Malatya
31 Mayıs, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    39.24
  • EURO
    44.60
  • ALTIN
    4142.7
  • BIST
    9.014
  • BTC
    105389.44$

Akıl vahyin kontrolünde olmalı


Akıl vahyin kontrolünde olmalı
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Duman, Radyo Kampüs’de İnanç Kara Ölmeztoprak’ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu Panorama adlı programa katıldı.1968 Ankara doğumlu olan Yrd. Doç. Dr. Duman, Kayseri Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdiğini, ardından aynı üniversitede İslam Hukuku alanında yüksek lisansa başladığını,  sonrasında Selçuk Üniversitesi’nde doktorasını tamamladığını; devam eden akademik süreç neticesinde çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.Toplumların nizamlanmasının zorunlu olduğunu, bunun için de Sosyal Düzen Kurallarının mevcut olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Duman; sosyal düzen kurallarının din, ahlak, görgü ve hukuk kuralları olduğunu söyledi. Din-ahlak ve görgü kurallarının manevi ancak hukuk kurallarının maddi müeyyidesi vardır ki bu da devlet otoritesidir diyen Yrd. Doç. Dr. Duman, İslam Hukukunun sosyal düzen kuralları arasında yer alan din kurallarından farklı olduğunu söyledi. Günümüzde ilahiyat fakültelerinde İslam Hukuku olarak adlandırılan ilmin aslında fıkıh olduğunu ve fıkıh kavramının hukuk kavramından daha geniş bir çerçeveye oturduğunu beyan eden Yrd. Doç. Dr. Duman sözlerine şöyle devam etti ‘’ İslam Hukuku: İbadetler, ukubat  (cezalar) ve muamelat’ (medeni hukuk)tan oluşur. İbadetler fıkhın önemli bir kısmını oluşturur, bu yönüyle fıkıh hukuktan ayrılır.’’Ebu Hanife’nin “kişinin lehinde ve aleyhinde olanları bilmesidir”  şeklindeki fıkıh tanımını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Duman, fıkhın diğer alanı olan ukubat konusunda da şunları söyledi: ‘’ Ukubat ceza alanıdır; suç ve suça ilişkin alanları düzenler. Bu hususlarda, helal ve haramlar noktasında farklı anlayışlar olabilmektedir. İşte burada  Makasıdü’ş Şeria denilen naslarda yer alan ameli hükümlerin gayelerini izah eden kavramlar karşımıza çıkar. Cenab-ı Hak bir hususu yasaklamışsa mutlaka onun insana bir zararı vardır diyen yani şeriat aklı destekler savına hakim Maturidi anlayışı görebiliriz. Bunun yanı sıra toplumu itaatkar bir yapıya dönüştüren, sorgulamayı getirmeyen ‘bir şeyi Allah yasakladıysa kötüdür” algısındaki Eşari anlayışı da görebiliriz.’’Anlayışların sorgulanması gerekir, sorgulamayan beyin hiçbir işe yaramaz diyen Yrd. Doç. Dr. Duman, bu noktada Ebu Hanife’nin en önemli kelamcı yorumcusu İmam Maturidi’yi örnek göstererek “İmam Maturidi yaşadığı dönemde en büyük mücadeleyi, akıllarını kullanmaktan vazgeçip sadece nakille yol gitmeyi savunanlara karşı vermiştir ‘’dedi. Akıl, vahyin doğruluğunu onaylamalı diyen Yrd. Doç. Dr. Duman ‘’ bizler aynı zamanda duygularıyla da hareket eden varlıklarız dolayısıyla doğruyu bilebilir ancak yapmayabiliriz. Bu nedenle aklın vahyin kontrolünde olmasına ihtiyacımız var ifadesini kullandı.Felsefe olarak ‘’kimse sizi görmese de Allah sizi görüyor’’ düşünce biçiminden hareketle yola çıkılıp, adam yetiştirmenin önemine değinen Yrd. Doç. Dr. Duman, İslam dini hayatın içinde olan bir dindir, bizde din adamı sınıfı diye bir sınıf yoktur, dolayısıyla insan yetiştirmek bu noktada son derece önemlidir vurgusu ile İlahıyatçıların daha fazla hayatın içinde olmaları gerektiğine ve güven tazelemelerinin icap ettiğine değindi. Bu noktada Tevbe Suresi 122. Ayeti açıklayan Yrd. Doç. Dr. Duman, ilahıyatçılar dinin doğrularını anlatmalıdır dedi. Yrd. Doç. Dr. Duman, İlahiyat Fakülteleri yüksek liseler değildir, dini üst düzey derecede araştıran, ezber bozan, müfredatın gözden geçirildiği kurumlar olması gerekir sözleriyle Nahl Suresi 44. Ayette ki… “Umulur ki düşünürler kelamına” işaret ederek “aklı olmayanın dini de olmaz” şeklindeki hadisi dile getirdi.Hadisler konusunda Peygamber Efendimizin hayatından örnekler vererek söyleşiye devam eden Yrd. Doç. Dr. Duman, İmam Malik’e göre Resulullah’ın beşer olarak tasarrufları, nebi olarak tasarrufları, devlet başkanı olarak tasarrufları, kadı olarak ve imamet olarak davranışları vardır, bunların ayrı ayrı incelenip değerlendirilmesi gerekir dedi. Hadis ve Sünnet algımız nasıl şeklindeki bir soruya cevaben ‘’hadislerden sünneti tespit ederiz, Hadis’in güvenilirliği mutlaka sağlanmalı’’ diyen Yrd. Doç. Dr Duman; Resulullah’a hitaben ağzınızdan çıkan her kelamı yazayım mı sorusunu soran bir sahabeye ‘’yaz, bu ağızdan Hakka mugayir bir şey çıkmaz’’ dediğini  belirtti. Sosyal paylaşım alanlarının adeta çağdaş hadis uydurma merkezleri gibi olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Duman, bu derece bilinçsizce paylaşımları doğru bulmadığını ifade ederek; bu konuda Selçuk Coşkun- Hadis Değerlendirmelerinde Bütünlük, İshak Emin Aktepe- İlk Dönem İslam Hukukçularının Sünnet Anlayışı ve Mehmet Emin Özafşar’ın Hadis’i Yeniden Düşünmek kitaplarının okunmasını önerdi. Yrd. Doç. Dr. Duman sözlerine şöyle devam etti ‘’ Peygamber Efendimiz toplum içinde yaşayan bir insandır ve Kuran’ı Kerim’de, bir hayat kitabıdır, örf-adet-gelenek-görenekle iç içedir ve 23 yıl gibi uzun bir zaman zarfında tamamlanmıştır’’.Yrd. Doç. Dr. Duman, Programda sorulan, kaleme aldığınız makaleler içerisinde özellikle okunmasını tavsiye ettiğiniz makaleler var mı sorusuna; Hikmet Yurdu Dergisinin 11. Sayısında yayınlanan “Klasik Modernist İslamcılardan Cemaleddin Afgani’nin batı Emperyalizmi Karşısındaki Görüşleri” makalesini, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisinde yayınlanan Fukaha Mesleğinin Ortaya Çıkışında Ebu Hanife’nin Rolü” makalesini, Ekev Akademi dergisinde yayınlanan “İslam Amme Hukuku Tarihinde Bir Dönüm Noktası: Sakifetü Beni Saide” adlı makalesini” tavsiye etti.Din itikat ve amelden oluşur diyen Yrd. Doç. Dr. Duman, kelam ilmi itikatla; fıkıh ilmi de muamelatta, amel ile ilgilenir ifadesiyle, alan ayırımının altını çizdi.Ayrıca İslam Hukukunda içtihat nedir, günümüzde böyle bir müessese mevcut mudur sorusuna binaen ‘’ içtihat kapısı kapanmış mıdır kapanmamış mıdır, böyle bir kapı var mı soruları ile farklı yaklaşımlar getiren Yrd. Doç. Dr. Duman, kendisinin çevirisin yaptığı Şerafeddin Yaltkaya’nın “İctihat Kapısı Kapalı mıdır?” adlı makalesine işaret ederek; içtihat kapısı diye bir şey olmadığını, bilhassa Gazali’den sonraki dönem alimlerinin insanların kafalarına göre din uydurmaları endişesiyle içtihatı oldukça katı kalıplara hapsettiğini söyledi. Her müçtehidin kendi döneminin alimi olduğunu ve kendi dönemine ait sorunları çözdüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Duman, günümüzün problemlerini de günümüz alimlerinin çözmesi gerekliliğine işaret etti. İçtihadın, dini ve hayati bir zorunluluk olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Duman, İslam’ın kıyamete kadar geçerli bir din olarak içtihatsız, sağlıklı bir hayat nizamı sunamayacağına vurgu yaptı. Günümüzde insanların hepsinin içtihat kapısının açık olduğunu söylediğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Duman, “Kapı açık olsa bile hiç kimsenin oradan girmesine müsaade edilmediğini” söyledi.19. yy’da Batı’nın ilmi ve teknolojik üstünlüğü karşısında İslam Dünyasının bocaladığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Duman, bu bocalama neticesinde ortaya çeşitli görüşlerin çıktığını söyledi. Bu görüşlerin: “Bizi din geri bıraktı” ve “Din ilerlemeye engel değildir” şeklinde iki başlık altında özetlenebileceğine işaretle, günümüzde bile hala bu iki görüşün çatıştığını belirten Yrd. Doç. Dr. Duman,  yapılması gerekenin çağı doğru okumak ve dini doğru anlayıp anlatmak olduğuna işaret etti. Halkın islam algısının düzeltilmesi hususunda dini doğru anlayan ve doğru yaşamayı hedef alan ilahiyatçılara büyük görevler düştüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Duman sözlerine şöyle devam etti: ‘’  İslam dinini doğru anlayamadığımız için bunlar oldu. Bu noktada İslam Modernizminin öncülerinden Cemaleddin Afgani’ye değinmek icap eder, her müçtehit çağının adamıdır ve çağının sorunlarını çözmelidir. Bu noktada işin özüne inilecek olunursa ahlaklı Müslüman olabilmek ve böyle insanlar yetiştirebilmek temeldir. Biz de bu temelde faydalı olabilmek amacıyla akademik düzeyde bir yayına sahibiz. Ciddi kriterleri olan, hakemli, 2008 yılında yayın hayatına geçmiş, şu an itibariyle 11. Sayısını çıkardığımız Hikmet Yurdu Dergisinin 12. sayısı da Temmuz ayında çıkacaktır. Uluslararası bir yayın olması bağlamında web of science’a da müraacat ettik. Hikmet Yurdu Dergisi bilgi paylaştıkça çoğalır diyen bir idealdir. Hepsinin ötesinde amaç talebelerimizi hedefsiz yetiştirmemek ve araştırmalarını doğru metotlar kullanarak yapmalarını sağlamaktır. İlahiyat akademisyenleri olarak bizler doğru bilgiyle donatılmış talebeler yetiştiremezsek topluma karşı vazifemizi tam olarak yerine getirebilmiş sayılmayız, öğrenciler ders dışı aktivitelerle daha fazla yol gösterilmesi gerekir. Ülkemizde din eğitimi, anadan doğma Müslümanlık diyebileceğimiz bir standarttadır dolayısıyla, doğru din eğitimi verilmesi çok önemlidir.’’ 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!