© Malatya Haber

Malatya'da Üst Düzey Hukukçular Mülteci kampını analiz etti

Türkiye Barolar Birliğine bağlı üst düzey avukatlardan oluşan bir heyet, MABEK mülteci kampını ziyaret ederek, yetkililer ve mültecilerle görüştükleri ifade edildi.

Türkiye Barolar Birliğine bağlı üst düzey avukatlardan oluşan bir heyet, MABEK mülteci kampını ziyaret ederek, yetkililer ve mültecilerle görüştükleri ifade edildi. Ziyaretin sayıları 1.5 Milyona ulaşan  mültecilerle ilgili hazırlanmakta hukuki çalışmayla ilgili olduğu da kaydedildi. Malatya Barosu eski başkanlarından ve Türkiye Avukatları Vakfı Başkan Yardımcısı Av. Selahattin Sarıoğlu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Av. Başar Yaltı, TBB Yönetim Kurulu üyesi Av. Yurdagül Gündoğan, Bingöl Barosu Başkanı Av. Abdullah Alakuş’dan oluşan heyet Kamp  sorumlusu Malatya Vali Yardımcısı Latif Memiş ve Kamp yöneticisi Nihat Yazıcıoğlu’ndan, MABEK’le ilgili ayrıntılı brifing aldılar. Heyet tarafından soruların da samimiyetle cevaplandırıldığı ifade edildi. MÜLTECİ KAMPI EĞİTİM YUVASINA DÖNÜŞMÜŞMABEK’in bir mülteci kampından çok, bir eğitim kampına dönüştüğünü ifade eden Sarıoğlu “ Kirli iç savaştan kaçıp, ülkemize sığınan Suriyeli mültecilerin ekserisi kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Ülkelerinde kasıtlı olarak eğitimden uzak tutulan bu insanlara yönelik organize edilen komple bir eğitim servisi verildiğini müşahede ettik. Kampta bulunan 3 bin çocuğa okul düzeyinde eğitim verildiği gibi ayrıca kadınlara yönelik çeşitli eğitim ve kurslar verildiğini de gördük” dedi. HAFTADA ON SAAT TÜRKÇEÜlkelerinde yaşanan kirli iç savaştan kaçarak sığınmacı statüsünde bulunan milyonlarca Suriyelilerden sadece 10 bini şehrimizde Fatih Köyünde bulunan MABEK Malatya Beydağı Eğitim Konaklama Tesislerinde yaşadıklarını anlatan Av. Selahattin Sarıoğlu “öğrencilere haftada 10 saat Türkçe dil dersi verildiğini, ortak iletişim dilinin Arapça olduğunu, sığınmacılara halıcılık, dikiş, kuaförlük, tekstil, bilgisayar, hatta sinema gibi bir çok dalda kurslar verildiğini, kapalı ve açık spor tesislerinin bulunduğunu, spor tesislerinin gece geç saatlere değin açık olduğunu, futbol ve hentbol takımları kurulduğu ve aralarında düzenli karşılaşmalar yapıldığını” söyledi. DÜĞÜNLERDE 18 YAŞ ŞARTIMülteci kampının sosyolojik kurgusu ve asayişi hakkında edindikleri bilgileri de paylaşan Av. Sarıoğlu açıklamalarına şöyle devam etti.” Kampta hiçbir asayişsizlik yaşanmadığını, jandarmanın kampın dış güvenliğinden sorumlu olduğunu, iç güvenliğin özel güvenlik görevlilerince sağlandığını açıklandı. Kampta evlenmelerin olduğunu, 18 yaşından küçüklerin evlenmelerine izin verilmediğini, Kamp sakinlerinin uygarlık yönünden bizden en az 50 yıl geri olduklarını, bunların Kampta kendilerini geliştirdiklerini, ülkelerine gittiklerinde oranın seçkin kişileri olabileceklerini, haftada 120 kişiye kente gitme izini verildiğini, özürleri olduğunda il dışına çıkabildikleri bilgisini “ de yer verdi. MÜLTECİ KAMPINDA MUHTAR BİLE VARKampta yaşayan insanların eğitimini verildiği önem kadar, sosyal ve kültürel eksikliklerini de tamamlamak üzere yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler verdi. Kampta yaşayanların cep telefonuyla iletişim sorunlarını, uydu kanalları aracılığı ile de haber alma haklarını sonuna kadar kullandıklarını vurguladı. Sarıoğlu konuyla ilgili şöyle dedi “ Cep telefonu kullandıklarını, her evde uydu bağlantılı televizyon olduğunu, daha çok El Cezire kanalının izlendiğini düşündüklerini, her evde 3-8 arasında kişi yaşadığını, mahalle ve sokakların bulunduğunu, muhtarların olduğunu, muhtarların demokratik biçimde seçildiğini, bununla demokrasi eğitimi de yapılmış olduğunu, evlerin elektrikle ısıtıldığını, her eve elektrik sayacı takıp tüketim bedelinin bir bölümünü kendilerine yansıtmakla aylık bir milyon TL. kadar tasarruf sağlandığını, kampta para kullanılmadığını, herkese kart verildiğini ve bu kartlara sanal para yüklenerek Kampta bulunan Esenlik Süpermarket ve diğer yerlerden gıda ve giyim alışverişi yaptıklarını, her kişi için BM’den 60, AFAD Yönetiminden 20 TL. olmak üzere toplam 80 TL aylık gıda parası verildiğini, kampta çamaşır yıkama, ekmek pişirme yerlerinin olduğunu, eczane, sağlık merkezi olduğunu, sürekli doktor bulunduğunu, uzman hekimlerin haftanın belirli günleri geldiklerini kamp yönetiminde eşitlik ve adaletin temel alındığını, kimseye ayrıcalık yapılmadığını” bildirdi. MAVİ GÖZLÜ, KARA GÖZLÜ, ELA GÖZLÜ ÇOCUKLAR GÖRDÜKVali Yardımcısı'nın konuşması ve sorularımıza verdiği cevaplar bittikten sonra yanımıza tercüman da alarak hep birlikte yürüyerek Kampı gezdiklerini de belirten Sarıoğlu, gözlemlerini şöyle anlattı.” Gezimiz sırasında, sıcak ekmek kokusu gelen pişirme yerlerinden yufkaya benzer kmek ikram edildi.Sıcak sıcak nefis ekmeklerden yedik. Çeşitli markalara giyim eşyası diken kadınları dikiş atölyelerinde gördük, çamaşır yıkama yerlerinde çamaşır makineleri önünde kadınları gördük, kuaförlük kursuna katılan kadınları gördük, halı dokuma tezgahlarını gördük, bilgisayar odaları, kütüphane gördük,ana okulu gördük, sağlık merkezi, eczane gördük, futbol voleybol alanları, voleybol oynayanları, futbol oynayanları gördük, yerel giysileriyle sokak içlerinde dolaşan kadınları, erkekleri gördük, modern giyimli çocukları gördük, çorabı olduğu halde çorap giyme kültürü olamadığı için çorap giymemiş çocukları gördük. Mavi gözlü, yeşil gözlü, karagözlü, ela gözlü, sarı saçlı, siyah saçlı gülen, üçerli beşerli oyun oynayan çocukları gördük.” Şeklinde ifade etti. SAVAŞ ÖYKÜLERİ HUKUKÇULARI ETKİLEDİÜst düzey hukukçu heyetiyle yapılan ziyaretin sonunda ise iç savaştan kaçış öyküleri ve memleket hasretinin damga vurduğunu anlatan Sarıoğlu “Tercüman  aracılığıyla insanlarla konuştuk, ‘Türkiye’den memnun musunuz?’ dediğimizde hemen ellerini başlarının götürüp ‘Başımızın üstünde yeri var’ dediklerini duyduk.Türkiye’nin büyüklüğünü, konukseverliğini, kendilerini açtıkları kucağın sıcaklığını yürekten takdir ettiklerini, ama sonunda Yurtlarına gitmek istediklerini öğrendik.Kamp yöneticisi Nevzat Yazıcıoğlu gerçek yaşam öyküleri anlattı ki biri, Kirli Savaştan alıp getirdikleri, annesi babası öldürülmüş, kendilerini bir odada gizlemiş en büyüğü 11 yaşında dört kardeşin öyküsü çok ağırdı.” Sözleriyle bitirdi.
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER