© Malatya Haber

Rektör Cemil Çelik'i yalancılıkla suçladı

Üniversite yönetimi tarafından kendisine baskı yapıldığını söyleyen İnönü Üniversitesi Beyin Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Süleyman  Rüştü Çaylı:Bana yaptıkları baskının hesabını vereceklerMalatya İnönü Üniversitesi’ndeki Cemil Çelik - Süleyman Çaylı çatışması medya önünde devam ediyor. Birkaç ay önce Süleyman Çaylı’nın mesai saatlerine riayet etmediği için üniversite yönetimi tarafından savunmasını istemişti. Bu savunma isteme meselesi üzerine Süleyman Çaylı avukatı aracılığıyla açıklama yaparak kendisine mobbing (Bir veya birkaç kişinin bir diğer kişiye uyguladığı, düşmanca ve ahlaka, etiğe aykırı yöntemlerle sistematiksel olarak yaptıkları psikolojik bir baskı) uygulandığını söylemişti.
ÇELİK: DEVLETİN VE MİLLETİN PARASIYLA MUAYENEHANECİLİK YAPTIRMAYIZ
Bu açıklamanın ardından önceki gün Rektör Cemil Çelik yeni bir basın açıklaması yaptı. Çelik yaptığı açıklamada rektörlük seçiminde rektör adayı olan Prof. Dr. Süleyman Çaylı’nınmesai saatlerinde üniversitede bulunmaması nedeniyle hakkında başlatılan idari sürecin normal bir prosedürünişletilmesinden başka bir amaç taşımadığını söyleyen Cemil Çelik, tıp fakültesinde isteyen her öğretim üyesinin sabah 08.00’den saat 17’ye kadar üniversitedeki görevini aksatmamak ve bu süre içinde üniversitede bulunmak koşulu ile dışarıda muayenehane açabileceğini kaydetti. “Bu arkadaşımız üniversitede bulunması gereken zamanlarda üniversitede değilse ve bu durum tekrarlanmaya başlanmışsa mevzuatın gereği olan işlem yapılacaktır elbette.” diyerek Süleyman Çaylı’ya yüklenen Cemil Çelik, Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan herkesin özel muayenehane açabileceğini belirterek, “Ancak önce üniversitedeki 08.00-17.00 mesainizi bitireceksiniz, sonra muayenehanenize gideceksiniz. Bu saatler arasında üniversitede olmak zorundasınız. Bu yasal bir zorunluluk zaten. Biz Malatya’da İnönü Üniversitesi’nde devletin, milletin parasıyla muayenehanecilik yaptırmayız. Bu arkadaşımız dışında 3 öğretim üyemiz daha dışarıda muayenehane açtı. Mevzuat neyi emrediyorsa öyle davranıyorlar. Biz o 3 arkadaşımıza mevzuatın gereğini uygulayacağız ama mesaide olması gereken zamanını özel muayenehanesinde geçiren öğretim üyesini görmezden geleceğiz. İşte bu adaletsizlik olur. Buna göz yumamayız” dedi.  
Prof. Dr. Süleyman Çaylı’nın konuya ilişkin üniversite iç yazışmalarını medyaya servis etmesinin son derece yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cemil Çelik, “Resmi kurumların iç yazışmalarını ancak yargıya verebilirsiniz. Bu resmi yazışmaların medyaya servis edilmesi ve resmi prosedürüngereği olan bu yazışmaların mobbing olarak nitelendirilerek üniversite yönetiminin suçlanması gerçeklerle ve ahlaki değerlerle bağdaşmamaktadır” dedi. 
“Rektörlük yarışında aday olan arkadaşlarıma karşı önyargımın olması mümkün değildir. Önemli olan bu üniversiteye, Malatya’ya hizmet etmektir. Velev ki bir öğretim üyesi bana küfretse bile, -bakın bu kadar açık konuşuyorum medyaya- şayet bu üniversiteye ve bu şehre bir değer katıyorsa o noktada bile kişisel hesaplaşma içine girmem” şeklinde konuşan Prof. Dr. Cemil Çelik “Ben ve çalışma arkadaşlarım İnönü Üniversitesi’nin hizmetkârıyız. Biz bu anlayışla üniversitemizi bir dünya üniversitesi kimliğine kavuşturma yolunda çalışıyoruz. Böyle bir anlayışta insanlara karşı önyargılı davranmamız mümkün değildir” dedi. 
ÇAYLI’DAN AÇIKLAMA GECİKMEDİ
Rektör Cemil Çelik’in bu açıklamasına Prof. Dr. Rüştü Süleyman Çaylı tarafından cevap gecikmedi. SüleymanÇaylı’nın avukatı Bayram Özcan da yaptığı açıklamada,“Müvekkilim Prof. Dr. Süleyman Çaylı görüşlerini kamuoyu ile paylaşmayı uygun görmüştür. Müvekkilimizin düşüncelerinin kamuoyunu ilgilendirdiği ölçüde değerlendirilmesi ve kamuoyu ile paylaşılması için bir basın açıklaması olarak sizlere göndermeyi uygun gördük.” Diyerek açıklama metnini yayınladı.Yayınlanan basın açıklamasında, “Son zamanlarda gerek İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman R. Çaylı olarak, gerekse İnönü Üniversitesi 2012 yılı rektörlük seçimlerinde rektör adayı Prof. Dr. Süleyman R. Çaylı olarak hakkımda basında çıkan bazı haberler ve yorumlar ile ilgili açıklama yapma zorunluluğu oluşmuştur.-Hakkımdaki haberler ve bazı kişilerin yorumları ve iddiaları 1 Ekim 2012 tarihi itibarı ile anayasal hakkım olan muayenehane açma hakkımı kullanmak istediğimin tarih itibari ile başlamaktadır.
