Lice'de 27 kişi yanarak öldü, haber olmadı

MALATYA Türkiye’nin sahurda polislere yapılan operasyona kilitlendiği dakikalarda Diyarbakır-Bingöl karayolunda facia yaşanmıştı.

1 kişinin öldüğü 69 kişinin yaralandığı duyurulan haberde dün itibarıyla ölenlerin sayısı 27’ye ulaştı.

Lice’deki felaket görmezden gelindi.

Aileler acılarıyla baş başa kalırken evi, ahırı yıkılan, arabası yananların yarası maalesef sarılamadı.

Cumhurbaşkanı seçimi tartışmaları ve ‘paralel’ safsatası adı altında yürütülen algı operasyonları Türkiye gündemini işgal ediyor.

Ülkenin değişik yerlerinde meydana gelen hadiseler yoğun gündem sebebiyle kamuoyunun dikkatini çekmiyor.

Yaşanan bütün hadiseleri tek tek sıralamanın imkanı yok ama birkaç konu alt alta sıralanınca tablo gözler önüne seriliyor.

30 Mart gecesi etkili olan kar yağışı ve ardından yaşanan don, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu’daki meyve bahçelerini adeta kuruttu.

Türkiye’nin büyük bölümünde bu sene ürün yok.

Meyve fiyatları şimdiden geçen yılın iki katına çıktı.

Soma’da meydana gelen faciada 301 maden işçisi hayatını kaybetti.

Son yılların en büyük kuraklık felaketiyle yüz yüze gelen Türkiye, sadece son 1 ayda sel felaketlerinde 10 vatandaşını kaybetti.

Düzce, Hatay, Muğla, Kars gibi birçok vilayet, ani bastıran yağmurların sebep olduğu selde can kayıpları yaşadı.

İstanbul’daki belediye otobüsü kazaları ise saman alevi gibi, olay günü haber oluyor ardından hızla unutuluyor.

Tuzla-Topkapı seferini yapan halk otobüsünde çıkan yangında 4 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Denizli’de markete dalan otobüs 2 kişinin ölmesine yol açtı.

İzmir’de üç günde meydana gelen 24 deprem veya Bilecik’te çıkan yangında 80 yaşındaki bir karı-kocanın hayatını kaybetmesi ise neredeyse hiç duyulmadı.

Temmuz ayının en büyük felaketi ise Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yaşandı. 22 Temmuz’da saat 01.00 sularında, seyir halindeki bir LPG tankeri Diyarbakır-Bingöl Karayolu’nun 90. kilometresinde devrildi.

Arkadan gelen iki yolcu otobüsünde seyahat edenler ve çevredeki köylüler, yardım için kaza yerine koştu.

Ancak tankerin içindeki gaz çevreye yayılmıştı ve birkaç dakika sonra büyük bir gürültüyle infilak etti.

Birkaç kilometrelik alanı adeta cehenneme çeviren patlamada 1 kişi öldü, 69 kişi yaralandı.

Yoldaki araçlar demir yığınına dönerken, çevredeki birçok ev ve ahırda hasar oluştu.

Felaketin ardından bölgeye akın eden ambulanslar yaralıları ilk etapta Diyarbakır ve çevre illerdeki hastanelere sevk etti.

Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Şubat 2009’da açılışı yapılan Batman Bölge Devlet Hastanesi Yanık Merkezi, personeli olmadığı için 3 yıl sonra kendiliğinden kapanmıştı.

Ünitedeki teknik ekipman ise Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi.

Burada oluşturulan 12 yataklı yanık merkezi de maalesef rantabl çalıştırılmadı.

Merkezdeki 2 doktordan biri eğitim gerekçesiyle Ankara’ya gitmişti.

Diğer doktor da başka servislerde görev yapıyordu.

Tanker faciasının ardından buraya gelen hastalar genel cerrahi yoğun bakımına alınarak ilk tedavileri yapıldı, ardından da başka hastanelere gönderildi.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki yanık merkezi de bütün hastalara cevap veremezdi.

Sağlık Bakanlığı Afet Koordinasyon Merkezi devreye girince 18 yaralı hava ambulanslarıyla, 16 kişi ise kara ambulansıyla Adana’dan İstanbul’a kadar çeşitli illere sevk edildi.

Ancak hastaların durumu ağırdı.

Yüzde 80’lere varan birinci derece yanıklar oluşmuştu. Peş peşe ölümler yaşandı.

Yaklaşık 10 gün içinde hayatını kaybedenlerin sayısı 27’ye yükseldi. Sayının daha da artmasından endişe ediliyor.

Maalesef bu faciayı ikaz olarak değerlendirip gerekli dersleri çıkarmak mümkün olmadı. Lice’de karayolunun 1 ay kapalı olmasını görmezden gelen yöneticiler, tanker faciasına da eğilmedi.

Ne ölenlerin yakınlarını arayıp başsağlığı dileyen oldu, ne hastanelerin durumunu masaya yatıran…

Ne kazanın sebeplerine mercek tutan oldu ne de vatandaşın hasarını ödeyip yarasını saran...