. Polislerin avukatları, gözaltı süresinin dolmasıyla birlikte hakkında el koyma kararı bulunmayan telefonların, cumartesi gecesi müvekkillerine iade edildiğini hatırlattı. Avukatlar, “Bu (dün) sabah ise telefonlar yeniden kendilerinden alınarak bize teslim edildi, biz de adliyenin kapısında bekleyen ailelerine teslim ettik" dedi.
Avukatları, telefonların iadesi için hazırladıkları dilekçeyi, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nda görevli savcı bulunmaması nedeni ile işleme koyamadıklarını belirtti.
Bayramlaşma halkası
Sahur vakti yapılan operasyonla gözaltına alınan polislere ve ailelerine destek her geçen gün artıyor. Polislerin adliye içindeki işlemleri devam ederken dışarıda da buruk bir bayram sevinci yaşandı.
Binlerce vatandaş aileleri bayramda da yalnız bırakmadı. Adliye bahçesine kimileri tatlı, kimileri dolma getirdi. Karanfillerle birbirlerinin bayramını kutlayan ve getirdikleri yiyecekleri birbirlerine ikram eden vatandaşlar, adliye önünde bir halka kurarak bayramlaştı.
Atayün’ün tutanakları verilmedi
İstanbul Terörle Mücadele eski Şube Müdürü Yurt Atayün'ün ifadesinin alınması tamamlandı. Atayün mahkemede 8,5 saat ifade verdi. Atayün'ün ifadesinin 20 sayfa olduğu belirtildi. Atayün ifadesinin kameraya kaydedilmesini istedi. Bu talebinin yasal hakkı olduğunu belirtti. Arıza olduğunu belirten hakim ise, talebi reddetti. Gözaltındaki polislerin ifadelerinin basına sızdığını gerekçe gösteren hakim İslam Çiçek, avukatlara ifade tutanağı vermedi. 49 polisten 17’sinin 1. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgusu tamamlandı.
AVUKAT: 1 SAAT SINIRI GETİRİLDİ
Yurt Atayün'ün sorgusunun tamamlandığı belirten avukatı Ömer Turanlı, sorgu sırasında tatsızlıkların yaşandığını kaydetti. Turanlı şunları söyledi: "Sorgu işleminde aynı emniyetteki sıkıntılar burada da yaşandı, emniyet müdürlüğünde Yurt müdürün süresi kalmadığı için tamamlanamadı. Orada tamamlanamayan ifade sorguda da tamamlanamadı. Müdürüm savunma yaparken, mahkeme hakimi son 1 saat ile sınırlandırdı. Müdürümüze son 1 saat içinde ifadenizi tamamlıyorsanız tamamlayın, yoksa hukukun gereğini yapacağım dedi. Aynı şekilde bizim de müvekkilimizi savunmak için tanınan yasal haklarımız sınırlandırıldı."
Turanlı, gözaltındaki polislerin 7 gündür yıkanamadığını ve görevli polisin saygısızca 'hortum uzatayım hortumla yıkan' dediğini belirtti. Bu arada duruşmaya giren avukatların telefonlarının alındığı, notlarının da kontrol edildiği öğrenildi.
Basına kamera yasağı
İstanbul Adalet Sarayı'na gazetecilerin kameraları alınmadı. Basın mensupları ise yasağa tepki gösterdi. Dün sabah saatlerinde kamera ile adliyeye girmek isteyen gazetecilere polisler engel oldu. Kameraları bırakarak içeri girilebileceğini söyleyen polisler, basın mensuplarının yanında getirdikleri görüntülü kayıt cihazlarını dışarıda bırakmalarını istedi. Yasak kararına tepki gösteren gazeteciler polislerle tartıştı.
BASINA SANSÜR GELEMEZ
Kararı eleştiren avukat Ömer Turanlı, "Bu kısıtlama uygun değildir. Adliye içinde tahsis edilen basın odası vardır. Yargılamalar, önemli soruşturmaların haber değeri vardır. Kamuoyuna bunun yansıtılması gerekir. Basına sansür gelemez" diye tepki gösterdi.
Şükür’den Erdoğan’a fotoğraflı cevap
Hakan Şükür, gözaltına alınan polislerle çektirdiği fotoğrafa tepki gösteren Başbakan'a HDP'li vekillerin Öcalan ile çekilen fotoğrafıyla yanıt verdi. Bağımsız İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Adalet Sarayı'nın nezarethanesinde gözaltındaki polislerle fotoğraf çektirmesi hakkındaki eleştirilere Twitter'dan fotoğrafla cevap verdi.
SUÇ DEĞİL ÖYLE Mİ?
HDP'li milletvekillerinin Abdullah Öcalan ile çektirdikleri fotoğrafı paylaşan Şükür, yazdığı tweette şunları söyledi: Kimi vekillerin zanlılarla fotoğraf çektirmesi suç, kimi vekillerin hükümlü ile fotoğraf çektirmesi değil; öyle mi? Başbakan Erdoğan katıldığı bir TV programında tutuklu polisleri ziyaret eden ve onlarla fotoğraf çektiren vekilleri eleştirmişti.
Bugün Gazetesi
NEZARETTE NAMAZ
Sahur vakti yapılan operasyonla gözaltına alınan ve gözaltı süreleri bitmesine rağmen adliyede 'muhafaza' altında tutulan polisler, Ramazan Bayramı'na buruk girdi. Polisler, bayram namazı için kaldıkları nezarethanenin iki kat üstündeki mescide çıkmak için talepte bulundu.
Ancak bu talepleri TEM Şube polisleri ve Başsavcılık tarafından reddedildi. Bunun üzerine elbiselerini ve kağıt havluları, tuvalet kağıtlarını gözaltında bulundukları nezarethanelerin koridoruna seren polisler bayram namazını eda etti.
BAYRAMLAŞTILAR DİYE
Bu skandalın ardından yaşanan darp olayı ise avukat Osman Zerey tarafından tutulan 3 sayfalık tunanakta şöyle anlatıldı:
“Mücahit Gökoğlu, Şahin Akdeniz ve Hasan Basri Kahraman olarak 3 kişi nezarethanenin giriş kapısında bulunan meslektaşlarımızdan başlamak suretiyle Ramazan Bayramı’nı kutlamak için izin aldıktan sonra şeker ve kolonya ikramında bulunmaya başladık.
8-10 kişi meslektaşlarımızla bayramlaştık. Tam bu sırada TEM’de görevli Müdür Yardımcısı Ömer Kumlu aniden bağırarak 'Geçin içeri müdahale edin, çevik kuvvet gelsin' şeklinde ifadeler kullandı. Bir polis memuru elimde bayram şekeri varken bana ‘İçeri geç’ şeklinde bağırdı. Daha sonra aynı polis memuru kolumdan tutarak, ‘Geç içeri’ şeklinde bağırıp sol kolum ve omzumdan tutup iteklemeye başladı. Ben Hasan Basri Kahraman meslektaşlarımla bayramlaşmak istediğimi belirttiğim sırada aynı anda vücut bütünlüğüme dokunamayacaklarını belirttim.
FİZİKİ KUVVET UYGULADI
Ömer Kumlu yanıma gelerek şiddetli bir şekilde sol kolumdan itip sol kolum ve ayağımın sol kısmına baskıda bulundu. Ayrıca sol tarafımda karın ve böbrek bölümüme baskıda bulundu.
Bu sırada ellerimi havaya kaldırdım bu şekilde muamelede bulunamayacağını kendisine ilettim. Israr etti ve daha şiddetli iteklemeye devam etti. Ayrıca sağ omzumdan belli bir güçle tutup itti. İteklenerek nezarethaneye götürüldüğüm sırada benimle birlikte haksız olarak nezarethanede bulunan Gafur Ataç, Kumlu’ya yaptığının haksız bir durum olduğunu belirtmek amacıyla bana doğru yaklaştı. Kumlu, Ataç’a da fiziki kuvvet uyguladı. Diyalog kurmaya çalışan Ataç’a da hukuksuz olarak fiziki müdahalede bulundu.
KOLUNDAN YARALANDI
Ataç’ın sağ kolunda yaralanmalar oluştu. Bütün bu duruma avukat Osman Zerey şahit olmuştur. Ben ve Ataç olarak koridorda kaldığımız süre içinde maruz kaldığımız fiziki şiddetten dolayı rapor almak istiyoruz.
Psikolojik olarak da bu durum bizleri olumsuz etkilemiştir. Gördüğümüz haksız muameleden dolayı bana ve Ataç’a yapılan fiziki ve psikolojik etkiden dolayı şiddetli ve onur kırıcı psikolojik durumumuzu olumsuz etkileyen davranış (bağırma ve aşağılayıcı jest ve mimiklerden dolayı) müdür yardımcısı Ömer Kumlu ve konusu suç teşkil eden emrini yerine getiren polis memurundan davacı ve şikayetçiyiz.” Hastaneye sevk için yazılan dilekçe ise muhatap bulunamadığı için işleme konulmadı.
Avukatlar nezarethaneye kilitlendi
Soruşturma süresince yaşanan sayısız hukuk skandallarına bir yenisi daha eklendi. Dün sabah avukatların müvekkilleri ile görüşmeleri engellendi. Avukatların müvekkilleriyle görüşmesine, ancak nezarethanede kilitli şekilde tutularak gerçekleştirmelerine izin veriliyor. Avukat İlhan Aşkan, müvekkiliyle görüşmeye gittiğinde görevlilerin kimliğini sormalarının ardından müvekkili ile görüşme esnasında nezarethane kapısının üzerine kilitlendiğini söyledi. Yaşanan bu hukuksuzluk üzerine tutanak tutan avukatlar, suç duyurusunda bulundu.
Kimi yerde kimi sandalyede uyudu
Gözaltı süreleri dolmasına rağmen Çağlayan Adliyesi nezarethanesinde alıkonulan 49 polis ve polis müdürüne kötü muamelenin fotoğrafları ortaya çıktı. Sosyal medyada yer alan fotoğraflarda polislerin adliyenin 7 kat altında sandalyelerin üzerinde ve yerde yattıkları görülüyor.
Polislerin hücrelerde nöbetleşe uyudukları, duş imkanları bulunmadığı ve tuvalet şartlarının da yetersiz olduğu belirtiliyor. Polislerin kötü şartlarda yaşamasına tepkiler yağarken, hukukçular da gözaltındakilere yapılan uygulamaların evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmadığını belirtti.
TELEFONLARI TOPLANDI
Bu arada tüm polislerin telefonlarına el konularak emanete alındı. Polislerin avukatları, gözaltı süresinin dolmasıyla birlikte hakkında el koyma kararı bulunmayan telefonların, cumartesi gecesi müvekkillerine iade edildiğini hatırlattı. Avukatlar, “Bu (dün) sabah ise telefonlar yeniden kendilerinden alınarak bize teslim edildi, biz de adliyenin kapısında bekleyen ailelerine teslim ettik" dedi.
Avukatları, telefonların iadesi için hazırladıkları dilekçeyi, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nda görevli savcı bulunmaması nedeni ile işleme koyamadıklarını belirtti.
Bayramlaşma halkası
Sahur vakti yapılan operasyonla gözaltına alınan polislere ve ailelerine destek her geçen gün artıyor. Polislerin adliye içindeki işlemleri devam ederken dışarıda da buruk bir bayram sevinci yaşandı.
Binlerce vatandaş aileleri bayramda da yalnız bırakmadı. Adliye bahçesine kimileri tatlı, kimileri dolma getirdi. Karanfillerle birbirlerinin bayramını kutlayan ve getirdikleri yiyecekleri birbirlerine ikram eden vatandaşlar, adliye önünde bir halka kurarak bayramlaştı.
Atayün’ün tutanakları verilmedi
İstanbul Terörle Mücadele eski Şube Müdürü Yurt Atayün'ün ifadesinin alınması tamamlandı. Atayün mahkemede 8,5 saat ifade verdi. Atayün'ün ifadesinin 20 sayfa olduğu belirtildi. Atayün ifadesinin kameraya kaydedilmesini istedi. Bu talebinin yasal hakkı olduğunu belirtti. Arıza olduğunu belirten hakim ise, talebi reddetti. Gözaltındaki polislerin ifadelerinin basına sızdığını gerekçe gösteren hakim İslam Çiçek, avukatlara ifade tutanağı vermedi. 49 polisten 17’sinin 1. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgusu tamamlandı.
AVUKAT: 1 SAAT SINIRI GETİRİLDİ
Yurt Atayün'ün sorgusunun tamamlandığı belirten avukatı Ömer Turanlı, sorgu sırasında tatsızlıkların yaşandığını kaydetti. Turanlı şunları söyledi: "Sorgu işleminde aynı emniyetteki sıkıntılar burada da yaşandı, emniyet müdürlüğünde Yurt müdürün süresi kalmadığı için tamamlanamadı. Orada tamamlanamayan ifade sorguda da tamamlanamadı. Müdürüm savunma yaparken, mahkeme hakimi son 1 saat ile sınırlandırdı. Müdürümüze son 1 saat içinde ifadenizi tamamlıyorsanız tamamlayın, yoksa hukukun gereğini yapacağım dedi. Aynı şekilde bizim de müvekkilimizi savunmak için tanınan yasal haklarımız sınırlandırıldı."
Turanlı, gözaltındaki polislerin 7 gündür yıkanamadığını ve görevli polisin saygısızca 'hortum uzatayım hortumla yıkan' dediğini belirtti. Bu arada duruşmaya giren avukatların telefonlarının alındığı, notlarının da kontrol edildiği öğrenildi.
Basına kamera yasağı
İstanbul Adalet Sarayı'na gazetecilerin kameraları alınmadı. Basın mensupları ise yasağa tepki gösterdi. Dün sabah saatlerinde kamera ile adliyeye girmek isteyen gazetecilere polisler engel oldu. Kameraları bırakarak içeri girilebileceğini söyleyen polisler, basın mensuplarının yanında getirdikleri görüntülü kayıt cihazlarını dışarıda bırakmalarını istedi. Yasak kararına tepki gösteren gazeteciler polislerle tartıştı.
BASINA SANSÜR GELEMEZ
Kararı eleştiren avukat Ömer Turanlı, "Bu kısıtlama uygun değildir. Adliye içinde tahsis edilen basın odası vardır. Yargılamalar, önemli soruşturmaların haber değeri vardır. Kamuoyuna bunun yansıtılması gerekir. Basına sansür gelemez" diye tepki gösterdi.
Şükür’den Erdoğan’a fotoğraflı cevap
Hakan Şükür, gözaltına alınan polislerle çektirdiği fotoğrafa tepki gösteren Başbakan'a HDP'li vekillerin Öcalan ile çekilen fotoğrafıyla yanıt verdi. Bağımsız İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Adalet Sarayı'nın nezarethanesinde gözaltındaki polislerle fotoğraf çektirmesi hakkındaki eleştirilere Twitter'dan fotoğrafla cevap verdi.
SUÇ DEĞİL ÖYLE Mİ?
HDP'li milletvekillerinin Abdullah Öcalan ile çektirdikleri fotoğrafı paylaşan Şükür, yazdığı tweette şunları söyledi: Kimi vekillerin zanlılarla fotoğraf çektirmesi suç, kimi vekillerin hükümlü ile fotoğraf çektirmesi değil; öyle mi? Başbakan Erdoğan katıldığı bir TV programında tutuklu polisleri ziyaret eden ve onlarla fotoğraf çektiren vekilleri eleştirmişti.
Bugün Gazetesi
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.