BİLSAM'dan Dünden yarına kürt meselesi konferansı
MALATYA
BİLSAM’ın IV Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi’nin bu haftaki konuğu “Dünden Yarına Kürt Meselesi” konusuyla Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mesut Yeğen’di. AK Parti Milletvekili Mustafa Şahin’in ve CHP Milletvekili Veli Ağbaba’nın da katıldığı konferans yoğun bir katılımla gerçekleşti.Malatya’ya davet edilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başlayan Prof.Dr.Mesut YEĞEN “Bizim niye bir Kürt meselemiz var?” , “ Meselenin çözümünde hangi adımlar atıldı?” soruları çerçevesinde konuya açıklık getirmek istediğini söyleyip sözlerini şöyle sürdürdü: Ulus devlet fikri ortaya çıktı çıkalı çeşitli kültürleri içinde barındıran devletler bu meseleyle karşı karşıya kalmışlardır.Türkiye de çeşitli kültürleri içinde barındıran bir ülke olduğundan dolayı bu meseleyle karşı karşıyadır.Yani bu ülkede mensubiyeti(yurttaşlığı,yaşamayı) Türk olmak ya da Türkleşmek üzerine kurarsanız bu meselenin ortaya çıkması kaçınılmaz bir hal alır.1-) Bizim niye bir Kürt meselemiz var? : Türkiye’de devlete mensubiyetin Türklük üzerinden kurulması gerektiği gibi bir ulusal çerçeve oluşturuldu.Türkiye’de yaşayan Müslim ya da Gayri Müslim topluluklar bu çerçeveden olumsuz bir şekilde etkilendi.Fakat bu topluluklar içerisinde neden sadece Kürtler, bu ulusal çerçeveye itiraz ederek sorun oldular? -Kürtler, bu coğrafyadaki kadim bir topluluktur. -Nüfusları kalabalıktır.Bu durum onların devletin asimilasyonist politikalarına karşı direnme gücü vermiştir. Ayrıca devletin ekonomik açıdan güçlü olmadığı zamanlarda asimilasyonist politikaları zaten sonuç vermemiştir. -Kürtler, Cumhuriyete kadar devletle farklı ilişkilerinin olduğuna dair kuvvetli bir hafızaya sahiptirler: Kürtler, Osmanlı Devleti’nin aldığı diğer yerlerden faklı olarak 16.yüzyılda imzaladıkları, Safevilere karşı Osmanlı’nın yanında yer alacaklarına, Osmanlı’nın diğer yerlerden aldığı resmi vergiler yerine kendi hediyelerini yıllık olarak göndereceklerine dair, bir antlaşmayla Osmanlı Devleti’ne bağlandılar.-Kürtlerin siyasi elitlerinin kimliklerini korumaya dair çabaları da Kürtlerin bu ulusal çerçeve içine dahil olmaya itiraz etmelerinin nedenlerinden biridir.2-Meselenin çözümünde hangi adımlar atıldı? Bu sorunun cevabını Cumhuriyet Dönemi’ni üçe ayırarak cevaplamaya çalışacağını ifade eden Prof.Dr.Mesut Yeğen sözlerin şöyle devam etti:-1918-1924 arası: Bu dönemde Kürt Meselesi’nin esasını,doğasını tanıyan bir yerden baktık.Bu dönmede zaten Cumhuriyeti kuranlar açısından Kürt Meselesi’nden ziyade Gayri Müslimleri Müslümanların yönetmesine razı etmek meselesi vardı.Çünkü o dönemde Gayri Müslim nüfus toplam nüfusun ‰25’ini oluşturmaktaydı.Cumhuriyet kurulduğunda 13.5 milyon nüfusa sahipti ve Türklerle birlikte yaşamaya meyyal olan bir tek Kürtler vardı.O yüzden bu dönemde “Tanıma Siyaseti” benimsendi. Cumhuriyetçiler küçük reformlarla(Kürdistan siyasetinin deklare edilmesi,Kürt eşrafıyla toplantılar düzenlenmesi ve bu toplantılarda çoğunlukta oldukları yerlerde yöneticilerini kendilerinin seçmelerine izin verilmesi gibi) Kürt meselesini halledebileceklerini düşünüyorlardı.Kısacası Cumhuriyeti kuranlar, Kürtlerin kendilerini yönetmelerinde ve kültürel haklarının korunmasında tereddüt etmemiştir.-1924-1990 arası: Tenkil ve asimilasyon, bu dönemin temel politikasıdır. “ Fırat’ın doğusunda Türklükten başka bir hal vardır.Eğer müdahale etmezsek kopuşların yaşanılması kaçınılmazdır.” temelinde hazırlanan Şark ıslahat Planı uygulanmaya çalışılır. Türkçe’nin kullanımını zorunlu kılmak;Türk muhacirleri Kürtlerin arasına Kürtleri de Türklerin içine yerleştirerek Kürtlerin Türkleşmesini sağlamak(İskan siyaseti);Bölgede yerli memur bulundurmamak;Van-Midyat arasında Türk muhacirleri yerleştirmek;kız mektepleri açmak; yerlerin adını Türkçe olarak değiştirmek…)Şark Islahat Planı’ndaki önerilerin çoğu devletin savaştan yeni çıkmış olması ve ekonomik sebeplerden ötürü hayata geçirilemedi. 1930-1938 arası başka bir başlık olarak düşünülmelidir. Çünkü Kürtlerin siyasi elitlerinin Şark Islahat Planı ve Dersim Kanunu’na isyanı Dersim Katliamı’yla kesintiye uğramıştır.1960’larda Kürtlerin siyasi olarak örgütlenmeye başladığı yeni bir süreç başlar. Fakat bu süreç de 1980 darbesiyle kesintiye uğrar.1984 sonrasında ise silahlı direniş başlar. 1991 seçimleriyle birlikte bu direniş Kürt Halkı’nın da destek verdiği bir siyasi süreci başlatmıştır.Bu durum devleti Kürt Meselesi’ni yeniden düşünmeye zorlamıştır.Merhum Turgut ÖZAL’la birlikte devletin İnkar ve Tenkil siyasetinde açılan gedik günümze kadar zayıf da olsa gelebilmiştir.Günümüzde devletin başında olan siyasi iradenin Kürt Meselesi’ni tanıma siyasetinin hacmiyle Kürt Meselesi’ni hacmi birbiriyle mutabakat sağlayamadı.Yani AK Parti İktidarı’nın attığı adımlar Kürt Meselesi’nin derinleşmesini sağlayamıyor. Kürt Meselesi’nin artık bir bölge meselesi haline geldiğini söyleyen Prof.Dr.Mesut Yeğen, Türkiye artık herkesin sosyal ve kültürel anlamda eşit haklara sahip olduğu bir ülke olmalıdır diyerek sözlerini tamamladı.Katılımcıların sorularının Prof. Dr. Mesut Yeğen tarafından cevaplandırılmasıyla konferans sona erdi. Bir sonraki hafta 8 Aralık Cumartesi günü saat 09.30 ‘da BİLSAM Fırat Düşünce Platformu bünyesinde gerçekleşecek olan “Eğitimde Model Arayışları” konulu programın Malatya Kongre Merkezi’nde yapılacağı katılımcılara duyuruldu.
TÜM HABERLER