-Bu tarihten sonra çeşitli tarihlerde mesai saatlerine riayet etmediğim iddia edilmiş ve benden bununla ilgili bilgi ve belge istenmiştir. Ulusal bir sempozyum için izinli olduğum ve hemen arkasından 4 günlük yıllık iznimi kullandığım tarihlerde yani meşru nedenlerle hastanede bulunmadığım günlerde hastanedeki mesaime riayet etmediğim için şahsımdan savunma istenmiştir. Kaldı ki mesai saatlerime riayet etmediğim veya Turgut Özal Tıp Merkezine giriş çıkışım gözükmediği  (Malatya’da bile değildim ki) için soruşturmaya tabii tutulduğum tarihlerde daha muayenehane bile açmamıştım.
-11.01.2012 tarihinde genel bir basın açıklaması yapan İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik basın karşısında kamuoyuna şu açıklamalarda bulunmuştur; Prof. Dr. Süleyman R. Çaylı mesai saatleri içerinde özel muayenehanesine gitmektedir ve bunu alışkanlık haline getirmiştir (Hâlbuki iddia ettiği tarihlerde benim izinli olduğum veya sabah Turgut Özal Tıp Merkezine oğlumu okula bıraktığım için diğer bazı öğretim üyeleri gibi biraz geç girdiğim (8.30-9-09.00 arası) tarihlerdir. Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik’in elinde benim mesai saatleri içerisinde muayenehaneye gittiğim ya da özel hastanelerde ameliyat yaptığım ile ilgili en küçük bilgisi ve belgesi varsa kurum yöneticisi olarak görevi gereğini yapmak ve hakkımda suç işlediğim için soruşturma açmaktır. Ancak kurum içi gereğini yapmayarak orada burada veya basın karşısında ‘ahlak’ kelimesini de zikrederek bu tür gerçeğe aykırı ve tahkir edici açıklamalarda bulunması tarafımızca adli makamlar nezdinde şikâyete konu edilecektir.
-Şu anda hatırlamadığım bir tarihte Sn. rektör Cemil Çelik Vuslat TV’de bir programda bir yanında Prof. Dr. Sezai Yılmaz, diğer yanında Prof. Dr. Ramazan Özdemir olduğu halde benim hakkımda mesai saatlerine riayet etmeyip muayenehaneye gittiğim iddiasını tekrarlamış ve biraz daha ileri gitmiştir. 2008 tarihinde yapılan rektörlük seçimlerinde (ne yazık ki bunları söylerken yanında o dönemde ki rektör adayları vardı) benim kendisine küfür ettiğimi iddia etmiştir. Güya ben Sayın Cemil Çelik’i kendi deyimi ile ‘Atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı’ olarak suçlamışım. Sayın Çelik’in kendisine bir önce ki rektörlük seçimleri sırasında küfür ettiğim iddialarını daha önce de duymuş ancak önemsememiştim. Yıllar sonra hala bu tür yalan, nereden geldiği belli olmayan iddiaların (özellikle şu anda meşru bir dernek olan İNÖDER üzerinden ) gündeme getirilmesi herkesi kucaklayacağını söyleyen bir rektör için düşündürücüdür. Basın karşısında kendine bu tür ithamlarda bulunduğumu söyleyen Sayın Cemil Çelik, bu ithamlarının doğruluğunu artık yargı karşısında kanıtlamak zorunda kalacaktır. Aksi takdirde biz kendisini müfteri olarak adli yargıya şikâyet edeceğiz.
-Sayın Cemil Çelik’in ‘Biz devletin, milletin parasıyla muayenehanecilik yaptırmayız’ sözü beni tüm kamuoyu önünde küçük düşürücü ve hedef gösteren haddini çok aşan bir sözdür. Yasal mevzuat gereği bir rektörün böyle bir söz söylemeye hakkı yoktur, herkes tarafından sadece kurumunda mesai saatleri içerisinde muayenehaneye gidenler varsa zaten gereğini yasal çerçevede yapmış olması beklenir. 
-Ben 2012 Haziran ayı rektörlük seçimlerimde rektör adayı oldum. Bu süreçte beni 89 öğretim üyesi arkadaşım destekledi. Gelinen noktada şahsıma yönelik olarak yürütülen karalama kampanyasının nedeninin bu olabileceğini düşünmekteyim.
-Bir öğretim üyesi olarak benim üniversitede performans sistemini veya buna alternatif olarak özel hekimliği seçmem sadece benim bireysel tercihimdir.
-Sonuçta rektör adayı olmuş olmam ve öğretim üyelerinden belirli bir oranda destek almış olmam bence önemlidir. Bu nedenle bir üniversite rektörünün ağzına ‘ahlak ve etik’ sözcüklerini dolayarak, benim hakkımda gerçek dışı beyanlarda bulunması ve bu davranış biçimini değişik ortamlarda sürekli tekrarlaması mobbing amaçlı ve etik dışı davranışlardır.
-Tarafımdan tüm yasal girişimler yapılacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
BİLİM YUVASI, TARTIŞMALARIN ARENASI OLDU
Rektörlük seçimi ve Cemil Çelik’in seçilmesinin ardından üniversitedeki gelişmeler dikkat çekici boyutlara ulaştı. Daha önce istifa eden öğretim üyelerinin ardından yaşanan Süleyman Çaylı ile ilgili gelişmeler, eğitim yuvası Üniversitenin kısır çekişmelerin odağında kalıyor olması Malatya kamuoyunu üzmeye devam ediyor. Yüzlerce öğrencisi ve onlarca öğretim üyesi ile Malatya’nın gelişmesi için çalışması gereken üniversitenin iktidar savaşlarıyla anılıyor olması kaygı ile karşılanıyor.
Malatya Time

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER